Ahmet Doğan İlbey
Batı’nın eliyle yapılan askerî darbeler
Her darbenin ardında İslâm ülkelerini parçalamaya çalışan Siyonizm ve Amerika vardır. Daha fazla silah satmak ve daha fazla sömürmek… Daha trajik olan ise, bu şenî darbe ve katliam karşısında İslâm ülkelerinin idarecileri dirayet ve basiretlerini toplayamaması...
Batı’nın eliyle yapılan darbeler karşısında İslâm dünyası acziyet içinde kıvranıyor. Suriye’den Mısır’a, Irak’tan Filistin’e… İslâm devletlerinin âcizliği elbette üzücüdür. Fakat Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bâzı İslâm ülkelerinin kardeşlerini haince yemeye çalışan ABD kurdu ile bir safta olması daha üzücü. Bu âcizliğin kısa bir tarihçesini, yani İslâm devletlerinin Batı’nın dümen suyunda birbirini askerî darbelerle nasıl yok ettiklerini bilmeden gerçeği anlamak zor.
Muhammet Cemal Şahinoğlu’nun Tesam/Akademi.com’daki “Ortadoğu’da Darbelerin Arka Plânı-Mısır Örneği-1” başlıklı geniş tebliğinden öğrendiklerimize göre, Mısır'da krallık idaresi1952'de General Muhammed Necib'in liderliğinde gerçekleştirilen askerî darbeyle son bulur. General Necib de 1954'de Cemal Abdünnasır'ın gerçekleştirdiği “darbe içi darbeyle” devrilir. Abdünnasır'la başlayan diktatörlük rejimi Hüsnü Mübarek’le devam eder. Müslüman Kardeşler ilk kez siyasî parti olarak seçimle iktidara gelir ve general Sisi tarafından kanlı darbe yapılır. Batı’nın payandaları generallerce yapılan Mısır’daki darbecilerin katliamı ABD’ye istinat edilerek yapılmıştır.
Irak'ta Abdülkerim Kasım 1963'te gerçekleştirilen bir askerî darbeyle uzaklaştırılır. Bu darbeden sonra idare Baasçıların, daha sonra 1968'de gerçekleştirilen ikinci darbeyle ordu içindeki Baasçıların eline geçer. 1979'da Saddam Hüseyin tek lider sultasına dayalı bir Baas diktatörlüğünü yerleştirir.
Askerî darbelerin en çok yaşandığı ülkelerden biri olan Pakistan’da Ziyaül Hak örneği gibi darbeler herkesin malûmudur. Afganistan'da 1973'te Sovyetler'in desteğiyle gerçekleştirilen askeri darbe sonucu Zahir Şah tahttan indirilir ve yerine Davud Han geçer. Davud Han da 1978'de gerçekleştirilen bir darbeyle devrilir ve yerine Nur Muhammed Terakki getirilir. Terakki'nin sultası 1979'da Hafızullah Emin'in gerçekleştirdiği darbeyle son bulur. Afganistan'daki iç kavga onun döneminde artar ve darbeler daha sonra da devam eder.
Bangladeş'de Cumhurbaşkanı Muciburrahman 1975'te gerçekleştirilen darbeyle görevden alınıp öldürülür ve yerine General Saim geçer. Daha sonra idareyi ele alan Ziyaurrahman 1981'de bir subay tarafından öldürülür. Bu cinayetten altı ay sonra gerçekleştirilen seçimlerde cumhurbaşkanlığına seçilen Abdüssettar, 24 Mart 1981'de General Hüseyin Muhammed Erşad tarafından yapılan darbeyle uzaklaştırılır. Erşad'ın cunta idaresi 1990'a kadar devam eder.
Bir İslâm ülkesi olduğunu kitaplarda öğrendiğimiz Benin 'de 1960’da ilk kez serbest seçimler yapılır ve muhafazakâr bir parti seçimi kazanır. Ancak Mısır’daki Mursi gibi 1963'te gerçekleştirilen askerî darbeyle sivil iktidara son verilir. Benin’de 1963'ten sonra altı askerî darbe daha yapılır ki zulüm ve katliamın hesabı bu yazının mevzu değil.
İslâm ülkelerinde her gün askerî darbe
Çoğumuzun bilmediği Müslüman ülke olan Yukarı Volta’da 1966'da Yarbay Sangoule Lamizana liderliğinde bir askerî darbe gerçekleştirilir. Yarbay Lamizana kendini cumhurbaşkanı seçtirir ve 1977'de sivil parlamentoyu dağıtarak askerî vesayet rejimine geçer. Bütün darbecilerin sonu gibi 1980'de Albay Saye Zerbo'nun gerçekleştirdiği askerî darbeyle iktidarına son verilir. Onun iktidarı da 1982'de Jean Baptiste Uedraogo'nun gerçekleştirdiği darbeyle son bulur. Aradan bir yıl geçmeden Yüzbaşı Thomas Sankara tarafından bir darbeyle vesayet rejimi el değiştirir.
Cezayir'in Fransa işgalinden kurtulmasından sonra cumhurbaşkanlığına seçilen Ahmed bin Bella idaresi 1965 tarihinde Albay Huvari Bumedyen tarafından gerçekleştirilen askerî darbeyle son bulur. Bu darbeden sonra sosyalist cunta rejimine dâhil olan Cezayir'de 1988'de yaşanan ayaklanmadan sonra çok partili sisteme geçilir. Ancak gerçekleştirilen ilk genel seçimlerde İslamî Kurtuluş Cephesi (FIS)'nin ezici bir çoğunluğun oyunu alması üzerine 1992'de yeniden darbe gerçekleştirilerek tekrar askerî cunta rejimine geçilir.
Çad'da 1975'te General Felix Maloum tarafından yapılan askerî darbeye karşı 1991'de de İdris Debi tarafından karşı bir askerî darbe gerçekleştirilir. Muhalif cuntacılar tarafından tahttan indirilen general Suharto, Endenozya’da 1967'de gerçekleştirdiği bir darbeyle idareyi tekrar ele geçirir.
Müslüman ülkelerden Gabon’da 1960'ta ilk devlet başkanı Leon M'ba 1964'te askerî bir darbeyle uzaklaştırılır. Yine Müslüman olan Gine-Bissau'nun adlı ülkenin ilk cumhurbaşkanı Luis Cabral’a 1980'de askerî darbe yapılır.
Müslüman Kamerun'da 1984'te gerçekleştirilen askerî darbe rejimi mevcut. Komor Adaları'nın bağımsız olmasından sonra ilk cumhurbaşkanlığına getirilen ve Batı hayranlığıyla tanınan ve başörtüsünü yasaklamak dahil ülkenin İslâmî hüviyetini değiştirmeye yönelik çeşitli reform girişimleriyle öne çıkan Ali Suveylih, 1978'de Ahmed Abdullah'ın liderliğinde gerçekleştirilen askerî darbeyle uzaklaştırılır. Yürürlüğe koydukları anayasayla ülkenin adını Komorlar Federal İslâm Cumhuriyeti olarak değiştirirler. İslâmî değerlere önem veren Ahmed Abdullah 1989'da bir suikast sonucu öldürülür ve yerine darbeci Said Muhammed Çuhar geçer.
Libya’da köklü bir geleneğe sahip devlet başkanı, bir mânada kral olan İdris Senusi’ye 1969'da Albay Muammer Kaddafi'nin gerçekleştirdiği askerî darbeyi en çok Türkler bilir. 1960'ta Mali'nin ilk devlet başkanı Modibo Keita, 1968'de gerçekleştirilen askerî darbeyle uzaklaştırılır. Albay Musa Traore iktidarı başlar. 1991'de karşı bir darbe yapılarak yerine bir başka darbeci Alfa Ömer Konare geçer.
Moritanya'da 1978'de gerçekleştirilen askerî darbeyle idareyi Albay Mustafa Veled Salek ele geçirir. Bu darbenin ardından ülke1984 yılı itibariyle iki askerî darbe daha yaşar. Bir başka İslâm ülkesi Nijer 1960'ta bağımsız olmasından sonra 1974'te askerî darbenin ardında sık sık darbeler yapılan ülkeler arasındadır. İslâm ülkelerinde en çok askerî darbe yaşayan ülkelerden biri de Nijerya'dır. 1966, 1975,1979, 1983, 1985 yıllarında peş peşe askerî darbeler yaşamıştır.
İslâm ülkelerinde yaşanan darbelerin dahası var: Suriye, Sudan, Yemen gibi ülkelerin de askerî darbelerden başını alamadığı malûm. Türkiye’yi, yâni ABD’nin eliyle yaptırılan 27 Mayıs, 1971, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbelerini anlatmaya gerek var mı?
Bugün İslâm ülkelerinin çoğunda askerî darbe yaşanması hilafet müessesesinin olmayışından ve Batı’nın dümen suyuna girmesindendir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.