Ahmet Doğan İlbey
Bir daha haykıralım: gâvurun “alçak sarısı Amerika!…”
Amerikan’ın sarı iblisi yine saldırıyor. Bu kez füzelerle, bombalarla değil, şeytanın ruhunu temsil eden ve vahşi kapitalizmin pençesi olan dolarla saldırıyor, ekonomik darbelerle Türk devletine diz çöktürmek istiyor… Türk devlet ve milleti bu darbeye de karşı koyacak ve ayakta kalacak.
İsmail Göktürk dostum kararlı bir şekilde “Amerika’nın sonunun başlangıcı bu… Amerikan hegemonyası yıkılacak, göreceksin…” deyince hiçbir suale ihtiyaç duymadım. Çünkü o dost, pek ihtimal vermediğim “Bu ülkede generallerin vesayeti biter mi, generaller yargılanır mı?” sualime de “Göreceksin bu ülkede generaller de yargılanacak…” demişti ve Allah’ın yardımıyla tez zamanda dediği çıkmıştı.
Ey azizan! Bu duygu ve düşüncelerle, daha önce kelimelere döktüğümüz “gâvurun ‘alçak sarısı!’Amerika katil katil...” adlı yazımızı milletçe moral bulmamız için bir daha paylaşmak ihtiyacı hissettim:
On altıncı asırdan bu yana dünyâdaki bütün cinayetlerin, bütün katliamların ve sömürgeciliğin baş faili katil Amerika, yâni gâvurun “alçak sarısı” binlerce katliamına İblis’in dölü İsrail eliyle bir yenisini daha ekledi Kudüs’te.
Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilân edilmesine ve katil Amerikan’ın elçilik açılışı yapmasına karşı direnen mazlum Filistinlilerin kanı göklere yayıldı.
Bâzan güler yüzlü bir şeytan olan, bâzan gâvurun “alçak sarısı” bir sûrete bürünen Amerikan devletinin yaradılıştan “katil” olduğunu en önce Kızılderililer ve Kunta Kinte’nin çocukları Afrikalı zenciler bilirler.
Amerikan katilliğinin sayısız siyahî kurbanlarından Malcom X (Malik El-Şahbaz)’in acı çekmiş, zulümle dağlanmış yüreğinden fışkıran sözleri dünyânın her yerinde Amerikan karşıtlığını bir insanlık dâvası getirmişti:
“Hayır ben Amerikalı değilim. Ben Amerikancılığın mağduru olan yirmi iki milyon siyahtan birisiyim. İkiyüzlülüğün maskesinden başka bir şey olmayan demokrasinin mağduru olan yirmi iki milyon içinde bir ferdim. Bu nedenle ben burada durup size bir Amerikalı, bir vatansever, bayrağa selâm duran biri olarak hitap etmeyeceğim, çünkü böyle biri değilim. Ben bu Amerikan sisteminin bir mağduru olarak konuşuyorum...”
YANKEE GO HOME! (EVİNE DÖN AMERİKALI)
Emperyalist Yankee’nin, yâni gâvurun “alçak sarısı” Amerika’nın cemaziyelevveli haddinden fazla kirli ve karanlık... 68 Kuşağı’nın “Yankee Go Home!” (Amerikalı evine dön), “Kahrolsun Amerika!” ve “Katil Amerika!” diye haykırışlarını sözde bırakmadan şuurlu bir siyaset ve tavra dönüştürmenin vakti şimdi…
1970’li yılların başında Amerikan karşıtı olmayı “sosyalistliktir” diye bir türlü dillendirmeyen “sağcı kuşak” tan biri olarak derûnumda gayz dolu öfke şeklinde biriken Amerikan emperyalizmine karşı olmanın enerjisini kitapların dışında şiir ve türkülerden temin ederdim.
1974 Kıbrıs Çıkartması’nın ardından 1975’de başlayan Amerikan ambargosu, harim-i ismetimize giren düşmanın çizmesi gibi bütün fikir gruplarının öfkesini keskinleştiren bir hâdiseydi.
Amerika’ya karşı olmanın siyasî öfkesinin yaşandığı o yıllarda milliyetçi mukaddesatçı düşünceye sahip olmama rağmen Mahzunî Şerif’in Amerikan alçaklığını dile getiren plaklarını cebimde taşır ve fikirdaşlarımın tuhaf bakışları altında “Amerika savulsun gitsin” türküsünü dâva duygusuyla dinlerdim.
“Ambargo mamborgo dinleme gardaş / Gelin Amerika kovulsun gitsin / Üsleri müsleri kalksın ortadan / Kendi toprağına savulsun gitsin…”
En çokta onun “Amerika katil katil” türküsünü vecdle dinlerdim. “Bütün insanlık adına /Amerika katil katil / Hukuk yapar kendi bozar / Devleti devlete çatar / İt gibi pusuda yatar / Kan döktürür silah satar /Amerika katil katil / İnsanın alçak sarısı / Küstü dünyanın yarısı… Amerika katil katil…”
O yıllarda zihniyetini paylaşmadığım sosyalist ozan Âşık Ferhat’ın “Oşt Amerika / puşt Amerika” türküsü Amerikan aleyhtarlığımı keskinleştiren bir başka hissî kaynağımdı.
PURO İÇEN FÖTR ŞAPKALI SARI BİR KATİLDİR AMERİKA
Amerika’nın Hiroşima, Kamboçya, Vietnam, Latin Amerika ve İslâm ülkelerinde milyonlarca insanın katili olması hâfızalardan silinmeyecek. Yalnızca Irak’ta 1,5 milyon Müslümanın katledilmesinin baş faili olan Amerika puro içen fötr şapkalı sarı bir katildir.
Hâsılı, İsmet Özel’in ifadesiyle Amerika, belâsını Türklerin elinden bulacaktır.
---------------------------------
İLÂVE YAZI
“SAATLER SÖZLÜĞÜ”
Bir bir kaybettiğimiz hazret-i insan olmaklığımızı, âdemiyetimizi, kalbimizi, yüreğimizi, bezm-i elest’teki ahdimizi, dilimizin hüviyetini, aşkın ulviyetini çürüyüşümüzü, inkırazımızı ve nasıldık, yeniden nasıl olmamız gerektiğini kelimelere söyleten Yasin Mortaş’ın şiirini lütfen okuyunuz:
SAATLER SÖZLÜĞÜ
.1.
Habil Saati
Söze eğilen
ins terlemesiyle
geldin mi oğul
diline
aşk ile
Habil kavli
sürdün mü
Haydi gidelim öyleyse
kopyalayalım denizi
ve yapıştıralım
kanlı yangınlara
Ey oğul
suyun ateşini
süzdün mü
.2.
Kabil Saati
Kabil'in
katranlı saatini
ayarlayan şer
ifsatsın sen
siyahtan silaha
düşen yivsiz alçalış
çarkısın
Kıvrıl ve düş
harlı
harami çukuruna
çünkü
çukurun
gayyâ'dır senin
ve
azılı bir düş çürüğüyle
zonklayansın
mazlum yüreğinde
beynimin kerpeteni
yerin/ yerin dibine
Sen
aşa
taş eriten
aşkı
bloke edilen
iblis sermayesi
ateşini iç sen
kanını toprakla
istersen
katranını kaynat
ve iç
imzalı
kadehlerinle
3.
Diriliş Saati
birazdan
gelirler
yıldırım tokatlı
ve kabzası
lale motifli süvariler
4.
Âdem Saati
Ey
oğul
gördün mü
mescit çiçeği açtıranların
hû dilli şerefelerde
felah saatini
aynana yansıyan
kalp kırıklarının
sırını tut ruhunda
Bakışlarını sürmele
5.
Söz Saati
Ve kalk
kan dili yak
gözyaşıyla
suzidilara
okşa yetimi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.