Her Tüketicinin üye olması gereken Tüketici Hakem Heyetleri Birliği herhangi bir maddi destek almadığı için tam bağımsız tüketici koruma hedefiyle yoluna devam ediyor.
Uzun dönemler Tüketici Hakem Heyeti başkanlığı yapan Nesih Tanrıverdi, Tüketici örgütlerinin birçok konuda Türkiye gündemi oluşturduğunu belirterek, Bunların en önemlilerinin başında Bankaların dosya masraflarından aldığı ücretlerin geri iadesi konusunda yapılan çalışmalar olduğunu aktardı.
Tüketici örgütlerinin hiçbir maddi destek almadığını kaydeden Tanrıverdi, Bağımsız bir şekilde tüketiciyi korumanın ana mantığının hiçbir kuruma ya da kuruluşa bağlı kalmamak olduğunu söyledi.
Her Tüketicinin, Tüketici hakem heyetlerine üye olması gerektiğini belirten Tanrıverdi açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“Tüketici birliği 1992 yılında kurulan uluslararası tüketici federasyonlarına üye olan merkezi İstanbul’da olan bir örgüttür. Ülke genelinde birçok ses getiren eylemlerimiz oldu. Daha önce sabit bazı firmaların bütün Türkiye’de cep telefonu veya sabit telefonlarla aldığı haksız ücretlere ilişkin birçok firmadan bu haksız ücretleri geri tanzim ettirmeyi başardık. Tüketici Hakem Heyetinde birçok görevde bulundu. Kahramanmaraş ve Isparta illerinde Tüketici Hakem Heyeti başkanlığı görevlerini yürüttüm.
Tüketici Hukukunun birçok konusuna yardımcı olmak ile birlikte iki kanun altında da imzamız var. Bunlar Bankaların kredide alınan dosya masraflarının haksız olduğunu ve geri iade etmesi ile ilgili olan kanun. Tüketici Hakem Heyeti kararları maddi yaptırım ve kanuni yaptırımlar içerir. Tüketici hakem heyeti olarak başkanlığını yaptığım dönemlerde birçok dosyayı biz karar bağladık. Örneğin 2014 yılında 4 milyon 800 bin dosya karara bağlandı. Bu şu anlama geliyor 4 milyon 800 bin tüketici hakkında karar verildi. Bu dosyalardan hak kazanımlarının Her biri sözgelimi 1 lira olsa 4 milyon 800 bin TL yapar. Hakem heyeti kararı aşamasında önce haberi oldu sonra tüketici mahkemesine gitti. O karardan sonra Yargıtay’a gitti ve karar onaylanınca bütün hakem heyetlerindeki dosyaların %90’ı dosya masrafları ile ilgili oldu. İkinci bir kararımız 2011’de Kahramanmaraş’ta tüketici hakem heyeti başkanı iken yaptık. Bu kararımız elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedellerinin yasaya aykırı olduğuna dair iade edilmesi hakkındaydı.
Yüksek ses getirdi. Hatta TBMM’de gen soru önergelerine konu edildi. Ve bu her iki konuda yasayla çözülmek zorunda kaldı. Tüketici örgütleri tabi doğru iş yaparsa çok etkili olabiliyorlar. Bizim örgütün en güzel tarafı hiçbir kurum veya kuruluştan herhangi bir parasal destek talep etmiyor. Devletimizden de kabul etmiyoruz. Devlete karşıda tüketiciyi koruma konumunda olmak zorundayız. Bağımsız olmalıyız. Şimdi akıllarda madem destek almıyorsunuz nasıl mali kaynağınız devam ediyor soruları oluşabilir. Tamamen bizlerin katkılarıyla aidat ödüyoruz. Kolay bir şey değil. Bir büro tutmak zorundasınız o büroyu sürekli açık tutmak zorundasınız. Diyelim ki arkadaş gidiyor bir yıl çalışıyor herhangi bir ücret almıyor tam tersi gelen tüketicinin şikâyetlerine cevap veriyor, bazen tüketiciler hakaret edebiliyor çalışanlar tacizlere de maruz kalıyor sonra çalışan arkadaş iflas ediyor yenisini tutuyoruz paralısını tutmaya çalışıyoruz. Gönüllü bir örgütüz kalıtsal bir yapıyız. Tamamen tüketici endeksli bir örgütüz. Düzenli bir gelirimiz yok. Tüketici sorunlarının bu kadar fazla olması tüketici örgütlerinin zayıflığından, onları besleyen kaynakların yetersiz olduğundan kaynaklanmaktadır. Herkes bir tüketiciyse en azından %20’si tüketici örgütlerine üye olması ve aidat ödemeleri lazım ve aidatlarımız yılda 10 veya 20 TL yani büyük rakamlar değil. Hiç kimse o tür bir şeye yaklaşmıyor ama problem yaşayınca gelip bizimle kavga ediyor. Diyoruz ki bizde sizin gibi insanlarız bu işi gönül ile yapıyor. Bizim canımız yandığında başkasının canı da yansın istemiyoruz. O yüzden sen niye yanımızda yoksun bu iş sadece canın yandığında olmaz.”
HER İNSAN BİR TÜKETİCİDİR
Her insanın potansiyel bir tüketici olduğunun altını çizen Tanrıverdi, Vatandaşları tüketici örgütlerine destek olması gerektiğini söyledi.
Tanrıverdi: “Biz tüketiciye şöyle tarif ediyoruz; insan olan herkes tüketicidir. Ama her zaman tüketici hakem heyetlerine başvuramıyor. Burada iki tane ayraç var. Birincisi mesela iş adamıdır kendi iş yerine bir ürün satın aldığında tüketici hakem heyetleri bunu korumuyor. Aslında tüketici anayasası zayıf olan kendini korumaktan aciz olan bireyleri korumaktır. Örnek veriyorum bir birey herhangi bir GSM operatörü bir tüketiciye dava yaptığını düşünün. GSM operatörü bir sürü avukat ile gelir tüketicinin hukuk bilgisi yok belki de hayatında ilk defa mahkemeye geldi bu birey onların karşısında mücadele edemez. Burada büyük bir dengesizlik var işte bu dengeyi bizim sağlamamız lazım.” Dedi.