Hüseyin Yılmaz
Arkadaş Sevgisi
Makbul olan, sevaplı olan, karlı olan sevgilerden hatırlatmam gereken önemlilerinden birisi de arkadaş sevgisidir. İslam’da, din yolunda Allah rızası için arkadaşlık etmek, birisiyle ahbab olmak. Buna el-hubbu fillah el-uhuvvetü fillah derler. Allah rızası için arkadaş olmak, kardeş olmak, Allah rızası için sevmek derler. En sevaplı ibadetler den biridir. Seviyorsun bir şey harcamıyorsun, zaman harcamıyorsun, bir işi yapmıyorsun, yorulmuyorsun, tek arkadaş olduğun için sevap kazanıyorsun. O kadar sevaplı bir iştir. Müjdeli hadis-i şeriflerden bir tanesini sizlere aktarayım:
“Kim Allah için, Allah yolunda, bir müslümanı kardeş edinir, severse, ‘Ben seni Allah için seviyorum kardeşim! Başka bir şey için değil para için, pul için, menfaat için değil de, ben seni Allah için seviyorum.’ derse; Allah da onu sever. İkisi birden cennete girer.” Hem seven, hem sevilen, hem bu kardeş, hem o kardeş, ikisi birden cennete girer.
Hazret-i Ömer RA’den bir hadis-i şerif:
“Müslümanın/adamın” diyor ama, --hanımlar dahildir buna-- müslüman kardeşine, onu severek, ona şevk duyarak bakması, --canım kardeşim diyerek, severek bakıyor-- bu benim mescidimde bir sene i’tikafa girmekten daha hayırlıdır.” diyor Peygamber Efendimiz.
Bir sene i’tikaf... Biliyorsunuz Ramazanın son on gününde camide i’tikaf oluyor. On gün değil, bir sene itikaftan hayırlıdır diyor. Hem de ne diyor: “Şu benim mescidimde...” Medine-i Münevvere’deki Mescid-i Nebevi’de... Oranın özelliği ne?.. Orada kılınan bir namaz, başka yerde kılınan bir namazdan bin misli daha sevaplıdır.
Bak nerden sağlanıyor bu, sözün başına dönelim hatırlayalım: Adamın müslüman kardeşine severek ve iştiyak duyarak, şevkle, hasretle, canım kardeşim diyerek bakması, Peygamber Efendimiz’in mescidinde bir senelik itikaftan daha hayırlı imiş. Anlayın Allah yolunda kardeşliğin sevabını...
Müslümanlar birbirlerini ziyaret ettikçe sevap kazanırlar. Dua ettikçe, aynı sevabı alırlar. “Ya Rabbi, o kardeşime zenginlik ver!” Tamam, sana da gelecek. “Ya Rabbi, o kardeşime sıhhat ver!” Tamam, sana da gelecek. “Ya Rabbi, o kardeşimi şöyle yap, böyle yap.” Aynen sana da gelecek. Neden? Başucunda bir melek, “Amin, aynını Allah sana da versin!” der, müslüman kardeşine dediği için.
Allah yolunda birbirini sevenler, mahşer gününde izdihama, sıkışıklığa düşmeyecekler. Hani izdiham var ya orda, varmış ya, olacak ya... Sırılsıklam terleyeceklermiş, ter kimisinin dizine, kimisinin boynuna, kimisinin ağzına, kulağı hizasına gelecekmiş. Ter, sıkışıklık izdiham, sıcak, hararet... Hah, işte o günde birbirini Allah için seven insanlar, Arş-ı A’la’nın gölgesinde gölgelenecekler. Mahşer halkı onları aşağıdan yıldızları seyreder gibi seyredecekler. Peygamber Efendimiz böyle anlatınca, demişler ki:
“--Ya Rasulüllah, o Arş’ın gölgesinde gölgelenenler peygamberler mi, şehidler mi?..”
“--Hayır! Onlar birbirleriyle Allah için muhabbet eden ahiret kardeşleridir. Birbirlerini Allah için seviyorlar.”
Kusurlu da olsa, mü’min kardeşimizi seveceğiz. Çünkü mü’min olması çok büyük bir kıymet ifade ediyor, kusuru küçük kalıyor yanında… Kurcalasan, herkesin kusuru var. Kusurlardan dolayı insanları defterden silerse bir insan, dostsuz arkadaşsız kalır. Neden?.. “Yarsız kalmış cihanda, ayıbsız yar isteyen...” Kusursuz yar olmaz, kusursuzluk Allah’a mahsus... Herkesin kusuru vardır. O halde, kusuruyla sevmeye alışacağız, iyi tarafını görmeğe alışacağız.
İnsan kazanmaya, gönül almaya çok dikkat edeceğiz . Dostluklar, dostluklar, dostluklar... Kalp kazanmak, arkadaş edinmek, her gün arkadaşlarını biraz daha artırmak... Adres defterine yeni isimler eklemek... Yeni ziyaretler –ziyaretler de Allah rızası için olmak şartıyla– yapmak... Birbirlerini Allah için sevenlerin mükâfatı çok fazladır. Onun için sevgi bizim sermayemiz, sevgi bizim kazanç kapımız! Birbirimizi seveceğiz ve kardeşliği geliştirmeye çalışacağız, yaygınlaştırmaya çalışacağız. Eninde sonunda inananların birlik ve beraberliğini mutlaka sağlayacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.