Ahmet Doğan İlbey
“Hız bir uyuşturucudur”
Batı’nın ürettiği modern hız toplumu hızla büyüyor. Modern inkıraz gibi yeni bir hastalık ve tehlikeyle karşı karşıyayız. Bu canavar tıpla, tüfekle durdurulacak bir canavar değil. Devlet ve toplum çapında başlatılacak yavaş hayat inkılâbıyla yok edilebilir ancak.
Hız çağı yavaş konuşana da izin vermiyor, her şey hızlı konuşulmalı! Atalarımızın, zihnî ve ruhî ahengimizi sağlayan “Tane tane konuşun” öğüdünü silindir gibi ezip geçti hızlı hayat.
Prof. Dr. Kemal Sayar, “Yavaşla!” kitabında daha hızlı sloganlarına kulaklarımızı kapatmamızı, hızın bir uyuşturucu olduğunu, ruhumuz için yavaşlamamızı, ahlâkı, merhameti, vicdanı hayatımıza katmak için hızlı olan her şeyi reddetmemizi, şifayı durup dinlenmekte, yavaşlıkta aramamızı söylüyor.
Ali Yurtgezen hocanın “Namaza Durmak” yazısının idrakleri sarsıcı kelimesi “Durmak” fiilini hayatımızın bütününe teşmil etmeliyiz: “Durmak gerek, durmayınca durulamazsınız.” Durmak, insanın fıtratına yaraşır müthiş bir fiil. Ah, durmak!
Hayatının her karesinde hız bağımlısı olan Müslümanın ders çıkaracağı bu yazısında “tevakkuf etmeyen”, durmayı unutan insanı târif ediyor ki kendimiz, biziz bu insan:
“Modernizm veya ‘çağdaş uygarlık’ tüketmeyi, kazanmayı, bunun için durup dinlenmeden koşturmayı gerektiren bir anlayış. Modernizmin inşa ettiği insan tipi, mütemadiyen hareket ederek, telaş ve endişe ile oradan oraya koşturarak, kendini çağın hızına kaptırıp sürüklenen, nefes nefese koşuşturmaktan ‘Peki ya sonra?’ diye sormaya fırsat bulamayan, hiç durmadan çalışmak, kazanmak ve tüketmek zorunda olan bir makine.”
HIZLAN ACELEMİZ VAR!
Küresel hız hayatımızın her karesini kuşattı artık. Hâne halkıyla görüşmeler hızlı, akraba ziyaretleri hızlı. Tâziye ve hasta ziyaretlerimizi hızlıca yapıyor, bir başka yere yetişiyoruz. Câmiden olabildiğince hızlı çıkıyor, namazın sünnetleri tehir ediliyor, zamm-ı sûreler bire indiriliyor, tesbihat olmasa da olur. Çünkü acelemiz var.
Dijital haberleşme araçlarıyla ferman buyurduğumuz lokanta yemeği en hızlı şekilde ulaştırıyor. Çünkü yemek en hızlı şekilde gelmeli ve yenmeli. Acelemiz var! Ecdâdımızın “yavaş yavaş yiyin” nasihatini bilmiyor hız çağının nesli…
Hız çağının mabudu reklâmlar hızlı olmayı telkin ediyor: “En hızlı arabaya, en hızlı cep telefonuna sahip olmak için hızlı davran!” Ne kadar hızlı olursan o kadar çok kazanma şansın var. Yavaş davrananlar, yavaş mekânlar hızlı hayatın saldırısıyla defterleri bir bir dürülüyor…
Modernizmin çocuğu teknolojiden sâdır olan hızlı hayata göre hızlı olan verimlidir. Hız ağının dışında kalmak fırsatları kaçırmaktır. Bundandır hız kültürünün ifsad ettiği toplum fazla verimlilik için daha da hızlanıyor, ruhunu dinlemekten, tefekkür etmekten kaçıyor.
Çâre: Yavaşlığın ve sükûnetin sesi İslâm medeniyeti...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.