5 Ocak 2017 Perşembe günü A Haber’de katıldığım canlı yayında, program sunucusunun Reina saldırganının uyruğunun belli olup olmadığını sorması üzerine, “Güvenlik güçlerimiz teröristin kimliğini belirledi. Terörist muhtemelen bir Uygur” ifadesini kullandım.
Bu sözlerim üzerine tarafınızdan yapılan açıklamalarda, “Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynak'ın elinde belge olmadan, soydaşlarımızı ve diasporamızı sorumsuz açıklamasıyla zan altında bırakmasından dolayı üzgün ve kırgınız. Kendisini, uluslararası alanda Doğu Türkistanlılardan, Uygur Türklerinden özür dilemeye ve bu açıklamasını düzeltmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandığınızı üzülerek müşahade ettim.
Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi Andrey KARLOV’u katleden Mevlüt Mert ALTINTAŞ’ın Türk olması nasıl 80 Milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını zan altında bırakmıyorsa, hiç şüphesiz eli kanlı bir katilin Uygur ya da Özbek kökenli olması da milyonlarca Uygur ve Özbek kardeşimizi zan altında bırakmaz.
Ben canlı yayında, Hükümetin bir yetkilisi olarak o an elimizde bulunan bilgileri kamuoyuyla paylaştım. ‘Muhtemelen’ kelimesiyle de bu konuda henüz bir kesinlik olmadığını vurgulamış oldum. Uygur kardeşlerimizi suçlamak, hiç bir hükümet yetkilisi gibi benim de aklımın ucundan dahi geçmez. Hal böyle iken, şahsımı Doğu Türkistanlılar ve Uygur Türklerinden özür dilemeye davet etmenize bir anlam veremiyorum.
Uygur Türkleri bizim tarih boyunca kader birliği yaptığımız, derdiyle dertlenip sevinciyle sevindiğimiz öz kardeşlerimizdir. Kardeşler arasında zaman zaman bazı yanlış anlamalar meydana gelebilir. Aslolan diyalog kanallarını açık tutmak ve bu yanlış anlamaları minimuma indirmektir.
Öte yandan 1989-1999 yılları arasında Kahramanmaraş Belediye Başkan Yardımcılığı görevim süresince, makam masamın hemen arkasında Doğu Türkistan Bayrağı’nın bulunduğunu, “Doğu Türkistan” dendiğinde gönül telimin
titrediğini beni tanıyan herkes çok iyi bilir.
TBMM’de devam eden Anayasa Değişikliği görüşmeleri nedeniyle oluşan yoğunluğun ardından sizi ve arkadaşlarınızı Ankara’da ağırlamaktan memnuniyet duyacağımı ifade ediyor, sizin şahsınızda hem Türkiye’de yaşayan 10 Bin Uygur Türk’üne hem de Doğu Türkistandaki tüm Uygur kardeşlerimize selam ve saygılarımı iletiyorum."