Kahramanmaraş'ta bulunan ve Türkiye'nin ilk keklik üretim merkezi olan Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezi, bu yıl kapasitenin üstünde üretim gerçekleştirerek 10 bin keklik üretti. 2002 yılında faaliyete başlayan merkez, av ve yaban hayatını canlandırmanın yanı sıra kenelerle mücadelede insan sağlığına, süneyle mücadelede ise tarıma destek sağlıyor.

Yılın başında kuluçkadan çıkan kınalı keklikler, özel koruma merkezine alındı. Sürdürülebilir av ve yaban hayatının devamlılığı, kene ve süne ile mücadele için 4 ay boyunca istasyonda adaptasyonları sağlanan keklikler, Kahramanmaraş'ın yanı sıra çeşitli illerde doğaya salınacak.

KAPIÇAM'IN ÖNEMİ

Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezi, sadece keklik üretimi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda av ve yaban hayatının korunmasına da katkıda bulunuyor. Merkezde üretilen keklikler, doğal yaşam alanlarına salınarak biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı oluyor.

Keklikler, kene ve süne gibi zararlılarla beslenerek insan sağlığına ve tarıma da katkı sağlıyor. Keneler, Lyme hastalığı gibi birçok hastalığın taşıyıcısıdır. Süneler ise tarım ürünlerine zarar vererek ekonomik kayıplara neden olur. Keklikler, bu zararlılarla doğal yollarla mücadele ederek insan ve çevre sağlığını korumaya yardımcı oluyor.

10 BİN KEKLİK DOĞAYA SALINACAK

Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezi'nde bu yıl üretilen 10 bin keklik, 4 aylık adaptasyon sürecinden sonra doğaya salınacak. Keklikler, Kahramanmaraş'ın yanı sıra Adana, Mersin, Osmaniye, Gaziantep ve Kilis gibi illerde uygun habitatlara bırakılacak.

Doğaya salınan keklikler, av ve yaban hayatının sürdürülebilirliği için önemli bir rol oynayacak. Ayrıca, kene ve süne ile mücadelede de doğal bir çözüm sunacak.

KAHRAMANMARAŞ'TAN TÜRKİYE'YE KEKLİK ÜRETİMİ

Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezi, Türkiye'nin ilk ve tek keklik üretim merkezi olma özelliğini taşıyor. Merkezde üretilen keklikler, Türkiye'nin farklı bölgelerinde av ve yaban hayatını canlandırmak için kullanılıyor.

Kapıçam Kınalı Keklik Üretim Merkezi'nin çalışmaları, av ve yaban hayatının korunması, insan ve çevre sağlığının korunması açısından büyük önem taşıyor.