İngiltere'deki NorthumbriaÜniversitesi'nde matematik profesörü Valentina Zharkovave ekibi iddiaya göre, gelecekte küresel iklim değişikliklerinin matematiksel olarak tahmin edilmesine olanak tanıyan bir model geliştirdi. Hesaplamalara göre, güneşin manyetik dalgalarının azalmasıyla 2021-2050 yılları arasında hava sıcaklıklarında ciddi bir düşüşün görüleceği, bunun da 1600 ve 1700'lü yıllardaki gibi küçük buzul çağı dönemine benzer bir sürecin yaşanmasına neden olacağı iddia ediliyor.
Dünyada beklendiği öne sürülen mini buzul çağı, küresel iklim değişikliği ve Türkiye'de yaşanan meteorolojik afetlerle ilgili Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Köse, doğayı kirleten sera gazlarının küresel ısınmayı arttırdığını söyledi.
'TÜRKİYE'NİN İKLİMİ DEĞİŞİYOR'
Dünyada 1960 öncesine göre hava sıcaklıklarının 2 derece kadar arttığını, ciddi bir artış olan bu durumun buzulları da erittiğini ifade eden Köse, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarının İstanbul başta olmak üzere bu yazın yurt genelinde de yaşandığını, çok şiddetli yağmur, kısa süreli dolu yağışı ve fırtınaların afetleri tetiklediğini, rüzgar hızının artmasıyla çatıların uçtuğunu, ağaçların devrildiğini anlattı. Köse, dünyada meteorolojik kaynaklı afetlerden yaklaşık her yıl ortalama 410 milyon insanın etkilendiğini, 7 bin 600 civarında insanın yaşamını yitirdiğini, ayrıca doğal kaynaklı afetlerin yüzde 6'sının can kaybına, yüzde 16'sının ise yaralanmalara neden olduğunu aktararak, dünyanın dört bir yanında şiddetli yağışlar sonucu sel ve taşkınlar yaşandığını, tayfunların sık sık görüldüğünü kaydetti.
'EN ÖNEMLİ NEDEN TÜKETİM ÇILGINLIĞI'
Küresel iklim değişikliğinin yol açtığı bu tür afetlerin devam edeceğini belirten Köse, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların devam etmesini de biz insanlar tetikliyoruz. Sera gazına neden olan karbondioksit. Karbondioksite neden olan enerji tüketimi, ulaşım. Milyonlarca araç trafikte seyrediyor, milyonlarca ev ısınıyor. En önemlisi de tüketim çılgınlığı. Geçmişte birkaç kıyafetimiz varken şimdi dolaplara sığmıyor. Bir takım elbise yaklaşık 17 ton sudan meydana geliyor."
Türkiye'nin iklim kuşağının da değişmeye başladığına işaret eden Köse, tropikal iklime doğru gidişat yaşandığını, İstanbul'da bile hortumların sıklığının arttığına dikkati çekti. Köse, son yıllarda da meteorolojik afetlerin şiddetindeki artışlar nedeniyle artık Türkiye'nin birçok yerinde özellikle Anamur ve Antalya arasında, Ege ve Karadeniz kıyılarında, İstanbul çevresinde hortum hadiselerinde artış yaşandığını vurguladı.
Dünyanın güneş aktiviteleri sonucu ısı aldığını, normalde dünyanın 300 milyon yılda 1 derece sıcaklığının arttığını ve azaldığını dile getiren Köse, sıcaklık artışına "küresel ısınma", düşüşüne ise "buzul çağı" denildiğini ancak sanayi devriminden sonra insan faktörü nedeniyle bu sürecin bin kat arttığını ve bunun neticesinde de buzulların erimesinin hızlandığını söyledi.
Köse, artı bir derece olan sıcaklık değişiminin şimdilerde artı 2 derecelere kadar vardığını dile getirerek, "Bu durdurulamazsa ilerleyen süreçte, tüm iklim senaryoları 2100 yılına kadar bunun artı 4 derecelere kadar varacağı gösteriyor." dedi.
'MİNİ BUZUL ÇAĞI GELECEK' İDDİASI
Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Köse, bilim insanlarının açıkladığı "mini buzul çağı" savına ilişkin de 1645 ile 1715 yılları arasında Avrupa'nın büyük bölümünde mini buzul çağı denilen bir dönemin yaşandığını belirtti. Güneşteki patlamalar sonucu dünyaya ısı ulaştığını aktaran Köse, şu bilgileri verdi:
"1500'lü yıllarda insanoğlu güneş patlamalarını fark ederek, bunu gözlemleyip kayıt altına almaya başlıyor. O yıllardan bugüne tutulan kayıtlara göre, geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir makalede, önümüzdeki 2020 ile 2030 yılları arasında, 1645 ile 1715'teki gibi mini buzul çağına benzer güneş lekelerinde azalmanın olduğu tespit ediliyor. Bunun tutarlılığı da yüzde 93. İngiltere'de bir üniversitedeki model çalışması da bunu destekliyor. Bu şekilde devam ederse 2020 ile 2030 yılları arasında dünyanın büyük bir bölümünde yeniden mini bir buzul çağı yaşanabilir. Esasında bu beni sevindiriyor. Bu senaryo gerçekleşirse, mini buzul çağı küresel ısınmayı yavaşlatabilir çünkü küresel ısınmayı insanoğlu olarak durduramıyoruz ancak doğa kendini mini buzul çağıyla dengelemeye çalışacak."
haber7