Beyza Nur Aydoğan
18 Mart 1915…
Çanakkale Boğaz’ının mavi sularında tarih yazılan yegâne güç…
O devrin büyük siyasi gücü İngiltere ile ona yakın bir gücü temsil eden Fransa idi. Bu bir koalisyon gücü idi. İngiliz askerî gücü, bütün okyanuslarda ve denizlerde hâkimdi. Boğazlardaki bu donanma kendinden emindi. Türk yurdunu harebeye çevireceklerini düşünüyorlardı. Düşman elindeki silahlara güvenip: “Çanakkale bizimdir. Dert etmeyin” dediği gündü.
Evet! En modern silahlara sahiptiler ama unuttukları bir şey vardı.
On beş yaşında daha bıyıkları terlememiş gençler; hayır! Çocuklar vardı karşılarında. Anadolu’nun dört bir yanından akın akın Çanakkale cephesine gelen yiğitler vardı. Oğlunun ikisini şehit veren, üçüncü oğluna da “eğer bayrak inecekse, git de gelme oğul!” diyen analar vardı. Mehmetçiğin göğsünde iman, yanında taşıdığı bir de Kur’an vardı.
Giyecek bir gömleği, ısınacak bir potinleri; yiyecek bir yemekleri yoktu lakin birbirlerine kenetli yürekleri vardı. Şu hayattaki en büyük korku ölüm korkusuyken; Mehmetçik ölüme yalın ayak, aşkla gidiyordu.
Çünkü bu millete vatan sevgisi; küçük yaşlarda iliklerine kadar işlenmişti.
Atalarından kalan en mukaddes mirastı. Vatan aşkı, millet aşkı, hürriyet aşkı, bayrak aşkı…
Canlarını, mallarını ve çocuklarını ‘vatan uğruna’ gözlerini kırpmadan verirlerdi. Fakat bir toprak parçasını dahi asla vermezlerdi.
Biliyorlardı, insan yokluktaki birçok şeyin çaresini bulurdu.
Ama vatan olmazsa yokluğa çare olacak; çare olmazdı…
Biliyorlardı, vatan olmazsa namusta olmazdı. Hayatta olmazdı, gelecekte olmazdı.
Onlar bayrağa rengini kanlarıyla verdiler. Bu vatanı canlarıyla ayakta tuttular. Gelecek nesle destan yazmayı, tarih yazmayı öğrettiler. Bir olursanız diri olursunuz dediler. Şerefinizle, namusunuzla can pahasına savaşın ama bu bayrağı indirmelerine izin vermeyin dediler.
Biliyoruz ki Türk milleti dünyaya “Çanakkale’nin Geçilmez” olduğunu öğretti. Ve tarihe unutulmayacak bir zafer bıraktılar…
Mehmet Akif Ersoy’un da dediği gibi:
“Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın…”
Ve biz bugün Çanakkale zaferinin 103. Yılını gururla, aşkla, vefayla, saygı ve hürmetle kutladık.
Şehitlerimizi rahmetle andık…
Allah onlardan razı olsun…