Kahramanmaraş’ın iyi bir tarım bölgesi olduğunun altını çizen Yücel, ilçelerin hiç birinde su problemi olmadığını, her türlü ürünün de yetişebileceğini vurguladı. Yücel; “Kahramanmaraş bölgemiz tam bir tarım bölgesi. Özellikle tekstil sektöründe öncü olmamızdan kaynaklı ipliğin hammaddesi olan pamuk bizim için vazgeçilmezdir. Biz Kahramanmaraş’ta Türkiye’nin en kaliteli pamuğunu üretiyoruz. Fakat yeterince destek yok, bilinçli çiftçi yok, bu sebeple dışa bağlı bir tarım politikası izliyoruz. Bu sorunlarımız desteklemeler ve bilinçlendirme programı ile aşılacak bir olay. Herkesin üzerine düşen, bilinçli ve kaliteli tarım yapmaktır. Bu sayede Kahramanmaraş tarımda marka haline gelebilir. Kahramanmaraş, 4 mevsimi yaşayan bir şehir. İlçelerimizin hiç birinde su problemi de yok. Bölgemizde her türlü ürün yetişebiliyor. Agronomik ürünler dediğimiz, tarım politikasına katkı sağlayacak her türlü ürün yetişiyor. Çeltik, mısır, pamuk, biber, yeşil sebze grupları gibi birçok ürün yetiştirebiliyoruz. Bunları yapan üreticilerimiz var ama hepsi küçük parsellerde yaptıkları için hem kendilerine hem de devlete katkı sağlayacak konumda değiller. Tarım reformları yapıyoruz, havza sistemlerine geçtik. Ama havza sistemini istediğimiz gibi kullanamıyoruz. Ülkemizde ne yazık ki tarımda fiyat politikası doğru ilerlemiyor. Ekerken fiyat yükseliyor, hasat zamanı fiyat düşüyor. Bu çiftçimiz için çok büyük dezavantaj. Çiftçi başladığı yerin gerisinde kalırsa bir daha üretime yaklaşmaz” dedi.

MALİYETLER ARTTI, GERİ DÜŞMEDİ

Dolar kurunun artması ile birlikte çiftçinin maliyetlerinin de arttığını belirten Yücel, döviz kurunun düşmesi ile birlikte fiyatların düşmediğini söyledi. Yücel, devam eden açıklamasında; “10 Ağustos sürecinden sonra bütün maliyetler arttı. Dolar kurunun artması ile birlikte gübre, akaryakıt, tohum, ilaç gibi temel maliyetler kat kat arttı. Dolay geriledi ama ürün fiyatlarında gerileme olmadı. Çiftçi en büyük harcamayı akaryakıt ve gübreye yapıyor. Tohum yüzde 40 artmışken diğerleri daha fazla arttı. Bir takım malzemeler dolar ile alındığı zaman ister istemez maliyetler artıyor. Kendi ülkemde üretilen milli tohumu tercih edersem maliyetlerimde ciddi anlamda maliyet düşüşü olacak. Yerli tohum ile birlikte hem milli tarıma, hem de milli ekonomiye ciddi anlamda katkı sağlamış olacağız. Aynı zamanda yerli tohumların adaptasyonu bizim topraklarımıza göre ayarlanıyor. Kazanmaya tohum ile başlamalıyız. Girdi maliyetlerim yüksek olmasa gübreden yakıta varana kadar sezon öncesinden alırım. Çiftçilerimiz daha bilinçli olursa, yerli ürünleri tercih ederse tarım ekonomisi ile birlikte ülke ekonomisi ayağa kalkar” ifadelerini kullandı.