HABER: EMRE BOZ
Kahramanmaraş’taki ihtiyaca karşılık vererek hizmete başladıklarını belirten Didem Çapar, dil eğitiminin sadece Kahramanmaraş’ın değil Türkiye’nin problemi olduğunu belirtti.
Kahramanmaraş’ta yabancı dil analımdaki açığı gördüklerini ve bunun sonucunda kurumu hizmete açtıklarını belirten Didem Çapar; “Dil eğitimi sadece Kahramanmaraş’ın değil Türkiye’nin bir problemi. Çünkü sadece sınav odaklı çalışıyoruz. Sadece gramer bazlı bir eğitim ile devam ediyoruz. Gramer bazlı bir eğitimde yabancı dil olmaz. Eğer dili sadece gramer yapısına göre öğrenirseniz başarılı olamazsınız. Hayattaki günlük cümleleri dahi dile dökemiyorsanız buna dil öğrenimi diyemiyoruz. Genel çalışmalara bakıldığında Türkiye’deki öğrencilerin gramer açısında soru çözümünde çok iyi olduklarını söyleyebilirim. Ama bunun bir başarı olduğu da tartışma konusu. Çünkü gramer eğitim ile gerçekten dil öğrenmek arasında farklar var. Eğitimin 4 beceri ile yapılması gerektiğine inanıyorum. Konuşma, dinleme, okuduğunu anlama ve yazma becerisi ile. Bunlardan en önemli iki özellik konuşma ve dinlemedir” dedi.
Kahramanmaraş’ın yabancı dil öğrenimi hakkında açıklamalarda bulunan Didem Çapar; “Kahramanmaraş’a baktığımızda Türk hocalarımızın emekleri çok büyük. Ama ister istemez karşımızdaki Türkçe biliyorsa konuşma bir yerden sonra normal olarak Türkçe devam edecektir. Sıkıştığımız anda da hemen Türkçeye yöneliyoruz. Biz bunu nasıl çözeriz diye düşündükten sonra dil ile ilgili çalışma yapmış İngilizce öğretmenliği mezunu yabancı hocalarımız ile çalışmaya başladık” sözlerine yer verdi.
YABANCI DİL SANAYİ’DE ÇOK ÖNEMLİ
Yabancı Dil’e sadece eğitim açısından bakılmaması gerektiğinin altını çizen Çapar, Kahramanmaraş gibi bir sanayi şehrinde ithalat ve ihracat ile ilgilenen bütün işletmelerin yabancı dil ihtiyacı olduğunu söyledi.
Didem Çapar devam eden açıklamasında şu şekilde konuştu; “Kahramanmaraş iyi bir sanayi şehri ve sanayide de şüphesiz yabancı dil gerekiyor. Ama Kahramanmaraş Sanayisinde yabancı dil konusunda sıkıntılar yaşayan çok fazla çalışanımız var. Kelimeleri yan yana getirmek dil bilmek değildir. Dili tam anlamı ile kullanıp karşı tarafı etkileyebilecek başarılı eleman sayısı maalesef az. Günümüzde bilimin ve ticaretin dili İngilizce. Bilimi ve ticareti hakkıyla yapmak için bu dile ihtiyaç var. Ticari anlamda en azından kendi derdini anlatabilecek kadar İngilizce bilinmesi gerekiyor. Biz bu eksiklikleri de gidermek adına hizmete başladık.
Bir insan dil öğrenmek istiyorsa ilk önce kendisi istemeli. Bunu zorunluluk olarak değil, farklı bir kültür olarak görmeli ve her şeyden önce sevmeli. Kurumlara gittiklerinde öncelikle yöneticilerinin dil anlamında bilgilerinin olmasına dikkat etmeliler. Eğer yönetici dil bilmiyorsa öğretmenleri diplomasına göre bünyesine katar. Yabancı hocaların eğitimi çok önemlidir. Bir hoca ile görüşüldüğünde onun öğretme tekniklerini biliyor olması lazım. 7 yaşındaki bir öğrenciye gramer öğretmeye kalkarsanız hata yaparsınız. Hocaların tekniklerinin incelenmesi lazım. Hangi seviyede olursa olsun bu konuda dil örenimi alacak olanların hassas davranması gerekiyor”