Biz, Kelebekler Hayvancılık Limited Şirketi olarak faaliyet göstermekteyiz. Ayda Süt ürünleri de markamızdır. Ayda Süt’ün yanı sıra yoğurt, ayran üretiyoruz.  18 tane de peynir çeşidimiz var. Pazarımız Türkiye içi. 2000 yılında şirketleştik. 2000’den önce şahıs firmasıydık. Babamdan kalma bir firma. 1970’li yıllarda temeli atılan bir firmayız.

Ayda ürünleri, nerelere ulaşıyor?

Yoğurt olarak; Şanlıurfa, Mardin, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Adıyaman gibi illere ulaşıyoruz. Peynir olarak da daha çok büyükşehirlere, İstanbul, Diyarbakır, Antalya, Ankara, Malatya, Erzurum, Elazığ, Şanlıurfa, Osmaniye ve Mersin gibi illere ulaşmaktayız.

Hedefleriniz arasında neler var?

Büyüme risklerinden ve istikrarsız söylemlerden dolayı büyümeyi biraz kıstık. Genelde ham madde alımını sabitleyip ambalajları küçültüp sayısal olarak fazlalaştırma hedefindeyiz.

Türkiye’de marka olmayı hedefliyor musunuz?

E tabi herkesin idealinde bir markalaşma olur. Çalışmalarımızı, yıllık planlarımızı yapıyoruz. Küçük ambalajlarda daha çabuk markalaşılıyor. Yani küçük paketlerin tüketimi daha çok oluyor.

Bir de benim Türkiye’de yapmayı düşündüğüm bir çalışma var. Simitle yenilecek şekilde süt kremasını tüplere basmayı düşünüyorum. Yeni bir çalışma bu. Fast fooda karşı  süt tüketimini arttırmayı düşünüyorum. Büyükşehirlere gittiğim zaman şunu görüyorum: Sabah erkenden hiç kimse kahvaltı yapmadan yollara dökülüyor. Toplu taşıma araçlarında, İstanbul’da gemide falan çokça simit tüketildiğini görüyorum. Bundan dolayı simidin yanına, düşündüğüm şekilde süt kreması üretmeyi düşünüyorum. Bunu yaptığımızda, büyük şehirlerde iyi bir tüketim olacağını düşünüyorum.

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) ekonomi alanında, dışa açılan yüzümüz. Oda, bizi yeterince temsil ediyor mu? Faaliyetlerinden memnun musunuz?

Diğer illerle kıyasladığımda, bizim Kahramanmaraş’ta ticaret odasının, orta işletmelere bir cevap verdiğine inanmıyorum. Bu yönde faaliyetleri de, eğilimleri de yok. Genelde cironun biraz daha yüksek olduğu sanayi kuruluşlarına yönelik çalışılıyor. Örneğin tekstil sanayisine yoğunlaşıyorlar. O yüzden de orta işletmelere veya daha değişik sektörlere yönelik bir vizyon geliştirilmediğini görüyorum. Böyle olunca da, küçük işletmeler, kendi yağlarında kavrulmaya çalışıyor. Hatta küçük işletmelerin, kimi zaman kendi sorunlarını oda dışında çözmeye çalıştıklarını görüyoruz. Halbuki; bu orta ölçekteki işletmeler Ankara gibi yerlerde, sorunlarına çözüm aradıkları zaman, odanın öncülüğünde olmasını istiyorum. Ferdi olmamalı.  Ferdi olduğu zaman, sadece kendi işletmesinin çıkarını düşünüyor. Yani odanın, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere (KOBİ) yönelik çalışması olması lazım.

Bu zamana kadar odayla ilişkiniz nasıldı? Verim alabildiniz mi?

Odanın, bugüne kadar bizden herhangi bir talebi olmadı. Biz de odaya gittiğimiz zaman muhatap bulamıyoruz. Resmi evrak bize lazım olduğunda gidiyoruz ya da aidat ödüyoruz. Başka herhangi bir ilişkimiz olmuyor. Yani KOBİ’lere yönelik çalışması olması lazım, meslek komitelerinin harekete geçmesi lazım. Meslek grupları olarak sınıflandırılarak, komite başkanlarının, yol gösterici olması lazım. Başarılı kişilerle işbirliği yamak lazım. Örneğin aile şirketleri ortaklaşmaya yanaşmadıkları için genelde 2. ya da 3. kuşaktan sonra bitiyorlar. Buna yönelik de çalışmalar olmalı. Bu çalışmalar da, alanında bilgili insanların vereceği eğitimlerle, daha verimli olacak. Böylece, aile şirketleri kurumsallaşmaya doğru yol alır. Kurumsallaşma sadece büyük şirketlerde olur diye bir şey yok, orta büyüklükteki işletmelerde de olur. Hep beraber bir kurum altında hareket ettiğimiz zaman verimli olacağına inanıyorum. Beklentilerimiz o ki, KMTSO, KOBİ’lere öncülük etsin, küçük işletmeler güçlensin. Sektör çeşitliliği yapak lazım. Karma bir yönlendirme lazım. Ticaret ve Sanayi Odası’nda, kim başkan seçilecekse, bu konularda çok aktif olması, işine çok hakim olması lazım. Şahsi düşüncelerinden sıyrılıp umumi şekilde sektörlere bakmasını istiyorum.

Odaya kayıtlı üyeler, birlikte hareket etmeli mi?

Aynı meslek grubundakiler, rekabet halinde olurlar. Bundan, zaman zaman, ufak da olsa sorunlar çıkar ama aşılmaz sorunlar değil. Biraz da geniş çerçevede düşünmek lazım. Bencillikten çıkması lazım. Günümüzde  artık bu tür sorunlar aşılıyor. Çünkü az da olsa, insanların ufku genişledi. Yani meslek gruplarında kısır döngü olmamalı. İyi bir eğitim olursa birlikte hareket etme artar. Aynı sektördekilerin birbirine yardımcı olması lazım. Eskisi gibi alım fiyatlarının falan gizli tutulmasına gerek yok. En iyisini üreten, kazanır. Artık markayla övünme devridir. Şahsen ben, meslektaşlarıma tüm bilgileri aktarıyorum. Bir işe başlamak ve karar vermek çok zor. Bu konularda KMTSO’nun bir ar-ge çalışması olması lazım. Çünkü  girişimciye, yapacağı işle ilgili ayrıntılı bilgiler verebilir. Bu, daha yararlı olur.

Odada olması gereken hiç bir destek almadan biz, yaklaşık 40 il’e satış yapıyoruz. Ama bu iş, odada organizeli olsaydı, belki bugün daha çok il’e daha rahat ulaşabilirdik.

Bu arada, yurt dışı pazarı biraz daha etkili. İç piyasada, güvene dayalı iş yapıyoruz. Yurt dışına satış daha etkili. Odanın burada büyük fonksiyonu olabilir.

Kısacası;  sanayiciler olarak, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine katkıda bulunmak adına

birlikte hareket etmeliyiz.