Şeyh Şamil Mahallesi Adını Nereden Almıştır?


Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu İlçesinde yer alan Şeyh Şamil Mahallesi hakkında merak edilenler
Belediye Meclisi’nin 08.03.2000 tarihli oturumunda alınan 1/11 sayılı kararla bazı mahalle sınırlarının değiştirilmesi ve yeni mahalleler oluşturulmasına karar verilmiştir. Bu kararla Dulkadiroğlu Mahallesi’nden bölünen kısıma Şeyh Şamil Mahallesi ismi verildi. Mahallenin güney sınırının Alparslan Caddesi, batı sınırının Tevik Kadıoğlu Bulvarı, kuzey sınırının Şeyh Şamil Caddesi, doğu sınırının ise Sardunya sokak olarak kabul edilmesine karar verildi.
Kuzeyinde Aslan Bey Mahallesi, doğusunda Yahya Kemal Mahallesi, güneyinde Dulkadiroğlu Mahallesi, batısında Şeyh Adil Mahallesi yer almaktadır. Mevlana Camii, Evliya Camii ve Dulkadiroğlu İlköğretim Okulu sınırları içerisinde yer alır.
Mahalleye ismi verilen Şeyh Şamil, Kafkas kartalı olarak bilinir. Kuzey Kafkasya halklarının önderidir. Kafkas Savaşı’nda Anti-Rus direnişinin lideri ve Dağıstan’la Çeçenistan’ın İmamıdır. Turan (Tük İslam Birliği) fikrinin kurucusu olup bu fikri ilk ortaya atandır.
Kendisini Kafkasya’nın özgürlüğüne adamış olan Şeyh Şamil’in 1797’de doğduğu Dağıstan’da, Kafkasya’da ve tüm İslam ülkelerinde hala büyük bir namı vardır. Yirmi beş yıl sürdürdüğü savaş ile onu izleyenlerin benimsediği ideoloji bugün de Kafkas halklarını derinden etkilemektedir.
Genç yaşlarda Dağıstan’ın önemli bir dini lideri olan Şeyh Cemalettin Gazi Kumuki’den ders almıştır. Nakşibendi tarikatında aldığı bu eğitim onda Rusların, Kafkasya’da ortadan kaldırmak istediği İslamiyeti, tekrar ihya etmek ve yaymak için uğraşmasına, özgürlük, direniş ve İslam Birliği düşüncelerinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Rusya İmparatorluğu’na karşı Dağıstan’da başlattığı savaşını Çeçenistan’da sürdürdü. Hatta bir dönem savaş Kuzeybatı Kafkasya’da Çerkesya’nın tamamını da içine aldı.
Dönemin süper güçlerinden Rusların engellemesiyle dost ülkelerden gelen yardımlar kesilince, Şeyh Şamil ülkesinin gücünün tükenişini gördü. 1859’un 6 Eylül’ünde 70 bin kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra, savaşı sürdürmesinin intihardan farksız olduğunu anlayarak Çarlık yetkilileriyle görüşmeler yapıp onurlu bir silah bırakma yolunu seçti.
Rus Çarı II. Aleksandr, Şeyh Şamil’i sarayın kapısında son derece nazik karşıladı ve kılıcını almayarak kendisine olan hayranlığını dile getirdi. Şeyh Şamil, bir ay kadar sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak esaret yıllarını geçireceği Kaluga’ya gönderildi.
Sürgünde on yıl kadar geçirdikten sonra Çar, Şeyh Şamil’in hacca gitmesine izin verdi. Ancak bir tedbir olarak oğlu Muhammed Şefi’yi alıkoydu ve haccı ifa ettikten sonra Rusya’ya dönmesini şart koştu. Şamil, 1870 yılında Rusya’dan ayrılarak önce İstanbul’a uğradı. Sultan Abdülaziz tarafından karşılanarak sarayda ağırlandı. Şamil’in İstanbul’a uğradığı haberi duyulduğunda, halk bu efsane kahramanı görebilmek için saray kapılarına akın etmiştir.
Şeyh Şamil, 1871 yılında hac ibadeti için bulunduğu Arabistan’da vefat etmiş ve Medine’de Cennet-ül Baki mezarlığında Rufai tarikatının şeyhi Seyyid Rüfai tarafından cenaze namazı kıldırılarak defnedilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.