Din-i İslâm şiarıyla başlayan Millî Mücadele’nin ardından kurulan cumhuriyet 1925 sonrası Kemalist Altıok cumhuriyetine dönüştürülmüştü. Bugün cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle cumhuriyet milletin cumhuriyetine dönüştürülüyor.
Bunun ilk adımları atıldı. Ümit ediyoruz, Türkiye Cumhuriyetinin üzerindeki vesayet kalkacak ve milletin hâkim olduğu bir cumhuriyete dönüşecek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini organik millet varlığı ve değerleriyle bütünleşmeyi hedefleyen ve bu niyette bir adım olarak görmek gerek.
Ümit ve temenni edelim ki cumhuriyet devleti İslâm’dan gelen asıl mânasıyla millî cumhuriyete doğru hızlı adımlarla ilerlesin. Rüyamız ve duamız odur ki, en başta millî eğitim olmak üzere bütün kurumlarıyla asıl anlamıyla millî olsun.
Kemalist ilke ve inkılâplarından, diğer adıyla Chp programlarından teşekkül eden Cumhuriyetin kurumları bir bir kaldırılıyor. Bu bir başlangıç ve hasretini çektiğimiz devlet ve cumhuriyetin millet kimliğiyle uyumlu bir istikamette dönüşmesini ümit ediyoruz.
TÜRKİYE’NİN “EGEMENLERİ” VESAYETÇİLER DEĞİL, MİLLETTTİR ARTIK…
Bugün egemenlik Kemalist ilkelerden oluşan vesayet rejiminden alınıp, necip millete, yâni Müslüman Türk milletine geçmiştir. Cumhuriyet” nâmı altında ilân edilen Cumhuriyetin millet değerlerine karşı yapılan lâdinî-pozitivist inkılâpçı “Tek Adam” ideolojisinden oluşuyordu ve hâkimiyet-i milliye vasfını taşımıyordu.
Bu bir başlangıç, inşallah hızlanır. İlk işaretleri ve ilk adımları görüldü. İlk Meclis’teki gibi, Reisicumhurun ve Diyanet İşleri Başkanının dualarıyla kimliğine kavuştu meclis… Bu, Türk milletinin özlediği bir ândı… Mecliste ne Kemalizm’in ilkeleri vardı, ne de millet değerlerine aykırı bir beyanat… Bu karenin daim olmasını dileriz.
MAĞLUBİYET PSİKOLOJİSİNDEN GÂLİBİYETE…
“Mağlûbiyet İdeolojisinin Sonu” kitabının yazarı D. Mehmet Doğan’ın ifadesiyle “mağlubiyet ideolojisi” hâletindeki Cumhuriyet, bugün gâlibiyet hâletindeki Cumhuriyete ilk adımı atmıştır. Ümitvar olmak lâzım.
Yavaş da olsa din ü millet mülk ü millet ve hâkimiyet-i millîye anlayışı istikametinde dönüştürülmeye çalışılan cumhuriyet D. Mehmet Doğan’ın ifadesiyle, milleti olmayan “halksız” bir cumhuriyetti, yâni Halk Fırkası’nın cumhuriyetiydi…
Bu adımlarla Türkiye’nin maddî ve mânevî gücü artacak. Türk ve İslâm dünyasındaki itibarı daha da yükselecek, dolayısıyla Osmanlı Türkleri gibi muhteşem hüviyetine kavuşacak…
Bunlar hayâl ve hamaset değil. Ümitvar oldukça, milleti sevdikçe, yürüyen atın başına vurmadıkça, milletin teveccüh ettiği cumhurbaşkanına düşmanlık etmedikçe, yapıcı tenkitlerle uyarıldıkça, Türk devletinin iç ve dış düşmanlarının projelerine âlet olmadıkça arzu ettiğimiz Türkiye hayâlini gerçekleştirmek mümkün.
Bir asırlık kırılgan yakın tarihimizi hesaba katarak, insafla, sabırla beklemek lâzım… Tekrar belirtelim, bölücü ve yıpratıcı maksat taşımayan devlet ve millet bütünlüğünü gözeten yapıcı ve olumlu tenkit hakkı daima vardır.
Hâsılı, tarihe baktığımızda büyük dönüşümler, inkılâplar kimi zaman kaplumbağa hızıyla, kimi zaman tavşan hızıyla gerçekleşmiş… Elbette en hızlısını görmek hakkımız… Arzu edilen istikamette bir dönüşümü sabırla beklemek… “Beklemeye tahammülümüz yok” diyenler gerçekçi olsun, Allah’ın takdirini inansın, Türkiye’nin tarihine ve sosyolojisine müracaat etsinler.