Ahmet Doğan İlbey
Kurtlar ve darbeci generaller
Kurtlar koyunların ezelî düşmanıdırlar. Darbeci generaller de din-i mübin üzere hürriyet içinde yaşamak isteyen milletin ezelî düşmanıdırlar. Kurtlar çobanın sürüsüne, darbeci generaller de millete zarar verirler.
Kurtlaşan generaller kurtlar gibi puslu havayı sever, günlük güneşlik havayı sevmezler. Hür iradeleriyle idarecilerini seçen toplumdan nefret eder, askerî militarizme bağlı toplumdan hoşlanırlar.
KURT SÛRETİNDE YARATILAN GENERALLER
Kurtların üniformalı olanlarına darbeci general denir. Kurtlar gibi kendi gücünü en üstün güç bilen, hak hukuk tanımayan zorbalığın ve parçalayıcılığın adıdır. Darbe yapmadan duramazlar. Kurtlar gibi ezmek ve ele geçirmek şuur altlarında daima mevcut. Kurtların ön hazırlık yaptıktan sonra avlarına saldırdıkları gibi gizli bir plân içinde hazırlanarak tepeden inme idareyi ele geçirmeyi çok severler.
Generaller ve kurtlar bir vücutta yaşarlar. Generaller konuşan birer kurttur. Kurtlaşmak, kendinden olmayanı sevmemek, kabullenmemek ve saldırmaktır. Ay dolunay hâlindeyken kurtlaşan kötü ruhlu adamlar gibi generaller de Hakk’a tapan millet hayatı kuşattıkça krizleri tutuyor, zihniyetleri din-i mübin’den beslenmediği için iktidar hırsıyla kurtlaşıyorlar.
Darbeci generallerin huyu kurtlara benzer, haşin ve yırtıcıdır. En üstün kurt generalin başkanlığında hep muktedir olmaktır tek gayeleri. Yalnızca kurtlaşan generallerin ve onlara tâbi olanların hegemonyası sürsün isterler.
Kurtlar gibi darbeci generallerde merhamet, sevgi, emniyet duygusu gibi meziyetler bulunmaz. Kurtlar ormana, generaller topluma aidiyet hissetmezler. Bu yaratıklar sözde üstün bir sınıf şuuru taşırlar ve kendi sınıf kimliği adına hareket ederler. Kamaloviç, Muğlalıoviç, Gürseloviç, Madanoğluoviç, Evrenoviç, Çevikbiroviç kurtlaşan azılı generalliğin yakın tarihteki şedit birer numunesidir.
KURTLAR PARANOYAKTIR, DARBECİ GENERALLER DE PARANOYAKTIR
Kurtlar paranoyaktır; dolayısıyla darbeci generaller de paranoyaktır. Abartılı gurur ve güçlü olmak arzusu, kuşku, güvensizlik, bencillik ve hezeyanın beslediği megalomanik davranışla ortaya çıkan bir ruh hastalığı... Kurtlar için ormanda kendi cinsinden başkası daima düşmandır. Darbeci generaller gibi “iç düşman, dış düşman” kâbusu görürler sürekli.
Onun içindir ki kurtlar generaller gibi daima evhamlı ve teyakkuz hâlindedirler. Ormanın hâkimiyetini ve avları sahiplenmek isteyen başka kurt sürüleri çıktığı zaman kendi içlerinde iktidar kavgası başlatırlar.
Bir general bir generalin daima kurdudur. Kurtlar gibi kibirli, bencil, yırtıcı ve acımasız vasıflara sahiptirler. Kurtlar gibi kuzuyu da kendinden pay isteyen benzerlerini de yerler. Hz. Peygamberimiz (s.a.v), “İnsanlar öyle bir zamanla karşılaşırlar ki herkes kurtlaşır ve kurt olmayanları ötekiler yer” buyuruyor.
GENERALLERİN KANUNU KURTLARIN KANUNUNA BENZER
Darbeci generallerin kanunu kurtların kanununa benzer. Darbelerden sonra birbirini yemek kanundur. Kemal Tahir’e ait bir söz olan “Kurt Kanunu”, darbeci generallerin her darbe sonrasında tuttukları bir yoldur: “Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Kurtlar açlık dönemlerinde hiç av yapamadıkları zaman, hepsi bir araya toplanır ve kendi etraflarında bir daire oluşturarak dönmeye başlarlar. Bu dönme sırasında ilk yorulup yere düşen kurt diğer kurtların avı olur.”
Kurtlaşan generallerin kanunu her darbede işletilmiştir. 27 Mayıs’ta, 71 Muhtırası’nda, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, Ergenekon ve Balyoz Darbesi’nde, 15 Temmuz’da generaller kurtlar gibi egemenlik savaşıyla birbirlerini saf dışı etmeye çalıştılar. Meselâ 1926’da İngilizci Kamalovist generaller kurt kanunu gereğince Almancı-İttihatçı generalleri yemişlerdir.
KURTLAŞAN GENERAL GENİ ORDUNUN ZARARINADIR
Eski çağlarda cezalandırılacak kötü insana “kurt adam” cezası verilir ve ölünceye kadar kurt olarak kalırmış. “Kurt adamlık” lanete uğramışlığı temsil eder ve insanlıktan düşmüş mânasına gelirmiş.
Bu taifenin kurtlaştığı bir ülkede dirlik ve düzen olmaz. Bu ülke için en büyük tehlike İttihat Dönemi’nde başlayıp Kamalovist Cumhuriyet’le güçlenerek kurtluğa evrilen darbeci general geninin devam etmesidir. Apoletlilerin kurtlaşması en çok ordunun zararınadır ve insanın âdemiyetine, yâni din-i mübin üzere yaşamasına mânidir.
Bu güruhun en sevdiği kelimeler: Laikçilik, vesayetçi cumhuriyetçilik, Kamalov ilke ve inkılâpları, ulusalcılık, atacılık, darbecilik. En nefret ettikleri kelimeler: Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir, din-i İslâm, tarikat, hoca, câmi, başörtüsü, namaz, oruç, hac, kurban bayramı, sakal, imam-hatip…
Demek ki kimi zaman kurtlaşan generallerin darbesine uğramak kader de varmış. Milletin huzura kavuşması için içimizdeki kurtların ayıklanması veya birbirini yemesi gerek. Hâsılı, kurtlaşan generalleri devletlü paşalardan ayırmadıkça felâh ve huzur bulmak zor.
-------------------------------------------------
15 TEMMUZ MEYDAN BİLDİRİSİ
Ey azizan!
Kim kendini mülkün ve O’ndan tevarüs eden aşkın sahibinin varisi olarak kabul ediyorsa, kanlı 15 Temmuz darbecilerine oğul, kız kızanıyla direnmiş, kan ve ateşle imtihan olmuş necip milletin mehabetini birkaç mısra ile anlatan kalbimin şairi Mehmet Narlı’nın “15 Temmuz Bildirisi” adlı şiirini okumalıdır:
“mülkün ve aşkın varisleri meydan sizin yurt sizin oğulan ve kızan sizin aşk sizi bekliyor su sizi toprak sizi kurt kuş sizi hava sizi yaprak sizi
mülkün ve aşkın varisleri dünya onlara hıyanet size bir incinmedir size müeddep isyandır derin öfkedir”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.