Hızla Gelişen Çağda Eğitim Sistemimizdeki Yenilikler
Değişen ve gelişen dünya şartları içerisinde bilgisayar bilimlerine ağırlık verilmesi gerektiğini savunan Vepsan Yönetim Kurulu Başkanı Akif Bakır güncel eğitim meseleleri hakkında da görüş bildirdi.
Hızla değişen dünyada Ülkeler, eğitim sistemlerini sürekli gözden geçirmekte, çağın ve günümüzün koşullarına uygun olarak teknolojik gelişmelere göre yeniden yapılandırılmaktadırlar. Bizlerin (Toplumumuzun), ülkemizin maddi ve manevi her alanda yükselmesini ve ilerlemesini sağlayacak unsurların başında eğitim sistemimiz gelmektedir. Çağın getirdiği yeniliklerle bizim de geri kalmamak için ayak uydurmamız gerekiyor. Bunlardan biri de kodlama sistemi. Konuyu gözlemlediğim kadarıyla gelecek eğitim yılından itibaren bilişim teknolojileri ve yazılım dersi kapsamında 5 ve 6’ncı sınıflar zorunlu, 7 ve 8’inci sınıflar seçmeli olarak ‘kodlama’ eğitimi alacak. Bilgisayar yazılım programının ilk adımı olan kodlama; bilgisayarda yazılım, uygulama ve web sitesi oluşturmayı mümkün kılan bir dilde elektronik olarak yazmak anlamına geliyor. Yüzlerce kodlama dili var. Bu temel bilgi öğrenildiğinde; çocuklarımız, bilgisayarda kendi yazılım, uygulama ve web sitlerini kendilerinin yapabilmesi mümkün oluyor. Kodlama bilen bir kişi bilgisayarları, bilgisayarlı makineleri programlayarak onlara istediği işleri yaptırabilir, bu cihazlara yeni özellikler ve görevler ekleyebilir. Uzmanlara göre, küçük yaşta kodlama eğitimi almak çocuğun bilimsel ve algoritmik düşünme becerilerini geliştiriyor. Öğrencilere bu eğitimi öğretip problemler karşısındaki düşünme yeteneklerini geliştirmek planlanıyor. Küçük yaşlarda kodlama eğitimi alan çocuklarımız, gelişen teknoloji karşısında ilerde daha aktif rol alarak ülkemizin sanayi ve teknoloji açısından da gelişmesine katkı sağlayacaklar inşallah. Hayatta öğrenimi, gelişimi belli bir zaman dilimiyle sabit bir müfredat ile sınırlayamayız. Eğitimin, gelişimin hayat boyu süreceğini de unutmayalım.
“EN PAHALI YATIRIM İNSANA YAPILAN YATIRIMDIR”
En pahalı yatırım insana yapılan yatırımdır. Bu sebeple İslam dinimiz ilme, okumaya, öğrenmeye büyük önem vermiş; ilim tahsilini her Müslümana farz kılmıştır. Dünyamızın bütün milletleri, nesillerini kendi inanç ve ahlak telakkilerine göre yetiştirmekte ve milli kültürlerini vermektedirler. Biz de ülkemiz insanlarının genç nesillerimizin eğitim ve öğretiminde; milli, dini ve ahlaki değerlerin benimsetilmesinde üzerimize düşen görevleri yerine getirmeli, bu değerlere bağlı bir neslin yetişmesini sağlamalıyız. Aksi takdirde milli ve dini değerlere bağlı olmayan okumuş bir nesille geleceğe umutla bakamayız.
“TÜM ÖĞRENCİLERİ ÜNİVERSİTE ÖNLERİNE YIĞMAKTAN KESİNLİKLE VAZGEÇİLMELİ”
Her mesleğin onurlu olduğu, başta öğrenci ve veliler olmak üzere toplumun her kesimine, her kanaldan anlatılmalıdır.
Eğitimde, sistemi öğrencinin yeteneklerine göre yönlendirmek gerekiyor:
Eğitimin temel müşterileri hiç kuşkusuz ki öğrencilerdir. Eğitim hizmetinden direkt olarak etkilenirler. Okullar verecekleri eğitim öğretim hizmetlerinde öncelikli olarak öğrenci ihtiyaçlarını merkeze almalı her öğrencinin öğrenebileceği ilkesini benimsemeli ve öğrencilerin yeteneklerini ortaya çıkarabilecekleri sağlıklı bir eğitim ortamı hazırlamalıdır. Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri en erken yaşlarda belirlenmeli ve sonraki eğitimleri ona göre yönlendirilmelidir. Tüm öğrencileri, üniversite önüne yığmaktan kesinlikle vazgeçilmelidir.
Ülke geneli ve her il için iç ve dış göçler de dikkate alınarak istihdam odaklı insan gücü planlaması yapılmalı, diplomalı ve niteliksiz mezunlar yetiştirmekten vazgeçilmelidir. Sistemin eğitim görülen alanlara yönelik istihdamı beslemiyor olması, üzerinde çalışması gereken önemli bir konu.
“ÖĞRETMEN PERFORMANS SİSTEMİ OKULLARDA HUZURSUZLUĞA YOL AÇACAKTIR”
Öğretmen performans sistemi :
Bu sistemde; öğretmen, gelişimi ve mesleki yeterliliği açısından puanlanacak. Okul müdürü, meslektaş, öğrenci ve veli öğretmene “not” verecek. Bu sonuçlar da öğretmenin kariyer basamaklarında, terfi, hizmet puanının hesaplanmasında, kriter olarak kullanılacak. Öğretmeni notlamak, özelikle de öğrenci tarafından. Ben bu sistemde işin öğrenci ve veli tarafından verilecek notun yüzdelik kısmını bilmiyorum ama inşallah çok düşüktür. Aksi takdirde bu sistemin çok yarar getireceğine, eğitime bir katkı sağlayacağını tahmin etmiyorum. Aksine okullarda huzursuzluğa yol açacaktır. Hali hazırda önü alınamaz öğrenci ifadesiyle, velilerin şikâyetleriyle eğitimciler zor durumda kalıyor. Öğrencinin not verdiği bir sistemin bir katkı verebileceğine ben ihtimal vermiyorum. Bizzat şahit olduğum velisi olarak uzun sürede okul aile birliğinde de bulunduğum bir imam hatip okulumuzda genel veli toplantısına katılmıştım. Aktif siyasette görev aldığını beyan eden bir bayan velinin, çocuğunun sınıf öğretmenine daha sonra okul müdürüne ‘siz benim kim olduğumu bilmiyorsunuz?’ diyerek, görev yaptığı teşkilatın nüfuzu üzerinden baskı yapmaya çalıştığına şahit oldum. Çok üzüldüm. Kaldı ki o teşkilat, o makamlar hepimizin. Biz velilerden eğer siyasetle meşgul iseler bulunduğu makamlardan eğitime, okullarımıza katkı vermelerini bekleriz. Makamı kullanarak oradaki öğretmen ve idarecileri rencide etmelerini değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın ’da bu tür olaylara dikkat çektiği gibi ( racon kesmemelerini ) eğitime katkı vermelerini bekleriz.
Eğitim Önce Ailede Başlamalı : “Çocuklarımızın ilk ve en etkili öğretmenleri bizler (anne –babalarıdır.)’’ Özellikle okul öncesi dönemde, bizlerin anne-baba olarak çocuklarımıza yönelik ilgi ve tutumlarımız, onlarla kurduğumuz iletişimimiz, çocuklarımıza verdiğimiz eğitim, çocuklarımızın kişilik gelişimini etkilemektedir. Kişilik gelişiminde kritik dönem olan okul öncesi dönem başarıyla atlatıldığı takdirde, ilerleyen dönemler başarıyla atlatılabilmektedir. Biz aileler olarak, çocuklarımızın toplumsal hayata uyum sağlamaları için önkoşul olarak beceriler kazandırarak, kişilik eğitimi ve İslami eğitimine katkı sağlayarak okula göndermeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.