Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Kahramanmaraş Şiir ve Edebiyat Günleri; okur – yazar buluşması, konferans, söyleşi, şiir dinletisi ve konser etkinlikleriyle doludizgin devam ediyor. Etkinliğin ikinci gününde usta kalemler, alanında uzman isimler ve tanınmış simalar edebiyatseverlerle buluşmayı sürdürüyor. Bu kapsamda, Yazar Selahattin Yusuf ve Tarık Tufan’ın katılımıyla ‘Edebiyat Artık Mümkün Mü?’ temalı konferans gerçekleştirildi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde Yazar – Şair İsmail Kılıçarslan’ın başkanlığında gerçekleştirilen oturumda Selahattin Yusuf ve Tarık Tufan, edebiyatseverlere seslendi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen konferans, 3’üncü Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri tanıtım filminin gösterimiyle başladı. Etkinlikte dinleyicilere Büyükşehir Belediyesi tarafından kitap da hediye edildi.
YENİ BİR HEYECAN OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR
Etkinlikte konuşan Yazar Selahattin Yusuf, “Batı düşüncesinde, insanın yavaş yavaş sona ermekte olan bir nesne olduğuna dair ciddi şüpheler var. Bizde henüz böyle bir düşünce yok çünkü bizde henüz böyle bir tehdit yok. Ancak yavaş yavaş buraya doğru evirildiğini söyleyebiliriz. Özellikle 1980’lerden sonra yaygınlaşan dijital devrim de buna önayak olmuştur. Kapitalist batı piyasa sistemi o kadar tıkandı ki bizlere yeni bir sistem öneriyor. Sona ermiş insana yepyeni bir heyecan, değer sistemi üreterek yeni bir piyasa dalgası oluşturulmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
DÜĞÜMÜ ÇÖZEN ŞEY: EDEBİYAT
Yazar Yusuf konuşmasının devamında, “Edebiyat çok zor şartlarda yaşıyor ancak mümkün olmalı. Başka türlüsü düşünülemez. Mümkün olması için özellikle edebiyatçılar elinden gelen gayreti göstermeli. Çünkü batı uygarlığının arzu nesnesine dönüştürmediği hiçbir şey kalmadı. Batı, hazza dayalı bir uygarlık. İnsan kendi başına kaldığında ve yine ölçüsü kendisi olduğunda bir çıkmaza girer. İnsan kendi eliyle kendisine varamaz, mutlaka başka bir yankı olması gerekiyor. Günümüzde dolayımları ortadan kaldırarak insanı kendisiyle baş başa bıraktılar. İnsanlar bunun çıkmazında. Bu düğümü çözen şey ise edebiyattır” dedi.
YENİ DÜNYA: EDEBİYAT
Yazar Tarık Tufan, “Aslında tüm dünya çelişik bir meselenin içerisinde. Soruların cevabının peşine düşmek insanın zihninde çok geniş bir alan açmasına imkân sağlıyor. Bütün söylem, ‘sen kendi değerini fark et, var oluşunun bilincinde ol’ üzerine inşa ediliyor. İnsanlar sürekli kendini değerli hissetmenin yollarını arıyor. Bu söylemin üzerinden de koca bir dünya kuruldu. Burada kuşkulu bir durum olduğunu fark etmeliyiz. İnsanlar; gerçekliğin tasallutunda ölmemek, gerçekliğin saldırısına karşı ayakta kalabilmek için yeni bir gerçeklik inşa eder. Böylece gerçekliğin o barbarca saldırısına karşı nefes alıp verebileceği, içinde kendisini güçlü hissedebileceği, var oluşunu sürdürebileceği bir dünya kurar. Bu, dışarıdan bakıldığında bir hayale sığınmak gibi görünse de gerçekte bir tür hayatta kalma mücadelesi olarak da görülebilir. İşte o inşa ettiğimiz dünya, edebiyattır. Edebiyatın gerçekliği bizim zannettiğimiz gibi hayaller dünyası değil bizatihi insana daha güçlü bir varoluş imkânı sunan dünyadır” diye konuştu.