Tarım ve hayvancılığın kurtuluş reçetesi: Aile tipi işletmeler

Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen Tarım ve Hayvancılık gelişen teknolojiye direnmeye çalışıyor. Kentte refah seviyesinin yükselmesi ve Kırsal kesimde çiftçiye yeterli desteğin sağlanamaması sonucu Kırsaldan kente göçüş önlenemiyor.

HABER/HANZALA YILDIZ

Kahramanmaraş Tarım ve Hayvancılığın gülen yüzü, Üretimin belkemiği Gürdal Yem Hayvancılık San. Tic. Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Gürdal, Tarım ve Hayvancılığın Kurtuluş reçetesinin aile tipi işletmeler olduğunun altını çizdi.

Gürdal Yem’in bir aile şirketi olduğunu belirten Mehmet Gürdal, Her işin mutfağını bilmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, ‘Biz Tarım ve Hayvancılığın mutfağından geliyoruz.’dedi.

Kırsal kesimden, Mega kentlere olan göçün Aile Tipi İşletmelere yönlendirilerek engellenebileceğini vurguladı.

Gürdal, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Şirketimiz 1977 yılında Dedemiz Hacı Mustafa Gürdal tarafından kuruldu. Hammadde ve yem bayiliği alanında ilk faaliyetlerimizi gösterdik. 1997 yıllarının başlarında ise Yem Fabrikasını faaliyete geçirerek Gürdal Yem A.Ş’yi kurduk. Büyükbaş, Küçükbaş, Kanatlı ve balık yemi sektöründe Bölgemize hizmet vermeyi sürdürüyoruz.

Şirketimiz aile şirketidir. Biz 3 kardeş bir baba toplam 4 kişi çalışıyoruz. Şirketimizin Yem Fabrikası ayağı, hayvancılık ve Laboratuvar ayağı (Yem ve Gıda Laboratuvarı olmak üzere iki bölümden oluşan laboratuvar), Yağlı soya işletme tesisimiz ile üretime devam ediyoruz. Yeni fabrikamız olan Balık Yemi Fabrikası 15.01.2018’de hizmete geçecek. Şehir Merkezinde de Çiftliğim Agro Market olarak bölge üreticilerimize, Kilis, Gaziantep ve Kahramanmaraş’a ve bölgeye hizmet etmeye devam ediyoruz.”

KENDİSİNE YETEN BİR ÜLKEDEN, YETEMEYEN BİR ÜLKE KONUMUNA GELDİK

Kendisine yeten bir ülkeden, kendi ihtiyacını üretemeyen bir ülke konumuna geldiklerini belirten Mehmet Gürdal, Aile Tipi işletmelerin yaygınlaşması ve teşvikler ile Tarım ve Hayvancılıkta istenen hedefin tekrar yakalanabileceğini kaydetti.

Tarım ve Hayvancılıkta söz sahibi olan kişilerin Tarım ve Hayvancılığında mutfağından gelmesi gerektiğini belirten Gürdal, Gürdal Yem’in başarı sırrının İstikrar, Süreklilik ve işin Mutfağını bilmek olduğunu söyledi.

Gürdal: “Biz kendine yeten bir ülkeden kendisine yetemeyen bir ülke konumuna geldik. Ülkemizin Tarım’da kurtuluş reçetesi Aile işletmeleridir. Bu reçetenin uygulanma şekli ise çok basit ve kısa bir cümle ile özetleyebiliriz. Kırsal’da yaşayan ve çiftçilikle uğraşıp şehrine ve ülkesine hizmet eden Hasan Amca’nın şehre göçmemesi gerekiyor.

Yerinde üretecek yerinde işleyecek, yerinde kazanacak. Metropol il ve ilçelere olan göçün engellenmesi veya durdurulması gerekiyor. Ülke tarımına destek vererek tarımı ve hayvancılığı ülkemizde tekrar elbirliği ile kalkındırmamız gerekiyor.

Tarımda ki sıkıntılarımızı şöyle bir göz gezdirecek olursak bu sorunların çözümü için, diğer ülkelerin bu sorunlar ile ilgili çözüm noktalarını kendimize referans edinebiliriz. Örneğin ben işim gereği yurt dışı seyahatlerim sık sık oluyor. En son ziyaret ettiğim Fransa ve Almanya seyahatlerinde bu insanların tarımı ve hayvancılığı nasıl bu hale getirdiklerini inceleyerek bazı çıkarımlarda bulunuyorum. Bunu bizim Bürokratik düzeyde yapmamız gerekiyor ve bu ülkelerin tarımda nasıl söz sahibi olduğunu nasıl kalkındıklarını incelemek gerekiyor.

Bunlar çok uçuk kaçık yapılamayacak şeyler değil, önemli olan devlet politikalarının bir merkezde toplanması gerekiyor. Ancak maalesef bizim Bakanlarımız altı aya bir değişiyor. Bakanların başdanışmanlarının tarım işini iyi bilmesi ve bu işin içinden gelen insanlar olması gerekiyor. Ancak bu şekilde sağlıklı çözümler geliştirilebilir.”

TULUM GİYEN BAKANLAR VAR

Bir davete katılarak orada bahsedilen bir anıyı gazetemizle paylaşan Mehmet Gürdal, Yeni Zelanda Tarım Bakanından randevu isteyen Türk heyetinin, Karşısına Tulum ve Çizme ile gelen bir bakan gördüklerini belirterek, Tarımı geliştirmenin çok önemli olduğunu ve bunu benimseyerek yapmak gerektiğini vurguladı.

Gürdal: “Davet edildiğim bir programda Sektör Temsilcileri ile hasbihal ederken bir anılarından bahsettiler. Yeni Zelanda Tarım Bakanından randevu talep ettiklerini ve taleplerine makul sürede geri dönüldüğünü ve Bakan ile görüşmek üzere makama gittiklerini kaydettiler. Bakan Beyi makamda beklerken Bakanın içeriye tulum ve çizme ile girdiklerini gördüklerinde şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Yani burada bizim bahsettiğimiz ve örnek almamız gereken nokta işin içinde olmayanların işin karar verici kısmında olması Tarımı ve Hayvancılığı geliştirmek yerine daha dibe ittiğini görüyoruz.

Biz bu işin mutfağına gireceğiz, biz bu işin içinde olmamız gerekiyor. Bakın ben Tarım ve Hayvancılık ile uğraşıyorum, Çiftliğime girdiğimde hayvan dışkılarının arasında işimi yapıyorum. Biz bu işin her noktasında olmamız gerekiyor. İşin mutfağının bilinmediği hiçbir iş başarılı olamaz.

Mesleğimizi severek yapıyoruz, Her şirketin düşündüğü gibi bizlerde kâr elde etmek için bu sektörde mücadele ediyoruz. Biz en öncelikle ülke tarımımızı bir yerlere taşıma amacıyla yola devam ediyoruz. Her kişi kendi bölgesini kalkındırmak adına faaliyet gösterirse ülke Tarım ve Hayvancılık noktasında gelişir. Tarım ve Hayvancılıkta yem fabrikası, Hayvancılık, Makine Ekipman ayağımızla bir görev dağılımı içerisinde işimize bakıyoruz. İstikrar ve düzen bizim işimizin en önemli noktasıdır.

Bizim ülke coğrafyası ve ikliminden kaynaklı meralarımız var ama işlenmemiş ve düzenli değil.

Kırsalda yaşayan insanımızın hayvancılığı yatırım yapacak ise Aile işletmeleri dediğimiz 10 ila 20 başlıklı aile tipi işletme kurmamız gerekiyor. Kırsal da hala meralara ulaşma imkanımız var.

Bizim ülke olarak endüstriyel hayvancılığa geçmemiz gerekiyor. Aile tipi işletmeleri ülkemizin her noktasında yaymamız gerekiyor. Tek çıkış yolumuz bu.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri