İNCİ OKUMUŞ: KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU, KADINA CESARET VERİYOR
İnci Okumuş kimdir? Firmanızla ilgili bilgi verir misiniz?
1971 yılında Kahramanmaraş’ta doğdum. Doğma, büyüme Kahramanmaraşlıyım. Öz olarak; Kahramanmaraş kadınıyım derken bir başka gurur duyuyorum. Çünkü Kahramanmaraşlı olmanın, K.Maraş’ta kadın olmanın verdiği ayrı bir haslet, ayrı bir değer olduğuna inanıyorum.
Özel sektörde işletmeci ve aynı zamanda şair ve yazarım. İki alandaki çalışmalarımı bir arada ve ihmalsiz olarak yürüttüğümü düşünüyorum. Ticaret Sanayi Odası’nda Kadın Girişimciler Kurulunda başkan yardımcılığı görevim var. Türkiye Yazarlar Birliği ve KİKAD K.Maraş İş Kadınları Derneği üyesiyim ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Kahramanmaraş şubesi Yönetim Kurulundayım.
Çelikkon Çelik İnşaat Ltd. Şti ve Yapı Merkezi İnşaat Ltd. Şti olarak iki tane firmamız var. Her ikisi de inşaat sektöründe hizmet vermektedir. Bu yıl itibarı ile basın yayın alanında hizmet vermeye başlayan bir yayınevi kurdum. Bu yayınevi, Kumrum yayınları olarak markalaşıyor ve edebiyat dünyasına kazandıracağı önemli eserlerle yeni bir girişim alanı olarak hizmet vermeye hazır bulunuyor.
Yapı Merkezi İnşaat, Mühendislik ve Müşavirlik Limited Şirketini, bundan yaklaşık 18 yıl önce inşaat mühendisi olan eşim Sıtkı Okumuş ile birlikte kurduk. Eşim o zamanlar devlette vazife yapan bir mühendisti. Memuriyeti bir yere bırakarak benimle birlikte girişimci oldu. Ben de bu teklife katılarak iş hayatında böylece girişimci oldum. Doğrusu girişimcilikle hayatımda ilk kez tanışmış, özel sektör kavramını 18 yıl önce ilk kez böylece tanımış oldum. Çünkü ben memur bir ailenin evladıydım. Akabinde 8 yıl sonra Çelikkon Çelik Yapı firmasını kurduk. Bu firmamız da ağırlıklı olarak çelik konstrüksiyon alanında hizmet vermek üzere kuruldu. Yapı Merkezi İnş kurulduğu yıldan bu yana gerek K.Maraş’ta gerekse K.Maraş dışında birçok önemli ve büyük projenin hem hazırlayıcısı hem de uygulayıcısı olmuştur.
Son beş yıldır bu çalışmalarımıza tünel kalıp inşaat alanını da eklemiş bulunuyoruz. Gerek proje çalışmalarımız da, gerekse çelik konstrüksiyon yapılarda, betonarme tünel kalıp alanında ürettiğimiz sağlam ve güvenilir yapılarda olsun, sunduğumuz kaliteli hizmetle hem konut sahibi olmak isteyenlerin hem de yeni fabrika binalarına ihtiyaç duyan yatırımcılarımızın, sanayicilerimizin çözüm ortağı olarak çalışmalarımıza devam etmekteyiz.
İSTİHDAM SAĞLAMAK MUTLULUK VERİCİ
Firmamız Kahramanmaraş’ta birçok güzel işlere imza attı. Değişik sektörlerde firmaların hem statik uygulayıcısı hem de imalat yönünden destekçisi olduk. Yatırımcının her zaman yanındayız. Onların yanında daima güçlü bir çözüm ortağı olarak devam etme gayretindeyiz. Böyle bir anlayışa sahibiz. Firmamız Kahramanmaraş’ta kuruldu. Ama biz ülke genelinde daha birçok şehrimize kendi kalite ve anlayışımızı taşımak istiyoruz.
Bu alanda istihdam oluşturmak ise; işimizdeki üretim kadar heyecan veren bir diğer unsur… Bugün firmamızın birinde 44 diğerinde ise 25 kadar çalışanımız bulunuyor. İstihdam edenlerin ailelerini de düşündüğümüzde ne çok geniş bir aileye sahip olduğumuzun bilincinde oluyoruz. Çalışanlarımızın evlatlarını, bizim evlatlarımız olarak görüyoruz. Bunu çok önemsiyoruz. Onların var olduğu müreffeh bir aile hayatı bizim en büyük mutluluğumuz oluyor. Bu anlamda ben çalışmanın mukaddes bir olay olduğunu düşünüyorum.
KADINLARIN ENERJİSİNDEN FAYDALANILMALI
Son zamanlarda kadınların çalışıp çalışmaması konusu çok tartışılıyor. Toplumumuzun bir kesimi bu tartışmayı farklı mecralara taşıyorlar. Bu tartışmaya birçoğumuz maalesef ki değişik bir beyin algısı ile bakar olduk dahası kadının enerjisini sömüren bir yaklaşım ile yaklaşır olduk...
Oysa kadının fıtratından gelen özelliklerini, toplumun değerlerine bir katma değer olarak kazandıracağına inandığımız noktada elbette kadın çalışmalıdır. Bu anlamda kadının enerjisinden, çalışma azminden, başarısından, öz güveninden ve kararlılığından toplumun faydalanmamasını bir bahtsızlık olarak görenlerdenim.
Bizler Hz. Hatice annemizin iş kadınlığını duyarak modelledik iş hayatımızı. Bir hukukçu olarak Hz Ayşe validemizin adaletten yana olan kararlılığını öğrenerek büyüdük. Bu sebepledir ki; bir İslam toplumu kadını olarak, bir Anadolu kadını olarak, hiçbir zaman böylesine ayağı yere basamayan tartışmanın içerisinde olmak istemem. Bu anlamda biz kadınlara da iş düşüyor; kadın kendi sorumluluğunu kendisi sahiplenme azminde olmalıdır. Evde çocuğunu büyütürken bir yerde bir başka üretimde bulunmasına, var olan enerjisini dengeli şekilde kullanmasına, hiçbir mani yoktur. Çalışmanın ibadetinden kadın neden mahrum olsun ki?
Birçok kadınımız herhangi bir işi yaparken bir diğer işi de içgüdüsel olarak yapıyor. Bazılarını görürsünüz, çocuğuna bakarken onca sorumluluğu varken yine de mecburiyeti olsun olmasın illa ki bir çalışmayla ilgileniyor hiçbir şey yapmıyorsa bile en azından nakış işleyip örgü örüyordur. Bu da kadının içindeki üretme enerjisinin en büyük göstergesidir. Asıl biz bundan toplum olarak yararlanamadığımız zaman bir şeyler kaybediyor ve zor durumda kalıyoruz. Şunu açıklıkla söyleyebilirim ki; kadınsız bir ekonomi bana göre birçok fırsatını yitirmiş bir ekonomidir!
Şu an üniversiteye başlamak üzere olan bir oğlum ve lise birinci sınıfta bir kızım var. Ben onları yetiştirme sürecinde anne şefkatinden ve iş hayatımda kendimden ödün vermediğimi düşünüyorum. Özel sektörde kendi işimi kurduğum için çocuğumu bakıcıya bırakmış değilim. Her zaman ofisimin bir yanı çocuklarımın yaşama alanı oldu. Onları bu süreçten hiçbir zaman koparmadım.
Kamuda çalışan kadınlar için düşünülmesi gereken bazı hassasiyetler elbette var. Çocuğun belirli bir noktaya gelene kadar annenin çalışma sahasında bazı fedakârlıklar yapması ve dengeyi iyi oluşturması gerekiyor. Sonuçta biz işlerimizin yanında bir anne olarak ,“insan üreten” anlayışta çocuklarımızı, geleceğin girişimcisi yapmak üzere yetiştiriyoruz. Eğer bu bilinçle hareket edersek kadın zaten doğru çözümlemeyi bulacaktır. Kadın, çok akıllı bir varlıktır ve ne yapacağını çok iyi bilir. Benim çocuklarım iş hayatımı gözlemleyerek büyüdü. Beni daima üreten, bir şeyler yapmaya çalışan bir anne olarak gördüğü için Onlar da ister istemez kendilerini çalışmaya odakladılar. Çünkü çalışan bir anne olarak siz onlara bir rol- model oluyorsunuz. Şunu açıkça söyleyeyim: Ben kabul günlerinde gezerek vakit geçirseydim, çocuğum toplumdaki kadın algısını öyle anlayacaktı.
Son zamanlarda birileri kadını fark etti:sivil toplum kuruluşlarında (STK) kadının varlığını etkin kılmaya çalışıyor. Niçin? Çünkü kadın toplumun en güçlü yanı. Ben sivil toplum kuruluşlarının birçoğunun, Türkiye’deki yapılanmalarda siyasal amaçlar taşıdığını düşünüyorum. Bu da olmalı elbette. Fakat STK’lar adı üstünde sivil toplum kuruluşlarıdır. Bir halkın idamesinde onları kalkındıracak, her türlü varlığı üstlere taşıyacak yapılanmalar olması da beklenen oluşumlardır. Bir takım kadın STK’ları var beki bilinçli belki de bilinçsiz olarak kadınlarımızı bir kısım gereksiz davranışlara yönlendirdiklerini görüyorum. O zaman diyorum ki; buralarda kadın kendi duruşunu kendisi oluşturmalıdır. Burası bendenize göre, hassasiyet gösterilmesi gereken bir konu. Eğer STK gerçekten sivil toplum anlayışına hizmet edecekse orası zaten kadının varlığından ve dolayısıyla atılımcı enerjisinden yoksunsa doğru hizmeti veremez diye düşünüyorum.
KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU, KADINA CESARET VERİYOR
Kadın Girişimciler Kurulumuz, ağırlıklı olarak iş kadınlarından daha doğrusu patron kadınlardan oluşuyor. Bizler birçok sektörde hizmet veren, tabiriyle elini taşın altına koymuş kadınlarız. Bu noktada bugüne dek gelmiş erk çoğunluğundaki iş dünyasında, işverenin halinden de anlıyoruz. Toplumumuzda birçok kadın var; “ biz işe nereden başlayabiliriz?” diye düşünen…
Birçok sebeple de iş hayatına atılımda cesaret gösteremeyen kadınlarımız da var... Bunun içinde çocuklarını sebep gösterenler de var veya bir genetik aile yapılanmasından kaynaklanan sebepler de var. Bu kadınlar şayet çalıştıklarında ailenin ve çevresindekilerin bakış açısı ne olur diye düşünüyorlar. Böyle düşünenler içinde maalesef üniversite eğitimi almış bir kesim de bulunuyor…
Onlar bize ulaştıklarında, bizim hayatlarımıza tanık olduklarında ya da zorlukları nasıl aştığımızı gördükleri zaman, kendi işlerini kuracaklardır. Önemli olan kadının kendi içindeki o cesaret ve özgüveni fark etmesi ve sahiplenmesidir.
Bu anlamda KMTSO Kadın Girişimciler Kurulu olarak bizlere ulaşan kadınlara- ki bir çoğuna bizzat bizler araştırmalarımız sonucu ulaştık- kadınlara bir takım eğitimler verdirdik ve bir takım çalışmalar yaptırdık. Kadınlarımız da şu tavrı gözlemledik; biz her zorun üstesinden geliriz! Her zaman dediler ki; yalnız değilmişiz. Sonra bazıları kendi işlerini kurdular, krediler aldılar, işlerini büyüttüler… Bunları görmek çok güzel. Bizim toplumumuzun kadını gerçekten çok cesur ve dürüsttür. Dürüstlük şu anda her alan bir yana özellikle iş toplumunun en çok özlediği ve istediği değerlerden birisi ve belki de en önemlisidir.
Kadınların, yönetici olduğu alanlarda daha ayağı yere basan işletme anlayışı, daha iyi yatırım döngüsü olduğunu görüyorum. Kadınlarımızı bu noktada teşvik etmeye gayret ediyoruz. Daha güzel projeler de yapılacaktır.
Kurulumuz, Kahramanmaraş kadınlarında ciddi bir özgüven oluşturdu. Onlar Ticaret ve Sanayi Odasını, kimsenin ulaşamayacağı bir kurum olarak görüyorlardı. Ama Kadın Girişimciler Kurulunun olması ve yıllar sonra, Ticaret ve Sanayi Odasında yapılan bir takım çalışmalarda, eğitimlerde, panayırlarda halkla bütünleştiğimizi görmeleri onlardaki bu algıyı değiştirdi. Bu husus çok önemli, diye düşünüyorum. Kurulumuzun bu önem ve başarıya gelmesinde dün destekleri daima bizimle olan Mehmet Balduk Başkanı, bugün Kemal Karaküçük başkanı da teşekkürle anmadan geçemeyeceğim.
Başkanımız Nazlı Hanımı seviyoruz. Sonuçta içimizden bir kadın, genç girişimci ve cesur bir kadındır. Hepimiz kendi enerjimizi, el ele tutuşarak büyütüyoruz. Her zaman o anlamda teşekkür ediyoruz.
PROJELERİMİZ
İşletme olarak; İnsanları daha mutlu edebileceğimiz, ekonomik seviyelerine göre taleplerini ayarlayabileceğimiz, kaliteyi çok daha arttıracağımız güzel yapılar yapmak istiyoruz. Onları ailece o çatının altında görmek ve mutlu etmek istiyoruz.
Şahsi prensibim olarak da; kadınlarımıza başarmanın ve üretmenin huzurunu fark ettirme gayreti yaşadığım ve ürettiğim müddetçe daima olacaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.