Vatan hainliğinin târifi
“Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır” (Mâide: 51) âyeti ışığında vatan hainlerinin, yâni Türkiye’nin iç ve dış düşmanları lehine çalışanların özelliklerini ve statülerini tesbit etmek mümkündür.
Evvel emirde belirtelim ki, PKKHDP ve yandaşları, Türkiye’yi parçalamak gayesiyle düşman devletlerle işbirliği içinde olduklarından büyük hainlikten öte düşman sıfatını haizdirler.
Küffara, yâni Batılı devletlere Türkiye aleyhinde siyasî, fikrî, edebî, iktisadî ve askerî cihetten zemin hazırlayanlara, yataklık ve ajanlık edenlere, vatanın ve milletin varlığını zayıflatanlara vatan haini denir.
DÜŞMAN NÂMINA KARGAŞA ÇIKARMAK VE MUHBİRLİK HAİNLİKTİR
Türkiye’de kargaşa çıkarmayı, darbe yaptırıp siyasî ve iktisadî varlığın çökmesini plânlayan düşmanla ve içerideki işbirlikçileriyle bir olmak, düşmanın nâmına çalışmak, yayın yoluyla muhbirlik yapmak ve benzeri her türlü faaliyet hainlik vasfını haizdir. Amerika’yı, yâni küffarı dost gösterenler, âlet olanlar, onun kötü emellerinden söz etmeyenler hainlik libasını giymiş olanlardır.
Vatana ihânet, vatan hainliği ya da hıyânet-i vataniye, meşrûiyetini milletten alan devlet veya hükümeti devirmeye, düşmanlarla içeride ve dışarıda işbirliği etmeye, vatan savunmasında savaştan ve askerlikten kaçmaya yönelik eylemleri hâvî suç türüdür.
KİM VATANINA BİGÂNE KALABİLİYORSA HAİNDİR
Kim küffar diyarında kalmayı yeğleyip, kendi indî varlığını milletinin ve vatanının menfaatinden üstün tutup önceliyorsa onun din ü vatan kaygısının olmadığı anlaşılır.
Kim, Bediüzzaman Hazretlerinin “Memleket dahi bir hânedir ve vatan dahi bir millî ailenin hânesidir. Madem ben de bu vatanın bir evlâdıyım, bu vatanın saadetine hizmet etmek benim için farzdır” sözünü unutup, Türkiye düşmanlarının ülkesinde sözde dine hizmet ettiğini iddia ediyorsa onun millî duyguları hasar görmüştür.
İnsan-ı kâmillerin sözüdür: “Millet ve vatan ruh ve ceset gibidir. Vatansız bir millet olmadığı gibi, milletsiz vatan da harabe bir ev gibidir. Bu hâne içinde büyümüş, ilim ve irfandan nasibini almış vatanperver şuurlu bir insanın hayatı boyunca bu nimete şükretmesi dinî bir borçtur. Onu bir vâlide gibi hakiki ve kusursuz sevmeli ve hizmetinde bulunmalıyız.”
HAİNLİĞİN TEMEL TÂRİFİ DÜŞMANLA İŞ BİRLİĞİ YAPMAK
Vatana ihânetin en temel târifi, İslâmî zihniyete sahip ve meşrûiyetini Müslümanca hayat isteyen ve yaşayan toplumun hâkimiyetinden ve reyinden alan devlet ve hükümete karşı türlü yollarla muhalefet etmek, anarşi çıkarmak, gücünü zayıflatmak ve bu eylemlerinde düşman devletlerle işbirliği içinde olmaktır.
Vatan fikrini, yâni millî (İslâmî demektir) endişeyi, grup varlığının veya ideolojik ve siyasî gayesinin gerisinde tutanlar türlü türlüdür. Türkiye'nin zararını kendi grup, dernek, vâkıf, cemaat, siyasî parti ve ticarî kuruluş emellerine kâr görenler haindirler.
Başlangıçta vatan hainliği gibi emelleri olmayanlar bir müddet sonra indî varlıklarını koruyabilmek için Amerika ve İsrail gibi sömürgeci ve küfür birliğiyle iş tutmakta beis görmediklerini ve “Medeniyetler ittifakı” adı altında küfür birliğinin Türkiye’de ve İslâm âlemindeki yıkıcı faaliyetlerine desteklerini aşikâr etmişlerdir.
Elbet bir gün hilâfetin sahibi ve İslâmî meşrûiyetin geçerli olacağı bir devlet olacağını ümit ettiğimiz Türkiye’nin tarihî düşmanları olan Hıristiyan Batı’yla “diyalog” müdafiliği adı altında istihbarî görev yapanların pozisyonu vatan hainliği çizgisindedir.
Namık Kemâl’in Hürriyet Kasidesi’nde geçen “köpektir zevk alan, sayyad-ı bîinsafa hizmetten” (köpektir, insafsız avcıya, yâni düşmana hizmet etmekten zevk alan) mısraından yaptığımız uyarlamayla haindir zevk alan Amerika’ya hizmetten…