Ahmet Doğan İlbey
“Dil Edebi”
Ali Yurtgezen hocanın Semerkand Dergisindeki (Eylül 2018) “Dil Edebi” adlı yazısında hazret-i insan vasfını haiz olan herkese lâzım olacak öğütler ve bilgiler var. Yunus Emre Hazretlerinin bir ilahisiyle başlıyor yazı:
“İşidin ey yârenler, aşk bir güneşe benzer / Aşkı olmayan gönül misali taşa benzer / Taş gönülde ne biter, dilinde âğu tüter / Nice yumşak söylese, sözü savaşa benzer.
Toplum olarak bizler de epeydir dilimizden zehir saçıyoruz. Sözlerimiz savaşa benziyor. Yunus bu itici, incitici, sert, kaba, muhatabı aşağılayan, nefret dilini gönül katılığına bağlıyor. Zira kullandığımız dil gönlümüzün arasında bir irtibat var. Onun içindir ki karşısındakini anlayan, bağışlayan, muhabbet ve merhametle kuvaklayan, tatlı, yumuşak, nazik ve yapcı üslûba ‘gönül dili’ diyoruz.
(…)
Gönül dili maden arındırılarak sahibine, yâni Cenab-ı Hakk’a tahsis edilmiş bir gönlün rahmet dilidir; tasavvuf ehlinin dilidir. Yahut dervişlik iddiasında bulunanlardan beklenen, söz söyleyecekse eğer, gönül diliyle söylemesidir. Bilhassa şu sn zamanlarad bu dili unutmuş gibiyiz. Dinî cemaat kisvesine bürünmüş ihanet şebekeleri üzerinden ehl-i sünnet dairesindeki tarikatlar cehalet eseri iftira ve ithamlarla tahkir edilirken öfkemizi yenemiyor, aynı kabalıkla mukabeleden kendimizi alamıyoruz, medyanın yaygınlaştırdığı polemik dilinden vazgeçemiyoruz. Bunda tasavvuf terbiyesinden nahrumiyetin veya yeterince nasipdar olamamanın payı büyük. Yine de bizim bir gönül dilimiz olduğunu topluma hatırlatmak ve bu dili yeniden öğretmek mesuliyeti tasavvuf yoluna girenlerin omuzlarında. Bu, ihtiyaca binaen bir defaya mahsus geçici ve yeni bir vazife de değildir üstelik. Dil edebini temsil, teşvik ve tâlim, dervişânın kadîm mesuliyetdir.”
Hâsılı, günümüzde virüs gibi yayılan dil âfetleri toplumun mânevî birliğini, insanlar arasındaki ünsiyeti, arkadaşlığı, beraberliği bozuyor. Dinî bir vecibe olarak dil edebî çok önemli. Bu yazıyı aslından bütününü okumak gerek.
Ali Yurtgezen hocanın Semerkand Dergisinin bu sayısında “T. Ziya Ergunel müstearıyla yazdığı “Server-i Ser Bülendimiz” adlı yazısı da onun beyit şerhlerinin devamı olan gönüllere şifa bir yazı…
----------------------------------------------
HECE TAŞLARI AYLIK ŞİİR DERGİSİ 43. SAYI ULAŞTI
Gelenekli hece ve âşık tarzı şiirinin yaşatıcısı Hece Taşları Aylık Şiir Dergisi’nin 15 Eylül 2018 / 43. sayısı okuyucu huzuruna çıktı. Gelenekli atışma şiirinin ustalarından Tayyib Atmaca’nın sahipliğini ve yayın müdürlüğünü yaptığı Hece Taşları Aylık Şiir Dergisi’nin bu sayısında gelenekli hece şiirleri yine ağırlıkta. 43. sayıda faydalı ve kaliteli bir yazı olarak “Şiir ve Gelenek Üzerine Konuşmalar” başlığı altında Tayyib Atmaca, Nurullah Genç’i konuşturmuş.
Fatih Okumuş’un “Tahmis-i Fuzulî” başlıklı şiiri, anlayan için değerli. Ehlinin mâlûmudur. Tahmis, DÎvan şiir geleneğinde bir gazelin her beytine üçer mısra ilâve ederek beşer mısra hâline getirmektir. Şairlerin büyük atası Fuzûlî’nin gazellerine tahmis ve nazire yazmak hayli zor ve sanat işidir. Fatih Okumuş’un “tahmis”inin ilk bölümünden tadımlık:
“Seni yâd eylesem bir ân, âteş-i cân uyanmaz mı? Yolunu gözleyüp dîdem dahî müjgân ıslanmaz mı? Cânımı cânâna virdim cânıma cân inanmaz mı? (Beni candan usandırdı, cefâdan yâr usanmaz mı? Felekler yandı âhımdan, murâdım şem‘i yanmaz mı?)
Cümle uşşâk mest ü hayrân, Leylâ-yı dîl oldu ayân Civânmerdân-ı meydân açtılar sînelerin üryân Dîde giryân, sîne püryân, (Kerbelâ-veş tehî her yan Kamû bîmârına cânan, devâ-yı dert ider ihsân Niçün kılmaz bana dermân, beni bîmâr sanmaz mı?)”
Bu sayıda, usta şair Bahaettin Karakoç’un, edebiyat-sanat dergisinin az olduğu zamanlardaki (1980’lerde) meşhur “Dolunay” dergisinde şiirleri yayınlanan merhum Mustafa Pınarbaşı’nın “Telii Duvaklı” şiiri de yer alıyor.
Âcizâne bu fakirin “El Vurup Yaramı İncitme Doktor” adlı yazısını gelenekli mensur şikâyetnâmelere uygun bulmuş olacaklar ki iktibas etmişler.
43. sayının yazar ve şairleri şunlar: Fatih Okumuş, Nurullah Genç, Ahmet Efe, Bestami Yazgan, Ahmet Doğan İlbey, Mustafa Pınarbaşı, Mehmet Özdemir, Mehmet Sarmış, Mehmet Baş, Ahmet Süreyye Durna, Tayyib Atmaca, Metin Özarslan, Ahmet Doğru, Halit Yıldırım, S. Ahmet Kaya, Mustafa Sade, Rahilə Dövran, Cevat Akkanat, Hüseyin Sönmezler, Mustafa Özçelik, Yunus Kara, Osman Fərmanoğlu, Oyhan Hasan Bıldırki, Hacan Hacısoy, Cahit Can, Mustafa Doğan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.