Sosyal hayatları, düşünceleri ve ahlak değerleri Batı'ının etkisiyle şekillenmiş bir grup, çok uzun yıllar halkımın bir adım önüne geçirilerek, toplumumuza öncülük ettirilmiş ve öğrendikleri bütün siyâsî, iktisâdî, ictimâî ahlaksızlıkları halkıma öğretmeleri sağlanmıştır. Ayrıca bunlar; halk istemese de çok uzun yıllar iktidar sahibi kılınmış ve iktidar oldukları süre içerisinde toplumun ahlakını bozmak için her türlü yolu kullanmaları sağlanmıştır.
Bunlar olurken din adamlarımız ve islami düşünenler sindirilmiş, hatimlerle, tesbihlerle, kandillerle, gece ibadetleriyle ve fetvalarla vakit geçirmek zorunda bırakılmıştır. Aksini yapanlar idam da dahil, her türlü ceza ile cezalandırılmışlardır. Siyasete adım atmak isteyenler; ya güçsüz bırakılmış ya da başkalarının kayığına binmek zorunda kalmıştır. Günümüzde islamî olduğunu düşündüğümüz kesim, boşluktan faydalanarak güçlü iktidarlara sahip olmuş, ancak halk üzerinde kültür anlamında hedeflediği çalışmaları gerçekleştirememiştir. Çünkü çok uzun yıllar, dejenerasyona uğrayan halkımın büyük çoğunluğu, islamî düşünme ve islâmî yaşama melekesini kaybetmiştir. Bu durum partiyi kuranlar, milletvekilleri ve bürokratlar için de geçerlidir. 
Dolayısıyla iktidarın, başörtüsü, imam hatipler, seçmeli dersler gibi alanlarda yaptığı çalışmalar, altı bağlar gazeli olan halkımda, karşılığını bulamamaktadır.
Özetle; her ne kadar hükümet olsak da, halkın kültürünü değiştirip kendi kültürünü yerleştirenlerin, gizli iktidarından uzun süre kurtulamayacağız gibi gözüküyor. 
Anlaşılan; iktidar olma çalışmalarımıza, ruhlara hitap etmek şartıyla, nefislerimizden, evlerimizden, sokaklarımızdan ve mahallelerimizden başlamalıyız. Önce beyinleri, Batılı gibi düşünmekten ve yaşamaktan kurtarmalıyız. Yoksa iktidar olursun ama başka düşüncelere hizmet etmekten kurtulamazsın. Çünkü herkes; yaşadığı Batı hayatını, islam zannetmeye başlamış ve islamî olduğunu düşündüğümüz iktidar da, bu durumun normalleşmesine, farkında olarak ya da olmayarak zemin hazırlamıştır.