Galatasaray Teknik Direktörü Igor Tudor, “Sahada ne yapmak istediğini çok açık bir şekilde ortaya koyan bir takım görmek istiyorum. Yeterli kaliteye sahip bir kadromuz var" dedi.
Tudor, Galatasaray Dergisi’nin 164. sayısına açıklamalarda bulundu. 38 yaşındaki Hırvat teknik adam, futbola bakış açısından oyunun teknik arka planına, Galatasaray’a geliş sürecinden Türkiye hakkındaki düşüncelerine kadar değerlendirmelerde bulundu.
"HİÇBİRİ GERÇEK DEĞİL"
Sarı-kırmızılı takımın başına geçiş sürecini anlatan Tudor, "Her şey çok hızlı gelişti. Galatasaray’a gelmeden önce uzun süre gazetelerde haberler çıktığını biliyorum. Fakat kulüpten ne bana ne de menajerime herhangi bir talep gelmemişti. Hiçbir bağlantı olmadı. Bir gün içinde anlaştım ve imzayı attım. Olmuş gibi aktarılan tüm hikayeler aslında gerçekleşmedi. Tüm bu ’saygı’ konusunda çıkan haberlerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Biliyorum ki bu tip hikayeler gazeteler için çok güzel... Dışarıdan bakan gazetecilerin ’büyük ve şeytani’ Galatasaray, ’küçük ama mağrur’ Karabükspor’a karşı hikayesine atlamalarını anlayabiliyorum. Fakat gerçekler bunu yansıtmıyor" dedi.
"YETERLİ KALİTEYE SAHİP BİR KADROMUZ VAR"
Tudor, ilk maçında istedikleri sonuçları alamadıklarını hatırlatarak, "Oyuncularım fedakarlık yapmaya hazırlar. Bu nedenle işler bazı alanlarda istediğimiz gibi gidiyor. Geniş zamanda bakarsak iyi çalışırsanız, yetenekliyseniz eninde sonunda sonuçlar gelecektir. Şans da size dönmüş olacaktır. Sonuçlar istenildiği gibi gelmediği anda sürekli bir eleştiri olacaktır. İnsanlar galibiyetlerde her şeyin çok iyi, mağlubiyetlerde ise çok kötü olduğunu düşünüyor. Ben bu tip bir antrenör ya da insan değilim. Sahada ne yapmak istediğini çok açık bir şekilde ortaya koyan bir takım görmek istiyorum. Sonuçlar mutlaka gelecektir. Yeterli kaliteye sahip bir kadromuz var" diye konuştu.
"DEĞİŞİKLİK RAKİBE GÖRE OLMAMALI"
Bütün antrenörlerin tüm sezonu aynı oyuncularla ve ilk 11’le oynamak isteyeceğini vurgulayan Igor Tudor, "Dünyadaki tüm teknik direktörlere ’Hangi ilk 11 ile oynamak istersiniz?’ diye sorsanız ’Her zaman kullandığım ilk 11’ cevabını alırsınız. Değişiklikler rakip özelinde değil kendi takımınız içinde olmalı. Ekip için en iyisi hangisiyse ona yönelmeniz en doğrusu olacaktır. Futbolda her şey artık çok hızlı değişiyor. Bazen bir oyuncu için ’O olmadan asla oynayamayız’ dersiniz fakat dört ay sonra her şeyin değiştiğini görürsünüz" şeklinde konuştu.
"YA İYİSİNİZDİR YA DA KÖTÜ"
Genç bir teknik adam olmasıyla ilgili eleştirilere de cevap veren Hırvat teknik adam, "Tecrübeyi satın alamazsınız ve yaşamanız gerekir ama benim için halen haddinden fazla önem verilen bir olgu. Genç ya da yaşlı, yeşil ya da kırmızı arasında bir fark yok. Sadece size sunulan bir bahane. Ya iyisinizdir ya da kötü... Bunun yaşla alakası yok. Yıllar içinde gelişebilirsiniz fakat içinizde o yetenek ve ateş yoksa 200 yıl takım çalıştırsanız da aynı yerde kalmış olursunuz" ifadelerini kullandı.
"GALATASARAY’A HAYIR DİYEMEZSİNİZ"
Tudor, verilen her kararın altında bir risk yattığını dile getirerek, "Cesur olup bunları bir meydan okuma olarak görmeniz gerekiyor. İdeal bir zaman değildi fakat Galatasaray sizi teknik direktörü olarak görmek istiyorsa hayır diyemezsiniz. Sadece benim gibi kariyerinin henüz başında olan bir teknik direktör değil dünyadaki büyük antrenörler de bu teklife hayır diyemezler. Çevrenize baktığınızda her takımın problemleri var. Barcelona’da Luis Enrique ayrılıyor, Real Madrid tartışılıyor... Sadece bizim problemlerimiz var diye düşünecek lükse sahip değiliz. Hazır olmalı, problemleri tespit etmeli ve çözmek için kafa yormaya başlamalısınız" değerlendirmesini yaptı.
"JUVENTUS GÜNLERİMİ HATIRLATIYOR"
"Galatasaray’ı çalıştırıyor olmak benim için bir gurur kaynağı" diyen Tudor, "İlk günden her şeyimi vererek çalışmaya başladım. Bu kulüpte bir yer edinmek, gelişimin doğru karar olduğunu göstermek ve başarılı olmak istiyorum. Bu bir süreç ve ben de bu nedenle buradayım. Burada olmak bana Juventus günlerimi hatırlatıyor" açıklamasını yaptı.
"TÜRKİYE HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİMDE YANILMADIM"
Igor Tudor, "Türkiye’ye gelmeden önce Türk futbolu hakkında hep olumlu düşüncelerim oldu. Buraya geldiğimde gördüklerim de düşüncelerimde yanılmadığımı gösterdi. Tutku, güzel statlar, iyi maçlar, tüm ligi kapsayan canlı yayınlar Türkiye’de futbolun hangi seviyede olduğunu zaten gösteriyor" dedi.
"UZUN YILLAR KALMAK İSTİYORUM"
Hedefleri ile ilgili soruya ise Tudor, "Aslında hayallerim var ama öncelikli isteğim Galatasaray’da uzun yıllar kalmak... Bir insan Galatasaray’da çalışırken daha fazla ne isteyebilir ki? Burada olmaktan çok mutluyum ve gururluyum. İnanılmaz bir kulüpte harika bir şehirde yaşıyorum. Burada uzun yıllar kalmak için elimden gelen her şeyi ortaya koyacağım" cevabını verdi.
"BAŞARIYA VE FUTBOLA AÇ OYUNCULAR"
Başarının anahtarını da açıklayan Tudor, şöyle konuştu:
Oyuncularınızla beraber olabilirsiniz, onlarla konuşabilirsiniz, antrenmanda daha iyi olmaları için itebilirsiniz, antrenmanda iyi bir enerji ve atmosfer oluşturabilirsiniz. Fakat geniş zaman düşünülürse bu sadece anlık bir etki yapacaktır. Başarıya ve futbola aç oyuncuların takımda olması önemli..."
"AMAÇ DEĞİL SONUÇ"
"Sadece Galatasaray olduğumuz için maç kazanamayız" diyen Igor Tudor, "Futbolda böyle bir şey yok. Çalışmanız, koşmanız, mücadele etmeniz ve savaşmanız gerekiyor. Üstünüzdeki forma ne kadar büyük olursa olsun emek harcamadan maç kazanamazsınız. Futbolcuların sürekli olarak "Kazanmalıyım, kazanmalıyım..." diye düşünüp kendilerine stres yaratmalarına gerek yok. Tabii ki de kazanmak zorundasınız. Bunun üstüne kafa yormaya gerek yok. Kendi kendilerine düşünmeleri gereken şey; nasıl iyi performans göstermeleri, antrenmanda yaptıklarını nasıl sahaya yansıtacakları, koşmaları, taktiksel olarak yapmaları gerekenler, agresif olmaları... Bütün bunları yaparsak galibiyet amaç değil sonuç olacaktır. Sadece kazanmak istiyorsunuz diye maç kazanamazsınız. Bu tamamen saçmalık... Çok istiyorsunuz diye size 3 puan vermezler" ifadelerini kullandı.
"FUTBOLDA HERKESİN BİR FİKRİ VAR"
Tudor, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Üçlü ya da dörtlü savunma sadece konuşmayı seven insanların üstünde sürekli dönüp durduğu bir olay. Eğer Conte’nin takımını izliyorlarsa üçlü ile sürekli kazandığının farkında olmalılar. Hayatta insanların bazı konularda doğru ya da yanlış fikirleri vardır. Fakat futbol konu olunca herkesin bir fikri oluyor. Bu da çok normal. Geri dörtlü ile sahaya çıkıp iki bekinize ileriye çıkmamalarını söylerseniz dört savunmacı ile oynamış olursunuz. Atağa katılmalarını teşvik ederseniz kağıt üstünde aynı sistemler çıktığınız iki farklı maç oynarsınız. Oyuncu sayısı ya da sistem değil hücumda kaç kişi olduğunuz önemli. Oyun mantaliteniz ve stiliniz rakamların her zaman önünde olur."