Hüseyin Yılmaz

Hüseyin Yılmaz

AKIL

 

“Akıldan daha faydalı bir zenginlik de yoktur.”(Taberani Mucemul Kebir C.III s.68 no: 2688) diyor Peygamber Efendimiz. Yâni, akıl da bir zenginliktir insan için. Çünkü akıl sahibi, hakîkaten beş parasız bir kimse olarak bile gelse köyden şehire; kısa zamanda işini ilerletir, aklıyla başarı kazanır, kısa zamanda yükselir.

Akıl çok büyük bir nimettir ve insanın akıl yönünden fakir olmaması çok güzel! İnsanın akıl yönünden tam olması, akıllı olması çok büyük bir fazilet, üstünlük, çok güzel bir sıfattır. Ondan daha faydalı bir zenginlik de olamaz. Çünkü, insana anasından, babasından para pul, zenginlik kalsa bile, akılsız oldu mu onları da harcar, elinde bile tutamaz.

Onun için Allah hepimize akıl versin... Ama nasıl akıl versin?.. Aklın çeşitleri var, markaları var, cinsleri var. Hangi marka akıl isteyelim, hangisi en iyisidir?.. Akl-ı selîm; yâni sâlim olan, hastalıksız olan, yamuk olmayan, doğru olan akıl.

Şimdi dünyada herkes kendisini beğeniyor. Her millet kendisiyle, kendisinin müktesebatıyla, medeniyetiyle övünüyor. Her insan tutturduğu yolun daha uygun olduğunu sandığı için, o yolda yürüyüp gidiyor. Tenkit ettiğin zaman da, sana bin bir türlü laf söylüyor. Yâni herkes bir akıl sahibi ama, dünyada ne kadar insan varsa o kadar akıl var ama, mühim olan isabetli akıl, yâni doğru düşünen, bozuk yamuk düşünmeyen akıl sahibi olmak, akl-ı selim sahibi olmak.

Hırsızın da bir aklı var. Hırsızlık yapmayı tercih ettiriyor kendisine ve o aklıyla polisi atlatacak usulleri, çareleri arıyor, buluyor. En kuvvetli koruma tedbirleri altındaki banka kasasını bile soyup, alıp götürüyor. Akıl; akıl ama yamuk bir akıl, iyi bir akıl değil.

Yâni aklın nasıl olması lâzım?.. Akl-ı selim olması lâzım!.. Akl-ı selim olması için de, Cenâb-ı Hakk’ın yardım etmesi lâzım! Yâni, Cenâb-ı Hak yardım etmezse, insan doğruyu bulamaz. Allah hepimize akl-ı selim versin. Yâni basiretli, gönül gözü açık insan olmayı, böyle her şeyi bilen Rabbü’l-àlemîn’in doğru yola sevk ettiği, gözünden perdeler kalkıp da gerçekleri görebilen insan olmayı nasib etsin...

Yoksa, herkes aklım var diyor ama, hiç de güzel akıl değil akılları... O da üzerinde düşünülecek bir şey. Asıl akılla o da anlaşılır. Yâni, hangi akıl daha iyi, hangi akıl yanlış?.. Hangi filozof ne söylemiş, yanılmış; hangi eren, evliyâ ne söylemiş, isâbet etmiş?.. Onu da yine Cenâb-ı Hakk’ın verdiği kabiliyetle, akl-ı selim sâhibi ayırt edebilir:

  •  “Kim Verdiğini Allah İçin Verirse,
  • Men Ettiğini Allah İçin Men Ederse;
  • Sevdiğini Allah İçin Severse,
  • Kızdığına Da Allah İçin Kızarsa;
  • Evlendiğiyle Allah İçin Evlenirse,

İmanını adam akıllı sağlamlaştırmış, kemâle erdirmiş, olgunlaştırmış demektir.”

Bu hadis-i şerifin ikinci cümlesi de bu.

 Dini anlamıştır, imanın ne demek olduğunu anlamıştır, gayet iyi bir durumda demektir öyle bir kimse…

 

Biz de her yaptığımız işi, Allah rızası için yapmaya gayret edelim ve bir işi yapmaktaki maksadımızı, niyetimizi önceden kendi kendimize bir soralım:

“—Sen bu işi niçin yapıyorsun? Ne maksatla yapıyorsun?” diye kendi kendimizi tahlîl edelim!..

Tahlil edeceğiz de, sonuç ne olacak?.. Yaptığımız her şeyi Allah için yapmağa kendimizi yönlendireceğiz. Allah için olmayan şeyi bırakabileceğiz. Allah rızasından başka bir sebeple yapmağa kalkıştığımız şeyden niyetimizi döndüreceğiz; Allah rızası için yapmağa ve Allah’ın rızasının olduğu şeyleri yapmağa kendimizi intikal ettireceğiz. Bu da çok önemli bir fikir...

Ayet mealleri Hasan Tahsin  Feyizli'nin  Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır.   Ayet meallerinin tamamına www.kuran.global  ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.