Konuyla ilgili gazetemize demeç veren Nacaroğlu hayvanın geçmiş ve günümüzde insan hayatında ki yerini değerlendirerek söze başladı. Kahramanmaraş’ta evcil hayvan besleme kültürünün hızla arttığına dikkat çeken Nacaroğlu şöyle konuştu:
“Önceden hayvanlar genellikle görev amaçlı kullanılırken artık daha da hayatımızın içine girerek evlere taşınmış durumdalar. Balkonda yaşasın kısmından yatak odalarına kadar girmiş durumda hayvanlar. Tabi köpekler bu durumdayken kediler bunu çok daha önceden başarmışlardı zaten. Merak edenler için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu şehirde her 5 evden birinde evcil hayvan var. Bu oran Kahramanmaraş için çok ciddi bir rakam.
Biz kliniğimize açtığımız günden beri 300’ün üzerinde evcil hayvan sahiplendirdik. Öncelikle sahipsiz, bakıma muhtaç hayvanlarımızı burada sağlık kontrolünden geçiriyoruz. Sonrasında kafeslerde adaptasyon sürecine alıyoruz. Kafes uyumu dediğimiz bu süreç zaten dışarıda yaşayamayacak hayvanların burada minimal mekanlara ayak uydurabilmesi için gerekli bir süreç. Ondan sonrada bu hayvanları sahiplendiriyoruz.”
‘SATIN ALMAYIN SAHİPLENİN’
Hayvanın bir satış metası olarak görülmesine tamamen karşı olduklarını belirten Nacaroğlu, ‘Olaya hayr ekseninde bakıyoruz’ dedi ve şöyle konuştu:
“Buraya kedi köpek beslenmesi için bilgi almaya gelen aileler genelde kucaklarında bir evcil hayvanla evlerine dönerler. Yada çocukların ısrarıyla alırlar nasılsa yarın geri getireceğiz mantığı ile fakat ertesi hafta aşıya kucaklarında gelirler. ‘Hayvan sevmeyen insan sevemez’ diyoruz . ‘Satın almayın sahiplenin’ diyoruz. Hayvanların bir satış metası olarak görülmesini istemiyoruz çünkü o bir geçim kaynağı değil. Olaya hayr ekseninde bakıyoruz.
Buraya cins hayvanları satmak için getirenleri ikna ediyoruz ve hayvanlarına hatıra binaen el koyuyoruz ve başka bir kişiye sahiplendiriyoruz. Zaten kedi köpek ekseninde konuştuk ama balıkları küçük kafes kuşlarını da işin içine dahil edersek her 3 evden birinde evcil hayvan var diyebiliriz.”
“1 YILDA ÇOK BÜYÜK GELİŞME KAYDETTİK”
Vatandaşa hizmet vermeye başladıkları günden beri hayvan sevgisinin geliştirilmesi noktasında çok ciddi ilerleme kaydettiklerini ifade eden Nacaroğlu, yeni nesilin hayvan sevmeye daha yatkın olduğu görüşünde.
“Bizim burada üstlendiğimiz görev de çok mühim çünkü insanlar bizi görüyorlar ve gelip hayvan sahiplenmeye başlıyorlar. Çünkü bir sıkıntı olduğunda nereye gideceklerinin, danışması gerektiği konularda kimden yardım alacağını biliyorlar artık.
Okulların başlaması ile burası çocuk bahçesine dönüyor. Zaten biz aileleri ikna etmeye çalışırken hep şunu söylüyoruz; eğer çocuğunuzun hayvandan hastalık kapmasından korkuyorsanız bilin ki biz zaten sokakta hayvan kaynaklı toz tüyleri sürekli yutuyoruz. Eğer hasta olmuyorsak bu vücudumuzun belirli bir bağışıklık kazandığımız içindir. 1 yıldır buradayız ve genel anlamda burada ki çocukların gelişimini gözlemleme şansımız oluyor. Ciddi bir gelişim kaydettiğimizi ifade etmeliyim.”
“Biz bu işi yani veteriner hekimlik esnaf mantığıyla yapmıyoruz. Canlılık devam ettiği sürece bu iş de devam edecek. Dolayısıyla insanlarımızda da hayvanları evcilleştirmeye dair böylesi bir heves varken kesinlikle daha fazla veteriner hekim açılmasından yanayız. Çünkü hayvanlar ürüyorlar. İnsanlar hele de yeni nesil hayvan sevmeye daha yatkın.”
Hayvan sahiplenenlerin bakım ve beslenme gibi temel bazı masrafları karşılaması gerektiğini ifade eden Nacaroğlu, ‘evde beslenen canlının nasıl beslendiği çok önemli’ dedi. Nacaroğlu,
“Tabiki hayvan beslemenin temel bir masrafı var. Hayvanların ve insanların hastalıklara karşı kendilerini korumaları için evcil hayvanın pek çok aşı olması gerekiyor. Bu işi çok ucuza da halleden var fakat burada şuna dikkat etmek gerekir, bahçede yaşayan bir köpeğin ne yediği çok önemli değildir fakat evde yaşayan bir köpeğin ne yediği nasıl beslendiği çok önemlidir. Ağzının kokusundan deri sağlığına tüy dökmesine kadar herşey çok önemlidir. Bu yüzden mama firmaları da hayvan sağlığına uygun mamalar üretirler” ifadelerini kullandı.