Sağlık sektörü ticarethane değildir
Alanında şehrin ve bölgenin tek yerli üreticisi olan, Anatomi Sağlık Ürünleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Onaran sağlık sektörünün nasıl bir 2019 yılı geçirdiğini ve 2020 yılından beklentilerini paylaştı.
Onaran; “Sağlık sektörü ticarethane değildir, sağlığın ticaretin olmaz” diyerek tamamen maddi boyutta bakılmaması adına mesajlar aktardı. Onaran; “Hedefimiz başta Ortadoğu’nun tamamı olmak üzere tüm Avrupa’dır” dedi.
ANATOMİ SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş. KİMDİR?
17 Yıllık tecrübe ile yola koyulduk ve yatırımımızı gerçekleştirdik. Onplast markası ile tamamen yerli üretim yaparak hem Kahramanmaraş’ı hem de Türkiye’yi dış pazarda temsil ediyoruz. Sağlık alanında yapmış olduğumuz üretimler arasında Türkiye’de üretimi hiç olmayan EKG Elektror de yer alıyor. Sağlık ürünlerinin neredeyse tamamının ithal olarak piyasada yer aldığı günümüzde, birinci sınıf üretimler yapıyoruz. Bunlarla birlikte Oksijen maskesi ve Nebul seti üretiyoruz. Şu anda Irak, İran, Ürdün ve Kazakistan’a ihracatımız devam ediyor. Daha fazla ülkeye açılmak adına çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Ürettiğimiz bütün ürünlerin çocuk ve yetişkin boyları üretim merkezimizden çıkmakta. Türkiye de bu konuda yerli üretim yapan 6 üretim merkezinden bir tanesiyiz. Avantajımız konuyla ilgili bölgenin tek fabrikası olmamızla beraber ülkede en son ve en yeni teknolojiyi kullanan firmasıyız. Sağlık alanında ülkenin ithalat yaptığı bazı ürünleri ihraç etmeye çalışıyoruz. Bu yüzden bu kadar büyük bir yatırım yaptık. En kaliteli en güvenilir malzemeyi üretmeyi hedefliyoruz ve nitekim üretiyoruz da. Hedefimiz başta Ortadoğu’nun tamamı olmak üzere tüm Avrupa’dır.
2019 YILINI EKONOMİ ANLAMINDA DEĞERLENDİRDİĞİNİZDE NELER SÖYLERSİNİZ?
2018 yılında yaşanan ekonomik olumsuzluklar 2019 yılının ilk çeyreğine kadar ciddi bir şekilde devam etti. Daha sonrasında piyasalar hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Faizlerin düşmesi ile birlikte yatırımcılara büyük katkılar sağlandı ve ileriyi görerek çalışmalarına başladılar. Bu konuda kamu bankaları daha büyük adımlar attı ve yatırımcıların önünü daha çok açtı. Faiz tutarında süreç 14 yıllık ama kamu bankalarında şu anda 15 yıllık teklifler geçiyor. Merkez bankasına adapte olan banka şuanda yok. Biz yüzde 26’lardan bu seviyeye düştük ve buda piyasada hareketlenmeyi sağladı. Çok hızlı bir toparlanma yaşadık.
2020’DEN BEKLENTİLERİNİZ NELERDİR?
2020 yılından beklentilerimiz oldukça yüksek. Kendi açımızdan kriz sürecinin tamamen atlatılacağını ve güzel bir yıl olacağına inanıyorum. Piyasaların en büyük eksiği güven ve istikrar. Bu güven ve istikrar ortamının 2020 yılında sağlanacağını da söyleyebilirim.
EKONOMİ KONUSUNDA AK PARTİ’NİN ÇALIŞMALARINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Ekonomi çalışmalarında ellerinden gelenleri yapıyorlar ama uluslararası siyaset her dönem ortalık karıştırmaya devam ediyor. Bir tarafı sakinleştiriyorlar ama diğer taraf gidiyor bayrak devir teslimi yapıyor. Ülke stratejik açıdan çok önemli bir yerde, bundan dolayı dengeleri gözetmek zorundalar, bu dengeler doğrultusunda 17 yıllık iktidarın elbette birikimi ve tecrübesi var. Bu tecrübeler doğrultusunda Türkiye’yi 2018 krizle kıyasladığımızda çok daha iyi yerlerdeyiz daha iyi yerlere geleceğiz diye düşünüyorum. Bu tecrübe olmasaydı 26’lardan 12’e kadar düşüremezdik. Bu kadar dış baskıya rağmen 2018 de yaşadığımız kaosu atlattık.
SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN KRİZ SÜRECİNDEN ETKİLENDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİR MİYİZ?
Sağlık sektörüne tam anlamıyla ticari olarak bakmak mümkün değil. Tamamen ticari anlamda bakıldığı zaman hizmet vermek mümkün olmaz. CHP’nin geçmişte bir açıklaması vardı. Açıklamada; “yılda 11 milyar lira açık veriyoruz, bizi eleştiriyordu” dedi. Orada öyle bir söz söyledi ve kapattı. CHP’nin döneminde hizmet dahi yoktu. İnsanlar sıralarda bekliyordu, ilaç bulamıyordu. Şuan özel hastanelerden daha konforlu devlet hastanelerimiz var. Yani kriz sürecinden etkilenmesi sonuçta insan sağlığına ticari gözle bakamayız. Bu süreç zamanla yerli üretim ile kapatılacaktır. Fakat bu bir anda olabilecek bir şey değil. Sabırla ve azimle herkes elinden geleni yapmalıdır.
TIBBİ MALZEMELERDE, ÜLKENİN YERLİ ÜRETİM VE DIŞA BAĞIMLILIĞI NEDİR?
Şuan da yurt dışına yüzde 90’ın üzerinde bağımlılığımız var. Bizim birde kendi aramızda şöyle bir sıkıntımız var. Çoğu malzeme ülkede üretiliyor olarak görünüyor. Ama üzülerek görüyoruz ki; yerli üretim yaptığını söyleyen birçok firma ürünü yurtdışından alıp serbest bölgede montajlıyor. Bu durumda dışa bağımlılığımız yüzde 60 – yüzde 70’lerde seyrediyor. Ama ülkede yapılan gerçek üretimleri göz önüne aldığımız zaman yüzde 90 oranında dışarıya bağımlıyız. Dışa bağımlılığı sağlık sektöründe sadece ham madde olarak görmek lazım. Bunun dışında hepsini ülkemizde üretme yeteneğine sahibiz ama bu yatırımı nedense gerçekleştirmiyoruz. Bunun içinde yeterli teşvik ve desteğin olacağını düşünüyorum. Hükümetin de içinde bulunduğu bir hamle var şuanda. Devlet iyi niyetiyle üretime katkıda bulunuyor, para sunuyor, teşvikler sunuyor. Verilere baktığımız zaman dışa bağımlılık yüzde 60’larda görünse de, dışa bağımlılık yüzde 90 civarlarındadır. Bunların aşılması lazım ve buda ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayacaktır. Bir şeyleri üretirken, ekonomiyi toplamaya çalışırken, katma değeri yüksek bir ürün üretirken kontrol mekanizmasını ayarlamak çok önemlidir. Bütün alanlarda denetimi sağlam yapmak lazımdır. Yoksa sağlık sektörünü de kaybetmiş bir duruma girmiş oluruz. Yani denetleme yapılmazsa, Ticaret Ve Sanayi Odası yerli malı belgesini bu kadar kolay verirse sağlık sektörünü kaybetmiş duruma düşeriz. Denetimsizlikten dolayı makinaları görüyorsun, kalıpları görüyorsun fakat mal dışarıdan geliyor. Bunu ülkemizde yapan firmalar var. Sağlık sektörü ticarethane değildir, sağlığın ticaretin olmaz. Kamunun içinde bulunduğu mali durumlardan dolayı sadece ödemelerde bazı zorluklar yaşandı. Bu yüzden ekonomi anlamında zor bir süreç geçirdik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.