Harmankaya; “firmamızın önceden beri gelen bir itibarı vardı. Piyasa şartları zorladı ama bırakıp gitmedik, bizim işimiz bu” dedi.

Teslim ettikleri projelerden bahseden Harmankaya, 2019 yılının inşaat sektörü açısından sancılı bir süreçle geçtiğini söyledi. Harmankaya; “2005 yılında PVC sektörü ile faaliyetlerimize başladık. 2010 yılında da inşaat sektöründe aktif bir şekilde faaliyet göstermeye başladık. Harmankaya inşaat olarak 2 blok Boğaziçi bölgesinde bitirdik, bir blok Abdulhamithan bölgesinde bitirdik ve şuanda devam eden Tekerek yolunda kentsel dönüşüm projemiz var. Üngütte de 2 blok inşaatımız var ve şuanda devam ediyor. Kentsel dönüşüm projeleri haricinde 90 daire ve 6 işyeri teslim ettik.

İnşaat sektörünün 2019 yılı çok sıkıntılı geçti. Bu süreç içerisinde batan firmalar oldu. Batan firmalarla beraber çok büyük paralar da gitti. Bu durumdan kaynaklı diğer firmalara güven kalmadı. Aldığımız malzemede dönemez hale geldik. Bir tır demir 30 ton geliyor ve bu demiri 34-35 bin liraya alırken bunlar afaki rakamlara çıktı. Ve aldığım son bir tır demiri 147 bin liraya aldım. Buda bizi zorladı. Doların artışıyla beraber malzeme fiyatları çok ciddi oranda arttı. İnşaat sektörü de hazırlıksız yakalandığı için bu artan maliyetlerden ciddi anlamda etkilendi. Kapatan ve batan firmalar oldu. Bununla beraber arsa sahipleri ve konut almak isteyen insanlar ziyadesiyle mağdur oldu. Bu sırada rutinde ödemesini yapması gereken insanlar da tamamen ödemelerini durdurdu. Birçoğu elindeki parayı dolar yükseliyor diye dolara bağladı. Ödenmesi gereken paralar ödenmedi. Bu yüzden sektör sıkıntıya girdi” ifadelerini kullandı.

İŞİMİZ BU, VAZGEÇMEDİK

Kriz sürecinde ellerinde çok proje olmamasına rağmen ister istemez zorlandıklarını belirten Harmankaya, işlerinin başında oldukları mesajını verdi. Harmankaya; “Kriz başladığında biz diğer projelerimizi bitirdiğimiz için elimizde sadece Kentsel Dönüşüm projesi vardı. Bir de Abdulhamithan’ın orda 5 katlı bir inşaatımız vardı. Bu krizde çok fazla projemizin olmaması bizi diğer firmalar gibi çok fazla yormadı. Ama ister istemez süreç içerisinde zorlanmalar yaşadık. Topraktan yapan firmalar kadar zorlandık. Kentsel Dönüşüm yaptığımızdan firmamızın önceden beri gelen bir itibarı vardı. Piyasa şartları zorladı ama Harmankaya olarak bırakıp gitmedik, bizim işimiz bu. İnsanları zor durumda bırakmak istemedik. En çok sıkıntıya düştüğümüzde inşaatı süresinde teslim etmek istiyorduk. Çünkü Kentsel Dönüşüm olduğu için insanlar evlerini boşaltmışlar ve başla yerde kirada oturuyorlardı. Onun için bizim hassasiyetimizin biraz daha fazla olması gerekirdi diye düşünerekten bu sürece yakalandık. Ama bugün geldiğimiz yerde inşaatlarımızın birini teslim ettik, kentsel Dönüşümün de şuanda yüzde 95’i bitti. Birkaç ay içerisinde nasip olursa evleri teslim edeceğiz” dedi.

FAİZ ORANLARININ DÜŞMESİ HAREKETLİLİK SAĞLADI

Faiz oranlarının düşmesi ile piyasada hareketlenmeler yaşandığını belirten Harmankaya, bugünün maliyetleri ile alan vatandaşların daha avantajlı olduğunu söyledi. Harmankaya, devam eden açıklamasında şunları söyledi; “Geçtiğimiz aylarda faizlerin düşmesiyle beraber piyasada hareketlilik oldu. Bununla beraber stoklarda bulunan küçük daireler satıldı. Krizden dolayı bir üretim olmadığı için şuanda şehrimizde çok ciddi daire açığı var. Temennimiz piyasanın bu şekilde kalmasıdır. Bu şekilde kalırsa firma olaraktan biz şuanda arsa arayışı içerisindeyiz. Üretime başlayacağız. 2020 yılında inşallah piyasa bu şekilde devam eder. Piyasa da istikrarın olması yatırımların tekrardan önünü açacağını düşünüyorum. Bu süreçte inşaat sektörü 300 kaleme yakın sektörü etkilediğinden binlerce insan bekleme sürecine girdi. Zor bir dönem oldu. Hükümetin aldığı tedbirler ne kadar başarılı olur bilmiyorum, yıl içinde bunu net bir şekilde göreceğiz. Ama faizlerin biraz daha düşmesini umut ediyoruz ki piyasa biraz daha canlansın. Burada ziyadesiyle maliyet değerlerine yansıyan durumlar var. Ama bugün ev alanlar önümüzde ki süreçte alacaklardan çok daha avantajlı olacaktır. Çünkü yeni yapılacak olan projelerin hepsi yeni maliyetlerle yapılacak. Minimum bugünkü değerlere oranla yüzde 50, yüzde 60 farklı olacaktır”