Yatırımcıların, girişimcilerin öncelikle objektif yaklaşım sergileyerek kendilerini ve izledikleri yöntemleri sorgulamaları gerekiyor.
Üzülerek söylüyorum, bugün yaşayan yatırımların %99’u 3. kuşak nesillere aktarılamadan kaybolup gidecek. Türkiye’nin geleceği kimlere emanet?
Kimler bu emaneti nesiller boyu aktarabilecek?
Maalesef tarih tekerrür etmeye devam ediyor. Kur, faiz ve enflasyon üçlüsüyle yıllardır dönüp duruyoruz.
Bu döngüden çıkabilen 4 nesil yaşayan tesisler, anıtlar, küçük işletmeler nerede?
Günü kurtarma derdiyle yaşamaktan bıkmadınız mı? Geleceğinizi hunharca harcayarak sadece kendinizin değil nesillerin vebalini taşıyan bir zihniyetle hareket ediliyor.
Sürdürülebilirliğin ölçütünü bile anlamayan, sorgulamayan bir toplum olmuşuz. Bu memleketin taşı, toprağı altın lakin biz tüm madenlerimizi de çevre katliamı yaparak kullanmaya devam ediyoruz.
Sanayi kendini yenilemiyor hatta bir çöküş içerisinde! Liyakatsiz insanların elinde çürüyüp gidiyor.
Çözümü var ve yeniden dünyayı keşfetmeye gerek yok; özel sektörde, kamuda ve her kurumda, işletmede makamlar kişiye göre değil bir sisteme göre kişilere verilmelidir.
Donanımlı, alanında uzman ve yetkin kişilerle ancak bu kurum ve kuruluşlar yaşar. Yönetici kadrosunu işin ehli insanlara emanet ederek, alt kadrolarını da sürekli eğiterek ve geliştirerek bu iş tepeden tırnağa dönüşümle olur.
Bugün paranızla birçok şeyi satın alabilirsiniz ancak nitelikli iş gücünü satın alamazsınız.
Niteliği ve niceliği yüksek kadroları oluşturmak için girişimcilerin muhakkak her alanda uzman kişilere danışarak yol izlemeli ve yüksek bir muhakeme yeteneği ile her insanın içindeki cevheri ortaya çıkarabilmeli, insan kaynağını doğru yönetebilmelidir.