Hüseyin Yılmaz
Mali İbadetler
Mükemmel ve şahane İslam nizamı, mü’minlere, ibadet çeşidi olarak bazı mali yükümlülük ve sorumluluklar da koymuştur. Çünkü dinimiz tek yanlı, sadece ruhani ve uhrevi bir hayat tarzından ibaret değil; aynı zamanda dünyevi ve ictimaidir. Yaşamak için gerekli ve yapılması dinen zorunlu birçok ödev ve görev maddeye ve finans gücüne de bağlı bulunuyor. Bu bakımdan zekat, mali bir ibadet olarak üzerimize farz kılınmış ve İslam’ın beş temel şartından biri sayılmış, ehemmiyetine binaen Kur’an’ı Kerim’in 34 kadar yerinde tekrar tekrar zikredilmiştir.
Cüz’i bir tefekkürle hemen anlarız ki, Müslümanların toplu refahı, ilerleme ve yükselmesi, savunulması ve korunması, mütecavizin ve düşmanın kovulması, imanın öğretilmesi ve yayılması, İslam’ın gelişmesi ve yücelmesi... hep paraya ve mali fedakarlıklara bağlıdır. Bu Hz. Peygamber s.a.s. zamanında da böyle idi. İslam’ın gelişmesi için Hz. Ebubekr, Hz. Osman... gibi yüce sahabilerin bütün maddi varlıklarını nasıl hizmete tahsis ettiklerini tarihlerden takdir ve ibretle okuyoruz. Çağımızda da mazlum ve mağdur Müslümanların kurtuluşu yine bir yönüyle paraya bağlı olup, büyük zahmet ve masraflarla başarılacak bir iştir. O halde din için para sarfı ve maddi yardım konusunda ihmal ve tembellik gösteren Müslümanlara çok sert ve acı bir şekilde ihtar eder: “Altın ve gümüşü biriktiren ve onları Allah yolunda sarf etmeyenleri, elim bir azaba uğramakla tekdir ve tehdit eyle (ey rasulüm); öyle bir günde ki, o paralar cehennem ateşinde kızdırılacak ve; alınları, yanları ve sırtları o paralarla dağlanacak da kendilerine: Dünyada biriktirip kendilerinize sakladığınız işte budur, tadın biriktirdiklerinizin azabını!...denilecek.”
Diğer bir ayette de;
“... onlara de ki: Eğer oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretleriniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız meskenler, size Allah’tan ve resulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, artık Allah’ın başınıza getireceği felaketi bekleyedurun...”
Naçiz bir kardeşiniz olarak, Müslümanların problemlerine bakıyor, çoğunun çözümünü maddi fedakarlığa bağlı görüyorum.
İstiyoruz ki aramızdaki köklü kardeşlik bağlarını canlı tutalım, el ele verelim, maddi ve mali güçlerimizi birleştirelim, canla başla çalışalım ki dünyada huzur ve refaha, ahirette fevz-ü felaha ermek müyesser olsun.
EY RABBİMİZ!
“ … Ey Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın. Seni tenzîh ederiz, bizi ateş azabından koru. Ey Rabbimiz! Elbette sen kimi ateşe sokarsan, şüphesiz onu mahv u perişan edersin. (Küfre, şirke ve asîliğe saparak azabı hak etmiş) zalimlerin hiçbir yardımcıları yoktur." (Âli İmran: 191-192)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.