Son günlerde yine kaşınmaya çalışılan ve arka planında kimlerin olduğunu ve ne yapmaya çalıştıklarını pek ala bildiğimiz bir konuyu gündeme taşımak niyetindeyim. Genel ifadeyle göçmenler, özelde Suriyeliler…
Sosyal medyada her lafız önü arkası düşünülmeden yazılıp çiziliyor artık. Bunu hepimiz biliyoruz da, bu yazılanların ciddi bir sorgulama ve teyit gerektirdiğini bir türlü öğrenemedik. Zira bu işin kul hakkına girdiğini ve oluşabilecek sonuçların yıkımlara sebebiyet verebileceğini ve geniş kitleleri ilgilendirebileceğini düşünemiyoruz. Bu konuda defaten aynı hatayı yapıyor, hep yanılıyor ve hep bir daha yanılıyoruz.
Birisi tutuyor ‘Falan yerde falan Suriyeli şöyle yaptı, şöyle etti’ diye yazıyor, bir sürü “vatansever” balıklama olaya atlıyor, yürüyüş yapıyor, ‘Suriyeliler evine dönsün!’ diye kampanyalar düzenliyor. Ne olayın aslını sorgulayan var, ne ‘Münferit bir hadise olması muhtemel durumdur’ deyip itidalli olan var. Varsa yoksa aynı terane sürekli dillerde;
- Niye savaşmıyorlar?
- Niye kaçmış gelmişler?
- Biz olsak ölürdük.
- Beleş yiyip içip yatıyorlar.
- Devletten maaş alıyorlar.
- Öğrenciler üniversiteye sınavsız gidiyor.
- Ahlaksızlık yapıyorlar…
Bunun gibi bir sürü abuk sabuk soru ve cevabı bir türlü yedi sekiz senedir teyit edilememiş yanlış bilgi, kara propaganda. Allah aşkına bir de şöyle bakın olaya;
- Suriye neresidir? Yüz yıl önce Suriye sınırını çizerek kardeşi kardeşten ayıranlarla aynı çizgiye geldiğinizin farkında mısınız?
- Bir toplumda iç savaş çıktığında illa her fert savaşın tarafı olup yekdiğerini öldürmeye azmetmek mecburiyetinde midir?
- İç savaşlarda tarafsız olmak, ya da silahına davranmamak ve kardeşini öldürmemek için o bölgeden uzaklaşmak daha doğru değil midir?
- Yaklaşık elli yıl önce babalarımız, amcalarımız ‘Almancı’ olduğunda, nasıl bir psikoloji içindeydiler, hiç düşünüyor muyuz? Onlara orada -Kemal Sunal filmlerine de bir dönem konu olduğu üzere- ‘Pis Türk!’ dendiğinde ne hissediyorsunuz?
- Millet mefhumu kafanızda nasıl oluşuyor? Milleti oluşturan sadece etnoloji midir, sınırlar mıdır, çıkar ilişkileri midir?
- Bu karmaşık durum Suriye değil de bir batı ülkesinde oluşsa –mesela Ukrayna- ve oradan göçmen almaya başlasak aynı tepkiyi verir miydiniz?
Lütfen bakışımızı biraz daha geniş tutmaya gayret edelim. Her milletin eğitimlisi de var, cahili de. Her milletin ahlaklısı da var, ahlaksızı da. Her milletin her türden insanı var velhasıl. Eğer bundan dolayı insanları toptancı bir şekilde yargılayacaksak, dünyayı yaşanmaz hale getiren egemenlerin ekmeğine yağ süreriz. Nasıl ki ‘Bir Türk asla şunu yapmaz!’ veya ‘Bütün Türkler şöyledir’ diyemiyorsak, diğer hiçbir millet için de aynı şeyleri söyleyemeyiz.
Özetle, şu kadar sıkıntılı durumun içindeyken, memleket iyi kötü bir yol alıyorken, bir de böyle hassas konuları kaşıyarak karmaşa çıkarmaya çalışanların değirmenine su taşımayalım. Fotoğrafa geniş açıdan baktığınızda düzensiz göçmen dalgalarının gelecek on yıllar içinde bütün dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelmesi muhtemel görünüyor. Bu bağlamda tecrübe kazanan ve iyi bir örnek sergileyen ülkemizin bu yolla farklı stratejik kazanımlar elde edebileceği kanaatindeyim. Bu konuda trollerin tuzağına düşmek yerine, organizasyon hatalarından oluşan sıkıntıları yapıcı bir şekilde dile getirip çözüm yolları bulmayı denemek ve bu konuda toplumsal fayda üretmeye çalışmak ‘Tüm Suriyeliler bir an evvel gitsin!’ demekten çok daha akıllıca görünüyor.
Dilerim ki, böyle durumları kendi topraklarımızda ve komşu ülke topraklarında bir daha yaşamayalım. Hiçbir insanın keyfi olarak vatanını terk etmeyeceğini de aklımızdan çıkarmayalım.
Allah’a emanet olunuz.