Konuşmasına Kahramanmaraş’ta son bir hafta içerisinde yapılan incelemeleri ve faaliyetleri anlatarak başlayan Habibe Öçal, Türkiye üzerindeki terör sorununa dikkat çekti.

Hayatları çalınan çocukların yollarını bekleyen annelere ithafen yazılan ‘PKK terörü ve Kadın’ isimli kitabın amacı hakkında konuşan Öçal, “Maalesef Türkiye demokratik hayatı sık sık kesintiye uğrayan, terör belasıyla terbiye edilmeye kalkınan bir coğrafya bir bölgede maalesef bulunuyor. PKK’sı, FETÖ’sü, DEAŞ farklı zamanlarda farklı şekillerle maalesef bizleri sınamadan geçiriyorlar. Ben daha önce milletvekili olmadan öncede dünyanın farklı ülkelerinde toplantılara katıldığımızda bize özellikle PKK ve FETÖ konusunda gittiğimiz ülkelerde sorguya çekme olayı yaşıyorduk. Bizim burada haklı olduğumuz dava öyle bir hal alıyordu ki, yurt dışında sürekli kendimizi savunma pozisyonunda düşürüyordu bizi. Sanki biz çok baskıcı, totaliter ülkeyiz, insan hakları ihlali konusunda karnemiz çok kötü, bu alanda sürekli dediğim gibi tenkit yiyen bir ülke konumundaydık. Daha önceli bu tecrübelerim ve Türkiye’deki terör konusuna yabancı değiliz bu doğrultuda özellikle PKK’nın ve onun siyasi uzantısı HDP’nin kadın söylemi üzerinden bizi uluslararası arenada çok zor duruma düşürdüğüne şahitlik ettik. Bizde kadın konusunda söylemler geliştiriyorduk. İşte kendi ülkemizin politikaları olsun, kendi doğru bildiklerimizi ama bunlar hep afaki konuşmaların ötesine geçmiyordu. PKK çağdaş söylemle kadın olgusunu ön plana çıkararak uluslararası arenada oluşturmak amaçlı yeni mevziler alanlar oluşturma çalıştılar. PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden ülkelerin uygulamalarına baktığımızda bunlara lojistik sağlama ve bunlara insan kaynağı sağlama noktasında bir terör örgütü gibi davranmayıp legal bir yaklaşımla bunlara her türlü yardım ve desteği sağlıyordu. Özellikle Avrupa’da PKK’nın kendilerine çok rahat bir alan bulmaları, özgürlükçü Avrupa kisvesi altında terör faaliyetlerini Avrupa’da yürütmeleri ve orada konuşlanmaları, bunu da yaparken kadını ön plana sürerken, Türkiye’deki uygulamalarıyla bir ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik vardı. Bizde bunu ön plana çıkarmak istedik. Bu bağlamda çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.