Mehmet Ali Öztürk
Niyetleri üzüm yemek mi?
Çok büyük hatalara gerek yok. Ülkenin herhangi bir yerinde, bir yaprağın kımıldaması yetiyor. Birilerine yine malzeme çıktı. Bugünlerde Güngören Belediye Başkan Yardımcısının kendisini görünce ayağa kalkmayan işçiye, akşama kadar koridorda oturma cezası verdiği yazıp çiziliyor. Bu adamın yaptığını, ahlak ve vicdan sahibi hiçbir insan savunmaz. İşçiyle aralarında neler yaşandı, neler konuşuldu bilmiyoruz ama sonucun böyle olması ve yansımaları hiç hoş değil. Haber yapılmasaydı kimse duymazdı ve bu adam görevinden olmazdı, dolayısıyla yaptığı yanına kâr kalırdı. Olayın duyurulmasına karşı değilim. Bazıları, bu kişinin görevden alındığı haberini de yayınlayarak doğru olanı yaptı.
Bu ve benzeri haberlerden yola çıkarak, AKPARTİli olan bütün siyasetçilere, bürokratlara, veryansın edenler çıkıyor. Bunların iyi niyetli olmadıklarını düşünüyorum. Sürekli olumsuz konuşan, eleştiren, hakaretler savuran bir tabaka var. İşin ilginç yanı, bu tabakaya sorarsan, koyu AKPARTİliler ve Reis’i çok seviyorlar. Ancak en ufak fırsatta AKPARTİ yi yerden yere vurmaktan geri kalmıyorlar. Aynı oyunla, genel seçimlerde Reis’in elini zayıf düşürenler de yine bunlardı. Adayları zemmederek, Reis’i methederek yaptılar bunu. Eğer bunlar, söyledikleri gibi gerçekten AKPARTİlilerse, 2023 e hazırlanmaya hiç gerek yok. Sonuç şimdiden belli. Niyetleri üzüm yemek değil. Dolayısıyla ne yapılırsa yapılsın, bunların gözüne girmek imkânsız.
Buldukları en ufak fırsatı, iktidarın aleyhine kullanmakla meşgul olan bu kitle, sosyal medyada çok aktif çalışıyor ve insanların algısını yönlendirebiliyor. Bizimkilerse, birilerine ve birbirlerine ders vermekle meşguller.
Böyle devam ederse, 2023 tehlikeye girer. Reis gibi karizması çok yüksek olan bir lider, her zaman ele geçmeyebilir. İktidar olmak için yeni sistemde, yüzde 50+1 oy almak gerektiğini unutmayalım. Karşı cenah, muhalefette olmanın da etkisiyle, her geçen gün kenetleniyor. İçeride gördükleri yanlışları, anında örtebiliyor. Zıt kutuplara rağmen bunu yapıyor. Ama bu cenah, bir kaşık suda fırtına koparmayı marifet sayıyor. Daha da kötüsü, ittifak için bir araya gelen partiler, kendi içinde homojen değiller.
Yüzde birin bile çok önemli olduğu bir zamandayız. Birkaç oyla, kazananlar ya da kaybedenler oluyor. Bölünmeye yol açan bütün yolları kapatmaktan başka çare yok. Bu arada yeni kurulacak partileri görmezden gelme hatasına da düşülmemeli. Seçmenlere sürekli olumsuzlukları duyuranların, yeni partileri de öve öve göğe çıkaracaklarını unutmayalım.
Her şey güllük gülistanlık mı? Öyle olsaydı, mahalli seçim sonuçları böyle olmazdı. Yanlışlar da yapıldı elbette. Ancak, gerçekten Reis'i destekleyenler, kafalarında bazen soru işaretleri oluşsa da, davalarından vazgeçmediler. Nereden nereye gelindiğini unutmadılar. Şartları, baskıları, suikastleri, savaşları, NATO yu, ABD yi, AB yi görerek yaptılar değerlendirmelerini.
Şurası bir hakikat. On yedi yıldır iktidar olan bir partinin yıpranması kaçınılmaz. İnsanlar, en çok sevdikleri yemekleri bile üst üste yeseler, huzursuz oluyorlar. Ayrıca bu uzun sürede, mutsuz, küskün, ümitsiz kitleler ortaya çıktı. Heyecanını kaybedenler oldu.
Anlaşılan o ki, AKPARTİ seçmeni zinde tutmanın yollarını bulmak zorunda. Heyecan kaybolursa, ümitler sönerse, seçmenin gözü hiçbir şey görmez olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.