Belediye Meclisi’nin 08.03.2000 tarih ve 2/11 nolu kararı ile bölünerek ikiye ayrılmış, bir kısmı Bayazıtlı Mahallesi’ni oluşturmuştur. Güney sınırının Sultanbeyli Caddesi, batı sınırının Selman Zülkadiroğlu Bulvarı olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

Mevcut haliyle kuzey ve doğusunda Bayazıtlı Mahallesi, güneyinde Senem Ayşe Mahallesi, batısında ise Kayabaşı Mahallesi bulunmaktadır. Yeşil Camii mahalle sınırları içerisindedir.

Mahalleye ismi verilen Sütçü İmam, Maraş Milli Mücadelesinin simge ismidir. Türkün namusuna tecavüz hadisesinde gösterdiği cesaret ve tavrından dolayı da kahramandır. Maraş’ın Bektutiye mahallesinde 1878’de doğdu. Babası Kireçcizade Ömer Efendi, annesi Tiyeklioğullarından Emine Hanımdır. Asıl adı İmam’dı. Hacı İmam diye tanındı. Uzunoluk’ da küçük bir dükkanda süt satarak geçimini sağladığı için Sütçü İmam diye bilindi.

Fransız işgal kuvvetleri ile birlikte şehre gelen Ermeni askerleri 31 Ekim 1919 günü üçer, dörder kişilik gruplar halinde silahlı olarak çarşı ve sokaklarda dolaşıyor, Türklere hakaret ederek millete, dine ve mukaddesata dil uzatıyorlardı. Bunlardan bir gurup akşama doğru Uzunoluk Hamamı önünde yarı sarhoş halde geçerken hamamdan çıkan Müslüman kadınlarına sarkıntılığa yeltenip dil uzatmaya, peçe ve çarşaflarını çekip parçalamaya başlamışlardı.

“ Artık burası Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez “ diyerek kadıncağızlara tebelleş olmuşlardı.

Peçesi yırtılan kadın bayılmıştı. Diğer Kadın ve çocukların feryadı üzerine olayı Kel Hacı’nın kahvesinden işiten ve gören Türkler, hemen dışarı fırlayıp olay yerine yetiştiler. Ermenilere buradan hemen uzaklaşmaları için uyarıda bulundularsa da Ermeniler, kötü sözlerle karşılık vererek silaha davrandılar.

Bu sırada olaya engel olmak isteyen Tüfekçi Beyazıt ustanın yeğeni Çakmakçı Sait, Darül Muallimin öğrencisi Taha ve Sakaryalı Gaffar Kabuloğlu Osman Efendiler ileri atılmışlardı. Açılan ateş sonucu bunlardan yaralanan Çakmakçı Sait sonra şehit olmuş, diğer yaralı Osman Efendi tedavi sonu kurtulmuştur.

Bu sırada olayı öğrenen, gören Sütçü Hacı İmam (Adı bu olmakla beraber Uzunoluk mescidinin imam ve müezzininin bir mazeretle göreve gelmediği günlerde onların görevlerini üstlenerek ezan okuyup cemaate imamlık da yapardı) dükkanındaki çekmecesinden çıkardığı tabancası ile olay yerine fırladı ve saldırganlara ateş ederek oradan uzaklaştı. Yaraladığı Ermeni daha sonra tedavi olunmakta iken öldü.

Uzunolukta bu olayla meydana gelirken henüz şehri terk etmemiş olan bir İngiliz devriyesi olay yerine gelip durumu öğrendiklerinde saldırgan Ermenileri önlerine katıp karargaha götürerek olayın genişlemesini önlemiş oldular. Biraz sonra bir Fransız subay, bir manga kadar askeri ile Türk karakoluna vararak Sütçü İmam’ın derhal yakalanmasını istedi. Sütçü İmam Fransız ve Ermeniler tarafından çok arandı, yakalanması için hükümetin de sıkıştırmasına rağmen izine rastlanamadı. Sütçü İmam çoktan şehir dışına çıkmış, Bertiz Ortaköy’e yerleşmişti. Giderken devriye tarafından önü çevrlir ve nereye gittiği sorulur. O da bir alacak için Bertiz’e gittiğini belirtir.

Sütçü İmam’ın yaraladığı Ermeni askerin ölmesi ile kiliselerde üç gün çan çalındı. Ermeniler ölülerini bir manga askerin koruması altında törenle Kale dibindeki Ermeni kilisesine götürdüler. Ertesi gün de işgal kuvvetlerinin de katılması ile bir cenaze alayı düzenleyip gömdüler.

Fransız işgalinde ilk kurşunu atan o olmuştur. Artık ufuk insandır. Toplum kahramanıdır.

Milli Mücadelede sıktığı ilk kurşunla Türk’ün namusunu koruyan ve İstiklal Savaşı’nın müjdecisi olan bu yiğit kahraman gazi savaş sonrası belediyede görevli olarak bir bayram dolayısı ile topu ateşlerken 25 Kasım 1922’de kaza ile hayatını yitirmiştir. Türbesi Uzunoluk’ta Çınarlı Camii avlusundadır.