Ahmet Doğan İlbey
Darbeciler psikopattır darbe sarasına tutulurlar
Darbeci generallerin birer psikopat olduğu kesin. Muayene edildiğinde yüksek dozda psikopatik belirtiler görülecektir. Sosyal girişimlerde noksanlık, mensup olduğu milletle dost ve barışık olamama, kanun ve kurallardan kopukluk, kendine çizilen anayasal yasakları dikkate almamak, içinde yaşadığı toplum değerlerine önem vermemek, sevgi, şefkat gibi hislerden yoksunluk, bu belirtilerden bazılarıdır.
Üç şeyi çok sever ve isterler: Güç, itaat ve otorite. Güç ve darbe tutkularının arkasında hastalıklı otoriter kişilikleri ve aldıkları lâ-dinî / pozitivist eğitim vardır. Güç tutkusuyla travmatik davranışlar gösterir ve darbeye teşebbüs ederler. Gaddarlıkları narsist ruhlarındandır. Narsist, yâni kendi saldırgan ve câni ruhlarına hayrandırlar. Bu hasta güruhun sevdiği en güzel söz “emret komutanım” dır.
DARBECİLİK KÖTÜ BİR VİRÜSTÜR
İktidar hırsı darbeci generallerde kanserden daha beter bir hastalık. Devletin idaresine hâkim olmak genlerine işlemiş. Bu sebeptendir ki darbecilik bazı generallerin ruhunda yer etmiş bir virüstür. Bu virüs kanlarından çıkmadıkça her vakit darbe yapabilirler. Bu virüse yakalanan generallerdeki fiillerin en başında zorbalık ve iktidar tutkusu gelir. Bu sebeptendir ki, Türk Ülkesi’nin kara yazgısıdır darbeci generaller. Hegemonyanın, despotizmin, Kemalizm’in, din-i mübin-İslâm ve millet düşmanlığının adıdır? Gaddar ve vesâyetçi kafaya sahip küffar Batı “uygarlığı” eğitiminin ürünü olan bu güruh Batılılaşmanın ortaya çıkardığı bir asker tipidir.
Dünyanın her yerinde aynıdır darbeci generallerin ruhu. İblis’in ruhunda buluşurlar. Bu güruha göre iktidar ve ülke daima darbeci generallerin vesayetinde olmalı. Aldıkları Harp Sanatı Eğitimi pozitivist, lâdinî, yâni Müslüman millet değerlerinden uzak olduğu için darbeci ve nekrofil (ölüsevici) bir kişiliğe sahiptirler. Bundandır ki bu ruh ve karaktere sahip generaller bu ülkede darbe yapıyor ve kan döküyorlar.
DARBECİLER NEVROTİK DAVRANIŞLAR GÖSTERİRLER
Hükümranlık tutkusu yüzünden nevroz hastalığına yakalanırlar. Nevroz: Sinir ve ruh hastalığı demektir. Darbe yapamadıkları ve iktidarı ellerinde tutamadıkları zaman nevrotik davranışlar gösterirler. Teşebbüsleri akim kaldığında darbe sarasına tutulur, nöbetler gelmeye başlar ve psikiyatri kliniklerinde kriz çekerek ölürler. Bu yüzden darbeci generallerin çoğunda görülen nörolojik rahatsızlıklar onların şu hâllerinden anlaşılır:
1-Ülkenin kendi vesâyetlerinde olduğu zamanlar neşeli bir kişilik sergilerler.
2- Çabuk sıkılırlar.
3- Duyguları ve düşünceleri derin değil, sathidir.
4- Ani karar verip uygulamaya koyarlar.
5- Kendi hatalarını kabul etmezler; sürekli olarak sivil toplum kuruluşlarını ve siyasetçileri suçlarlar.
6- Gayelerine ulaşmak için iç ve dış gizli servislerle çekinmeden diyalog kurarlar. Fetö, Devrimci Karargâh ve DHKP-C gibi cinayet örgütlerine bordrodan maaş öderler.
7-İtiyadî ve insiyakî olarak sık sık “ülkede irtica hortluyor, Kemalist Cumhuriyet’ten taviz veriliyor” paranoyasına tutulurlar.
8- Bu ülkede laikçi, Kemalist ilke ve inkılâplara bağlı darbeci generallerin zor yetiştiğini, kıymetinin bilinmediğini ve kaht-ı general, yani general kıtlığı olduğunu söylerler.
DARBECİLERİN GÜCÜ OMUZLARINDADIR
generallerin gücü omuzlarında, yâni apoletlerindedir. Omuzlarındaki yıldız sayısınca şenî akıl ve güçleri artar, şapkalarındaki kokartların büyüklüğünce buyurganlık ve zorbalıkları genişler. Şuur altlarında “rütbem ve ben” var. Omuzlarındaki apolet benliklerini daha da azdırarak, egolarına ve iktidar arzularına hâkim olur. Rütbe ve egoları birleşerek darbeci bir canavara dönüşür. Akılları selîm ve temyiz edici akıl olmaktan çıkarak, kalpten değil, omuzdan neşet eden, yâni apoletin emrine giren hasta bir akıl hâline gelir.
15 Temmuz darbesinde görüldüğü üzere darbeci generaller omuzlarından akıl almaya devam ediyorlar. Kendi millet meclisini, polis okullarını ve insanını bombalayan nekrofil (ölüsevici) akıl ancak omuzundan akıllı darbeci generallerde görülür.
“Darbeler Müdahaleler ve Siyasi Sistem” kitabının yazarı D. Mehmet Doğan’a göre darbeci generallerin temel özelliği bütün zekâ ve enerjilerini “irtica” üzerine hamlederek general olmalarıdır. “Hele Yemen’i bilmeyen, Yemen Türküsünü makamıyla hatâsız okuyamayan üniformalılar... Onların değil orduda, bu yurtta yerleri yok. (...) Birileri (çok yıldızlı general olmak isteyenler) halka karşı mücadele ederek yıllarca omuzlarını doldurdular.”
Bu güruhun düşmanı PKK değil, seçimle iktidara gelen hükümetler ve oy veren millettir. Oysa iyi bir general milletiyle dost ve barışık olan, düşmanlarla, terör örgütleriyle savaşan ve ülkesini asayişe erdirendir.
DARBE BAĞIMLILIĞI EROİN BAĞIMLIĞINDAN DAHA TEHLİKELİ
Mahkemece suçunun sabitliği daha anlaşılmadan ve 18 yaşını doldurmamış olmasına rağmen yaşı büyütülerek idam edilen masum genç hakkında “asmayalım da besleyelim mi? sözü omuzundan akıllı, yâni rütbesine psikopatik şekilde bağımlı darbeci bir generale aittir. Darbenin yapılabilmesi için binlerce insanın kontrgerilla eliyle faili meçhul cinayetlere kurban gitmesini ve sağ-sol çatışmasında öldürülmesini ancak omuzundan bağımlı paranoyak darbeci generaller isteyebilir. Bu elim hâdiseler için “ihtilâl (darbe mânasında kullanıyor) şartlarının olgunlaşması için gerekliydi” sözünü omuzundan akıllı darbeperest bir generalden başka kim söyleyebilir? Öyle ki, birkaç misâlini verdiğimiz apolet bağımlılığı eroin bağımlılığından daha tehlikeli. Omuzdan düşünüp akıl etmenin akl-ı selimle hiçbir rabıtası yok.
Sözün özü; darbeci generaller âlim ve ârif zatlar gibi milleti millet yapan, insanımızı inşa eden bir zümre değildirler. Altmış yıldır altı darbeden anlaşıldığı üzere darbeci generallerin kötü ruhunu bu ülkeden kovmak gerek. Allah, darbeci generalleri ıslah etsin. Darbeci generallerle ilgili temennimiz şu olabilir: Hulûs-ı kalple “daima Allah’a hamd eder, Hakk’a tapan milletimize şükran duyarız” dedikleri gün bu hastalıklardan kurtulur ve felah bulabilirler.([email protected])
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.