Ahmet Doğan İlbey
CHP’nin cemâziyelevvelini bilir misiniz?
Chp’nin isminde yer alan “Halk” kelimesi Sovyet Rusya’nın “Narodnik” kavramından iktibas edilmiştir. Tüzüğünde geçen “Türk halkı” ifadesi İslâmî mânada millî değil, Fransız nation (ulus) karşılığında laik/seküler muhtevaya sahip bir topluluktur.
“Türk halkı” ifadesiyle değeri düşürülmek ve muhtevası boşaltılmak istenen Müslüman Türk milleti Türkiye’nin bin yıldır asıl sahibi olan ve sahipliğini din-i İslâm üzere İstiklâl Harbi’yle de ispat etmiş necip millettir. Bu necip milletin değerleri 1925’den sonra Chp eliyle tasfiye edildiği sultana bile malûmdur.
Din-i İslâm ve vatan-ı İslâmiye üzere İstiklâl Savaşı yapan Türkiye birkaç yıl sonra Kemalist Chp’nin zorba inkılâplarıyla mazlum ve mazrur bir ülke hâline gelir. İstiklâl Mahkemeleri’nde binlerce insanın hukuksuz şekilde idam edilmesi, köyleri basıp Kur’ân-ı Kerimlerin toplanması, başbakanların asılması Chp’nin kanlı tarihini anlamaya yeter. 27 Mayıs1960, 71 Muhtırası, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri ile 27 Nisan Bildirisi’nin ardında ideolojik destek olarak hep Chp vardı. Ergenekon ve Balyoz darbe plânlarının muhtevası iyi okunduğunda Chp’nin ilke ve hedefleriyle apaçık bir olduğunu anlamak mümkün.
Chp ilk günden bu yana seçimle başa gelemeyeceğini bilen ve yandaşlarıyla hükümet devirmeye kalkışan bir partidir. Bu lâdinî partiye göre “Devlet idaresi câhil halkın tercihlerine bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.” Bundandır ki1946 seçimlerinde “açık oy, gizli sayım” ilkesiyle (!) iktidarı hile ile sürdürür. Chp’nin zihniyet genlerinde yatan darbeseverlik Kemalist ideolojisindendir. İttihat ve Terakki’nin fikrî sulbünden meydana gelen darbeseverliği İkinci Meclis'ten bu yana genetik olarak devam ediyor.
Chp demek, kıtlık (ekmeği olan parmakla gösterilirdi), karne, yokluk, baskı, şiddet, zulüm, imamsızlık, ezansızlık demektir. Cebren ve hile ile iktidar olduğu yıllarda Türkiye’de ezan, hac ve Kur’ân eğitimi yasaklanır, câmilerin bir kısmı yıktırılıp, bazıları kiraya verilir ve Chp binası olarak kullanılır.
Gazetelere “Dinden bahsetmeyin?” şeklinde tâlimat gönderen Chp’nin 1934 yılı itibariyle “Tarih II” adlı ders kitaplarında “Muhammed'in düşüncelerinin toplu olduğu kitaba Kur’ân denir?” tarzında dini inkâr fikrini aşılamaya çalıştığını en az iki kuşak biliyor.
CHP: “DİNÎ HAYATTA ARTMA VAR, TEDBİR ALINMASI GEREK”
1930’lı yıllarda Chp’nin iki numaralı zorbası Recep Peker bir tamim çıkararak Müslümanların dinî hayatında artma olduğunu, bu faaliyetlere karşı tedbir alınması gerektiğini belirtir: “Geçen Ramazan ve bayramda Arapça ezan okumak, sâlâ vermek, tekbir almak… gibi geri hareketlerin geçen senelere nispetle daha çok olduğu… anlaşılmıştır. 6 Haziran 935 tarihli ve 510 numaralı genelge ile de bildirdiğim gibi yurtta inkılâbı ve ileri gidişi koruma ve yayma ödevini üstüne alan, bu gibi devrim ve durumu müteessir edecek geri hareketlere karşı çok yakından ilgili ve duygulu olması icap eden partimizin bu hareketlere karşı duygulu bulunarak, hükümetle el ve işbirliği yapmalarını, alacakları haberleri vakit geçmeden hükümete bildirmelerini bu vesile ile bir kere daha tekrarlamayı değerli bulurum” (Cemil Koçak, Tek Parti Döneminde Muhalif Sesler).
Recep Peker ki, “Gerçek kutsalın din değil Cumhuriyet inkilâbı olduğunu, laiklik politikasının temelinin dinden bahsetmemenin oluşturduğunu, Atatürk’ün Büyük Nutuk’unun Türk’ün yeni mukaddes kitabı, Halkevleri’nin de bu inancın mabedleri olduğunu” söyleyen pozitivist bir zorbadır.
“İSLÂMİYET DENİNCE AKLIMA ÇORAP KOKUSU GELİR”
“İslâmiyet denince aklıma çorap kokusu gelir.” Bir hıristiyanın dahi kolayca söyleyemeyeceği bu alçakça cümlenin sahibi, M. Kemal’in yakın arkadaşlarından ve uzun müddet milletvekilliği yaptığı Chp`nin ideologlarından Falih Rıfkı Atay’dır.
CHP’Lİ SEVÜK: “BEŞ VAKİT NAMAZ YOKTUR”
Zulüm yılları olan Tek Parti Dönemi’nde hem Chp milletvekilliği, hem Atatürkçü rejimin gazetesi Cumhuriyet`te yazarlık yapan İsmail Habib Sevük’e ait şu cümleler pozitivist Chp’nin zihniyet genini gösteriyor: “Namaz Mekke devrinde yoktur. Mekke âyetlerinde ibadetten müphem bahsedilirdi, bu da sırf Muhammed’e tevcih edilmişti. Müminlere değil. Namaz müminlere Medine`de teşmil edildi. O da üç vakitte; fecirde, grupta, geceleyin. Beş vakit namaz Muhammed İslâmlığında katiyen yoktur.”
CHP’YE GÖRE “İSLÂM ONDÖRT ASIRLIK SAKAT İNANÇTIR”
“Devlet idaresindeki kaba sofuların elindeki dine kutsallık tanımak, bana göre Afrika zencilerinin çömlek ve taş parçalarına tapmalarından fazla bir anlam ifade etmez. Birinci olayla ikinci olay arasındaki fark, ilki kuruntuya dayanan bir inanç, ikincisi de bir toprak parçasına güvenmekten ibarettir. Türk medenî Kanunu yürürlüğe girdiği gün, milletimiz on dört asırdır kendini çeviren sakat ve karışık inançlardan kurtulmuş olacaktır” sözlerini Kemalist Cumhuriyet’in vesayetindeki sözde Millet Meclisi’nin kürsüsünden defalarca dillendiren meşhur(!) zorbalardan Chp`li Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’tur.
Ladinî anayasanın tepeden inme yapıldığı 1930’lı yıllarda, “Teşkilât-ı Esâsiyemizde din apaçık yazılmalıdır” diyen Bozkurt, Chp’li Tevfik Rüştü Aras’ın, “Hangi kanaati haykıracak, hangi dini yazdıracaksın? Hıristiyanlığı mı?” sorusuna “Evet Hıristiyanlığı… Çünkü İslâmlık terakkiye mânidir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz ve bize de kimse ehemmiyet vermez” diyor.
CHP’Lİ LAİK TÜRKÇÜ YUSUF AKÇURA: “YARATILIŞ HİKÂYEDİR”
Atatürkçü Cumhuriyet’in pozitivist ve laisist teorisyenlerinden Chp milletvekili seküler Türkçü Yusuf Akçura 1930’lu yıllarda Ankara Türk Ocağı’ndaki konferanslarından birinde “Yaratılış hikâyedir” diyerek başlıyor konuşmasına: “İshak, İbrahim, Nuh, İdris ve Şit vasıtasıyla ebül beşer Âdem`e gelir dayanırdı. Ondan ötesi yoktu; zira Âdem`i bizzat Hallâk-ı Cihan, çömlek gibi çamurdan yoğurup yapmış ve içine kendi ruhundan nefyetmişti. Ezcümle ‘Hilkât- kâinat’ ve ‘Hilkât-i beşer’ kısımları, mucize ve kerametler, hakiki vakalar gibi hikâye ediliyordu.”
“ARTIK ÂYET VE HADİS SAYMAKTA MÂNA YOK”
Devrin CHP milletvekillerinden Mehmet Şeref, Chp’nin vesayetine alınan Meclis kürsüsünde “Laik Medenî Kanun” başlığında İslâm’ı kötülüyor, “İslâm`ın çöktüğünü” anlatıyor: “Yıkılan ve ebediyen çöken Arap-Acem dinî ve tasavvufî tahakkümdür. Giden, kaynağı dinî ve ilâhî olan hukuktur. Artık, karşısındakini ilzam için ‘âyet ve hadis’ saymakta mânâ yok...”
CHP’Lİ CELAL NURİ İLERİ: “İSLÂM’LA MAHVOLURUZ…”
“İnsan hayvandan ayrılınca bir nevi maymun ailesiydi. İlk atalarımız şüphesiz ormanların içinde sürü hâlinde serseriyâne dolaşıyorlardı. (…) İslâm’la mahvoluruz” diyen, Yunan medeniyetine geçilmesini savunan ve Chp’den beş dönem milletvekili olan müfrit Kemalist Batıcı Celal Nuri İleri’nin adı geçen partideki tesirlerinin bugün devam etmediğini söyleyebilir miyiz?
CHP’Lİ İLAHİYATÇI GÜNALTAY: “ÂYETLER BİZİ ALÂKADAR ETMEZ”
“Bu milletin kafasından din fikrini sökmek için bize daha otuz sene lâzım. Komünizm ve din zehirlerinin tesirine karşı demokrasiye aykırı sayılabilecek kanunlar var. Ancak bunların zarurî bir tedbir olarak yaşaması lâzım. Şeriat kaidelerinin mahiyeti o zamanki mahallî şartların icabının yerine getirilmesinden ibarettir. Bu kaideler bin küsur yıl sonra başka muhit şartları içinde yaşayan milletlerin hayatına esas olamaz. Peygamberin Medine’de koyduğu âyetler devletçiliğe aittir, bizi alâkadar etmez” sözleri kime ait olabilir?
Pozitivizm kokan bu ifadeler, Tek Parti Dönemi Chp devletinin İstanbul İl Başkanlığını, milletvekilliğini ve Başbakanlığını yapan sözde Dinler Tarihi ve İslâm Felsefesi okutan Şemsettin Günaltay’ındır.
CHP’ Lİ KILIÇZÂDE HAKKI: “ALLAH, GERÇEKTE YOK”
Azılı materyalist ve Chp’li Celal Nuri İleri’nin İleri gazetesinde yazı yazan, Chp’den milletvekili olan Kılıçzâde Hakkı’nın, Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’e ettiği alçakça hakaretleri milletimiz kıyamete kadar unutmayacaktır: “Onun Allah’ı sadece zor zamanların kurtarıcısıydı, üstelik ‘sanı’ydı da. Allah’ın varlığına iman etmek, o gerçekte var olduğu için değil, bizim sıkıntı içinde olduğumuz zamanlarda moralimiz yükseltmek için gereklidir.”
CHP MEBUSU REŞAT NURİ GÜNTEKİN: “ÂHİRET SAADETİNİ KAYBETTİM”
Atatürkçü Cumhuriyetin ilk mekteplerinden üniversitesine kadar Türkçe derslerinde okutulan romancı Reşat Nuri Güntekin de Chp’den milletvekiliydi. Romanlarında milletin dinî inanışlarıyla alay eden ve inançlarını kaybettiğini söyleyen sözde “Klasik Türk romancısı” nın dine mugayir sözlerini mekteplerde niye gizlerler ki? “Âhirete inanır mısınız?” sorusuna, “Dünyaya gözlerinizi kapar kapamaz sevdiğimiz şeyleri orada bulacağımızı ümit etmek çok güzel bir şeydir. Fakat ben bu saadeti çoktan kaybettim” cevabını verir.
AZILI BİR CHP’Lİ: “DİNÎ NEŞRİYATA TARAFTAR DEĞİLİZ”
CHP’nin ideologlarından ve devrin Matbuat Umum Müdürü Vedat Nedim Tör, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Şevket Süreyya Aydemir`le birlikte partisine uygun tamimler çıkaran lâ-İslâmî bir aşırı solcudur. Onun tamimlerinden birkaç satır, Chp’nin nasıl bir zihniyet genine sahip olduğunu göstermeye yeter: “Biz her ne şekil ve sûrette olursa olsun memleket dâhilinde dinî neşriyat yapılarak dinî bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dinî bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine taraftar değiliz.”
PEYGAMBERİMİZE “MEKKELİ YOBAZ” DİYEN CHP’Lİ ABDULLAH CEVDET
Altı dönem Chp’den milletvekilliği yapan ve Türkiye’ye hıristiyan Avrupa’dan damızlık erkek getirilmesini teklif eden azılı dinsiz Abdullah Cevdet ‘in İslâm’a yüzlerce hakaretlerinden biri olan, Hz. Peygamberimiz (s.av.)’e “Mekkeli Yobaz” dediğini unutmamalı bu millet.
CHP’Lİ ŞAİR VE GAZETECİLER ALLAH’A HAKARET EDİYORLAR
“Allah’ı da Sultanla birlikte tahtından indirdik / Bizim mâbedlerimiz fabrikalardır” diyen Refik Ahmet Sevengil, “Sen takıl peşine de baldırı çıplak Arabın / Korkma gir kanına hikmetin aşkın şarabın” diyen Osman Nuri Çerman, “İnsanız en şerefli mahlûkuz / Deyip de pek fazla / Övünmek haksız / Atamız elma çaldı cennetten / Biz o hırsızın çocuklarıyız” Orhan Seyfi Orhon, “Umduğun değilse Tanrın ey beşer / Gönül tercih eder yoğu vara” diyen Mim Kemal Öke, “Cehennemim var diye / Kurum etme ey Tanrım / Bağrımdaki ateşle / Seni bile yakarım” diyen Âşık Yusuf mahlaslı Falih Rıfkı Atay, Chp’den defalarca mebus olan şair ve gazetecilerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.