Sorularımızı yanıtlayan Başkan Güven; “Şehirlerde işler ve hayaller bitmez. Şehirler canlı organizma gibidir ve sürekli besin ihtiyacı olur” dedi.
Afşin Belediye Başkanı olarak göreve başladığınızda bir Afşin hayaliniz v ardı. Sıra dışı birçok projeye imza attınız. Afşin hayalinizi tamamlayabildiniz mi?
Şehirlerde işler ve hayaller bitmez. Şehirler canlı organizma gibidir ve sürekli besin ihtiyacı olur, takviyeler ister. Biz özellikle Afşin’e geldiğimizde üstyapı ve altyapıda büyük sıkıntılar vardı. Çeşmelerden düzenli su akmıyordu. Üstyapılarda problemler vardı. İnsanlar çeşmelerden su aksın başka bir şey istemiyoruz diyorlardı ama biz daha fazlasını yaptık. Büyükşehir’e projemizi verdik, ihalesi yapıldı ve içme suyu problemimiz bitti. Üstyapı sorunlarına hakimdik. Bizden önceki dönemde 60 bin metrekare yapıldığı söylendi. Ama Afşin 60 bin metrekare ile bitecek bir ilçe değil. Daha ekonomik bir üstyapı için asfalt plenti kurduk. 2 milyon 500 bin metrekareyi aşmış durumdayız. Birçok kırsal mahallemiz de dahil olmak üzere üst ve altyapı çalışmaları tamamlandı. Şehir canlı bir organizmadır ve sürekli ihtiyaçları vardır. Bizim yaptıklarımız bizden önce yapılacaklarla kıyaslanmayacak şekilde fazla. Engelliler merkezi, yaşlılar merkezi, kadınlar merkezi ve en son da kültür merkezimizi hizmete açtık. Resmi açılışlarını da yakın zamanda yapacağız. Yeşil alan ihtiyaçları olağanüstü şekilde karşılandı. Şu anda 3 tane yeşil alan projemiz var. bunların dışında en büyük hayallerimizden bir tanesi güneş enerjisi santraliydi ve bunu da gerçekleştirdik. Firma tedarikte sıkıntı yaşamazsa 15 güne kadar güneş enerjisi santralimizden de gelir elde etmeye başlayacağız. Bizim belediye olarak her türlü enerji ihtiyacımızı karşılayacak. Sokak aydınlatmaları da buna dahil. Sokak aydınlatmalarına kadar yetecek bir kapasitemiz var. Belediyemizin tüm birimlerindeki enerjimizi karşılayacak. İleriki süreçte sokak aydınlatma giderlerini hazine karşılamadığı zaman Afşin bu konuya hiçte yabancı kalmayacak durumda. İhtiyacımızın fazlasını da devletimiz ile paylaşıyoruz, ödemesi de belediyemize yapılıyor. Bu konuda belediyemize de ekstra bir gelir elde etmiş oluyoruz.
Afşin’in ana arterlerinde ne gibi değişiklikler yaptınız?
Ana arterleriz ilk zamanlarda sıkıntılıydı. Büyükşehir belediyemiz kaldırım ve yolarımızı yeniledi. Şu anda Afşin belediyemizin bulunduğu alan var. Belediye binamız ile ilgili bir projemiz var. Önümüzdeki günlerde yapacağımız işlerden bir tanesi mevcut binamızın yerini şehir meydanı yapacağız ve yeni bir belediye binası inşa edeceğiz. Belediyemizin karşısında hükümet konağı olarak bulunan alan vardı. Bu alanın belediyeye devri yapılmıştı. Altyapısını biz yaptık ve üstyapısını da büyükşehir yaptı. Güzel bir yeşil alan olarak hizmete sunuldu. Yine Dulkadiroğlu beyliğimiz zamanında yapılmış bir binamız vardı. Buranın da restoresini tamamladık ve vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Üst katı Afşin evi ve alt katı performans salonu oldu. Bu konağın yapımında sanatın her dalı kullanılmış ve bunlar ortaya çıktıkça ecdadımızın bu mimarisine hayran kaldım. Sağlam olan kısımları olduğu gibi bıraktık, eskiyen kısımları da tamamlama ile bitirdik. Bu konağımızın ilginç bir yönü daha var; konağımız 750 yıllık ama yapımında kullanılan malzemeler en az bin yıllık. Mahir Ünal Bey de son canlı yayınını bu konağımızdan yaptı.
Afşin’de siyaset genelde zorlu geçmiştir. Afşin’de vatandaşların gönlüne girdiniz. İkili ilişkileriniz çok iyi. Bu enerjiyi nerden alıyorsunuz?
Afşin siyaset anlamında gerçekten zor bir ilçe. Afşin’de vatandaşların gönlüne girmişizdir, fakat fincancı katırlarını ürküttük. Afşin’de ilk görev yılımızda yaşadığımız sıkıntılardan bir tanesi, Afşin’in seçilmiş havasında insanları vardı. Bu insanlar haftada en az 3 gün kendilerini ziyaret etmemi istiyorlardı. ‘Birkaç gün yemeğe çağıracağım, sende geleceksin’ gibi söylemler ile karşı karşıya kaldık. Afşin bu birkaç kişiden ibaret değil. Kimileri her türlü iş birliğine açık hale geldi. Bazıları AK Partiye ihanet etmiş kişiler ile bir araya geldi. Kimisi de bambaşka yöntemlerin peşinden gitti. Bizde nefsimize yönelik hiçbir mücadele olmadı. Bir yerde imara aykırı bir faaliyet mi vardı. Kim olduğuna bakmaksızın gereğini yaptık. Kat düşürdüğümüz binalar da oldu. Yola taşmış binaları mahkemeye verdik. Bu gibi konularda bize karşı rahatsızlıklar meydana çıktı. Daha 2 aylık belediye başkanı iken ‘bu adam çalışıyor ama halkın içine karışmıyor’ yaftasını vurmaya başladılar. Ama bilmiyorduk ki bugünler için başlatmışlar o lafları. Bizim ev ziyaretlerimiz 4 yıldır devam ediyor. Biz ihale yapmadığımız için bütün projelerimizin başında duruyoruz. Kış aylarında yaşlılarımızı, hastalarımızı ve zor durumdaki insanlarımızı ziyaret ile geçiririz. Hiçbir cenazeyi kolay kolay atlamayız. Ama bu gittiğimiz cenazelerde fotoğraf ta çekilip paylaşmayız. Gittiğimiz düğünlerde eğlenceye eşlik etmemizden dolayı evimize gidemeyiz. Biz böyle bir belediye hayal ettik ve hamd olsun hedeflerimize ulaştık. Her yıl en az bir defa bütün esnaflarımızı dolaşırız. Çarşıda ilk zamanlar tanımıyorlardı beni. Normal bir insan gibi alışverişimizi yapıyorduk. Bütün bunlara rağmen arkamızdan konuşmaları kesmediler. Bana belediye personellerimiz bütün başkanlar ile bu ev ziyaretlerini gerçekleştirmek istediklerini ama bir türlü gerçekleştiremediklerini söylediler. Nedenini sorduğumda ise hizmetten yana sıkıntı olduğu cevabını aldım. Biz insanlarımızı en azından tozdan topraktan kurtardık. Afşin’de insanlar tozdan kurtulmayı biz hizmet olarak görüyorlar. Ne yazık ki böyle alıştırılmışlar. Eksik kalan yerleri de yine biz tamamlayacağız. Önümüzdeki dönemde sıfır borçlu Afşin belediyesi hayal ediyoruz. Bununla ilgili tedbirlerimizi aldık. 5 yıl sonra bütün borçlarımızı bitireceğiz. Sürdürebilirlik çok önemli. Ekonomi ve kültürel anlamda çok önemli bir konu. Mali değerlerde sürdürülebilir borç miktarı yıllık bütçenin yüzde 30’udur. Biz göreve geldiğimizde 20 milyon bütçe vardı, 60 milyon gider vardı. Bu sürdürülebilir borç miktarının 6 milyon olması gerekirken 60 milyon olması demektir. Mevcut borçlarımızı bitirme çabası içerisindeyiz. Önümüzdeki dönemde borçsuz, kendi kaynaklarını üreten ve kazanım sağlayan bir Afşin Belediyesi olacak. Yaşam merkezi projemiz vardı. Fidanlık arazisine bunu yapmayı düşünüyorduk, buranın devri de bize yeni yapıldı. Bu yaşam merkezini fidanlık arazisinde değil, Rabia Parkı’nda hayata geçireceğiz. Fidanlık arazimizi de Sayın Cumhurbaşkanımızın hayali olan Millet Bahçesi olacak. Kapalı semt pazarı, üretici pazarı ve hayvan pazarını hizmete açtık. Hayvan pazarında yüzde 40’lık bir bölüm kaldı. Bu bölüm faaliyetteki alanı kesinlikle etkilemiyor. Yakın zamanda burası da hizmete açılacak. Amacımız bölgesel hayvan pazarı olabilmek. Şarkışla’daki pazarlara baktık. Yerinde incelemeler yaparak proje oluşturduk. Projemizde ihtiyaç duyulup da olmayanları projemiz dahiline aldık. İhtiyacımız olmayıp da projede bulunanları da listelerimizden çıkardık. Çalışanlar ve hayvan pazarlayan insanlar ile mülakatlar yaptık ve sonuçları projemizde uygulamaya başladık. Projenin tamamlanması ile birlikte Türkiye’nin hayvan ticareti yapılabilecek bir alan ortaya çıkacak.
Eshab-ı Kehf ile ilgili sıra dışı bir gayret sarf ettiniz. İlçeyi dünyaya tanıttınız. Eshab-ı Kehf dünyaya mal olmuş bir değer. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Eshab-ı Kehf’i belediye başkanı olmadan önce UNESCO listesine girdirebilmek hayallerimden bir tanesiydi. Bununla ilgili gerekli çalınmalarımıza beklemeden başladık. Vakıflar genel müdürlüğü ile irtibata geçerek bu alanın bize tahsisini istedik ve aldık. Tüm masraflarını biz üstlendik ve UNESCO başvurusunu yaptık. Geçici listeye alındıktan sonra personellerimizin eğitimine varana kadar kalıcı listeye girebilmek için hazırlıklarımıza başladık. Şimdi de saha yöneticisi atanması için Turizm Bakanlığına müracaat ettik. Kalıcı liste için iddialı adaylardan biriyiz. Eshab-ı Kehf’te bir müze çalışması yaptık ve buradaki hedefimiz gençlerimizin dikkatini çekmekti. Gençlerimiz günümüzde görsel düşünüyorlar görsel okuyorlar. Bu konuda gençlerimizi çekerek başarılı olduk. Yıllık ziyaretçi sayısı da önce 70 bin civarındaydı. Bu günümüzde yaklaşık 100 binin üzerine çıktı. Yaptığımız emekler karşılığını buldu ve bulmaya da devam edecek.
Göreve geldiğiniz gün ile bugün arasında ilçe ekonomisinde nasıl bir değişiklik oldu bizimle paylaşabilir misiniz?
Biz bu konuda aslında şanssız bir dönemde geldik. Enerji sektörü çok önemli bir konu. Özellikle ekonomi ve istihdam anlamında değer üstüne değer katacak bir konu. Afşin ilçemizde de enerji üretimi söz konusu. 2012’de yaşanan göçük nedeni önemli kayıplarımız oldu. Aynı zamanda ilçemizde bütün şehirlerde olduğu gibi negatif nüfus olayı var. Bu istatistiklere baktığımız zaman sanki İstanbul bir merkez ve herkes oraya yöneliyor. Tarımsal alanda alınmayan tedbirler bugün biraz zorluyor. Ülkemiz hayvancılık elverişli ama ne yazık ki mera alanlarımız kısıtlı. Kırsalın yaşaması için tarım ve hayvancılığın gelişmesi lazım. Bu gelişmeler için de gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Yeni bir termik santral yapılması söz konusu. Bununla ilgili çekincelerimiz vardı. Bunu gerekli mevkiler ile görüştük. Bu proje ile ilgili 2 talebimiz oldu. Bir tanesi soğutma suyu probleminin çözülmesi oldu. Bir diğeri de yeni santral ile çok büyük bir alan tarımdan enerji üretimine geçecek. Burada da kiralama yöntemini önerdik. Madencilik faaliyeti sektörler şeklinde yapılıyor. Bu nedenle o alanın tekrar tarım için kullanılması mümkün olmuyor. bunların hepsi ilçemizin menfaati açısından önemli konulardır.
Kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalarınız var mı?
Bu konu ile ilgili çalışmalarımıza başlayıp imar planlamalarımızı yaptık. Yeni Afşin’in kurulacağı alanı belirledik. Artık Afşin iki bölümden oluşacak. Bu planlamada bilimsel yönleri de kullandık. Özellikle rüzgar hesaplaması yapıldı. Termik santralin vereceği zararları minimize ettik. Hakim rüzgar Afşin’de özellikle kuzeydoğu yönünde esiyor. Biz bu rüzgar ile hava kirliliğinin önüne geçmiş olacağız.