Ahmet Doğan İlbey
Bâtıl Türkçüye göre Türkler “Araplaşıyor”muş-2
Bâtıl Türkçü “Türk” kavramı üzerinden hezeyan kusmaya devam ediyor: “Türklerde Araplaşma temayülü Göktanrı inancından uzaklaşıp İslâm’ın kabulüyle başlamıştır. Yaklaşık bin yıldır Türkler Araplaşıyor ve Araplaştırılıyor…”
Hezeyan değil, fikir ambalajına sokulmuş bir zehir… Bâtıl Türkçünün saçtığı zehirlerin muhtevasını hülâsa ederek anlatalım ki, Türk gençleri bu zehirli düşünceye aldanmasınlar. Türklüğü yozlaştırma plânları yapan bâtıl Türkçü diyor ki:
Bilgi çağında Araplaşmak Türklüğe zarar veriyor. Arap Sünni İslâm’ın tesiri arttıkça Türklükten uzaklaşıyoruz. Bu gidişatın önü alınmazsa Arap Sünni İslâmcılığı Türk kimliğini yozlaştıracak ve asimile edecektir. Dolayısıyla Türklerin Araplaşmasının tarihimizdeki köküne inmek gerek. Osmanlı ile müesseseleşerek bürokratik bir yapı kazanan Araplaşma temayülünün bugünlerde hız kazanması Atatürkçü ve ulusalcı Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir tehlike…
Kendi aklınca Araplaşma olarak gördüğü bu tarihî akışa karşı teklifler sunuyor:
HEZEYAN-1: “TÜRKLÜK SÜNNİ ARAP İSLÂM’DAN KURTARILMALI”
Türklüğü Arap Sünni İslâm’ın yıkıcı tesirlerinden kurtaracak yol, çağdaşlaşma ve sekülerleşmeye hız verecek olan Göktanrı inancıyla Atatürk bilimciliği ve ulusçuluğudur. Son yıllarda her yanımız Araplaşıyor. Çağdaş ve seküler İstanbul bir Arap şehrine dönmeye başladı. Hilâller, kubbeler, dergâhlar ve Arap kıyafetli kapalı kadınların çoğalması İstanbul’un laik ve asrî Türk şehri görüntüsünü bozmaya başladı. Tabelalarda Arap Sünni isimler yayılıyor. Oysa Göktanrı inancının yaşandığı kutlu çağların Türkçe isimleriyle dolmalıydı İstanbul’un tabelaları. Bu sebepledir ki Göktanrı inancı ile Atatürk bilimciliği Türk kültürünün Araplaşmaya karşı koruma kalkanıdır.
Araya girip biz de şu sualleri soralım hemen: Atatürk bilimciliği ne anlama geliyor? Doğu ve Batı’daki ilmin dışında gökten zembille inmiş yeni bir bilim midir? Göktanrı inancıyla Atatürk bilimciliği birleşirse ve bu inançtan doğacak olan Türk nasıl bir Türk’tür? Bu nikâhtan hâlis muhlis bir Türk doğmayacağına göre, biraz Kemalizm bilinci, biraz Altay panteosu ve Göktanrı aşısından meydana gelecek ucube bâtıl bir Türk çıkar.
Sözü tekrar bâtıl Türkçüye bırakalım:
HEZEYAN-2: “OSMANLICA DA TÜRK’Ü ARAPLAŞTIRAN BİR TEHLİKE”
Türkiye’de son yıllarda Arapça, bir yabancı dil olarak değil “ümmetin mukaddes dili” olarak takdis edilmeye ve Türkçe’nin, Türklük fikrinin gücü azaltılmaya başlandı. Osmanlıca’nın yaygınlaştırılması da Türk’ü Araplaştıran ayrı bir tehlike. Türkçeyi Arap harfleriyle yazma ve Osmanlıca tartışmasının başlatılmasının arkasında da Arap Sünnileşmesi eğilimi yatmaktadır. Geçmişte Türk’ün aleyhine olan birçok kötülüğün baş aktörü, kanını ve zihnini bulandırarak Türklükten uzaklaştıran Osmanlı Devleti’dir.
Arabizasyon süreci o kadar hızlandı ki özel dinsel eğitim kurumları ve vakıfları hızla çoğalıyor. Suriye kriziyle birlikte Türkiye’ye gelen sığınmacılar için açılan Arapça eğitim yapan okullar Latin, yâni Türk harfleriyle yapılan Atatürkçü Türk eğitim sistemini sarsıyor.
Sünni Arap İslâm’ı Türklere yalnızca İslam’ı değil, kendi din dilinin kutsallığını istismar ederek Arap kültür emperyalizmini de yayıyorlar. Bunun önüne geçilmesi için Arap İslâm’ını bırakıp Yesevî İslâm’ıyla Maturidî akılcılığını Göktanrı inancıyla birleştirip, Türklüğü yeni bir inanca sahip kılmalıdır. Türklerde Sünni Araplaşmanın kaynağı başta İmam Hatip Okullarıdır. Bu okullar, Allah’ın gönderdiği son resûlün Arapça konuşuyor olmasını kutsallaştırarak Arapçayı öne çıkarıp, Türkçeyi geri plâna atıyor. Araplar için bu dil normal, fakat Türkler için aklî değil.
HEZEYAN-3: “ARAPÇA İBADET VE EZAN TÜRKLERİ HIZLA ARAPLAŞTIRIYOR”
Bir Türkçü bu okullara asla temayül etmemeli. Arap dilinin ve harflerinin kutsal olmadığı her Türk’e anlatılmalı. Özellikle Kur’an, Arapça, Siyer, Tefsir, Fıkıh ve Hadis derslerinde yoğun bir Sünni Arap kültürü aşılanıyor. Bu dersler yüzlerce Arapça tabirle dolu. Araplaşmanın duygusal ve ideolojik alt yapısını oluşturmaktadır.
Çağdaş ve seküler Türk eğitiminde bu dersler âcilen sınırlandırılmalı.
Göktürk ve Uygur harflerinin yerine Arap harflerinin tercihi, Arap dilinde ibadet, dua ve ezan Türkçe’nin ve Türklerin Araplaşmasındaki en temel sebeplerdir. Türk kimliği için zaten bir tehlike olan dincilik Arapçılığa dönüşerek güç kazanıyor ve daha da tehlikeli hâle geliyor.
Osmanlı döneminde Araplığın “Kavm-i Necib” olarak yüceltilmesi ve Peygamber soyundan olma iddiası, yâni “Seyyitliğin” Türkler arasında önem kazanması da Araplaşma eğilimini artırıyor.
Bâtıl Türkçünün zehirli fikirleri işte böyle! Küstahlığına bakın ki Araplaştığını iddia ettiği Hakk’a tapan Türklere Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ve Nutuk’unu okumalarını tavsiye ediyor. Belki bu kitaplar sâyesinde Araplaşmaktan kurtulabilirlermiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.