Bugün Ülkenin önündeki en büyük engel, GÜVEN duygusunun, eksilmesi olarak görülüyor, ilk sıralarda siyaset sonrasında yargıya güven olarak sıralamaya başlayabiliriz. Güven konusunun pozitife dönmesi ve yenilikçi bir sürecin içine girilmesi adına bu çalışma gerekliydi diyebilirim. Bir süre önce konuşulmaya başlanan sonrasında birinci paketi çıkarılan YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ yürürlüğe girdi. MARAŞTAN gazetesi olarak hazırladığımız her sayıda hem ülkenin hem şehrin önceliklerini anlatmak adına, konunun muhataplarıyla görüşerek bir yayın çizgisi izleme ve yaptığımız çalışmaları her sayıda bir üst çıtaya taşıma gayreti içindeyiz.
Ülkede reform gereklimi sorusuyla başladık verilen her cevabın içinde bu işin gerekliliği, hatta sadece yargıda değil, birçok alanda reformun gerekli olduğu karşımıza çıktı. Belki de ülkede ilk defa siyasetin ben merkezinden çıkarak konunun ana muhataplarından olan bir STK (TBB) ile yanlışları ve eksiklikleri düzeltmek, geliştirmek adına bir çalışmanın içine girildi. Reformun ilk paketinde Ülkenin önümüzdeki süreçte hukuk alanında izleyeceği vizyon açısında önem arz eden uluslararası arenaya mesajların verildiği bir çalışma çıktı, vatandaşın daha kaliteli adalet hizmetine ulaşması hedeflenen bir çalışma oldu, yargı mensuplarının mesleklerinin iyileşmesi adına da iyi bir çalışma oldu diyebilirim. Söylemler her ne kadar reformun gerekliliğinden yanaysa da önemli olan UYGULAMA denildi.
Yargı reformunda dikkatimizi çeken konulardan biri ise Bir kesimin TBB Başkanı Metin FEYZİOĞLU ile ilgili gösterilen tutumları oldu. Ak Parti’ye yakınlıkla eleştirildi, Feyzioğlu yaptığı açıklamada ise özetle; Eleştiri bir haktır, saygı duymak lazımdır. Biz eleştiriden çekinmiyoruz. Türkiye Barolar Birliği neyi eksik yaptı, neyi yanlış yaptı, ne talep edildi de yerine getirilmedi sorusuna somut cevap alamıyoruz cevabı verdi.
Burada ülkenin kayıp ettiği bir değer ortaya çıkıyor, iktidar ile muhalefetin ülke menfaatleri doğrultusunda bir araya gelememesi ve her zaman bir çekişmenin olduğu durumunun kimi STK’lara veya benzer kurumlara yansıdığı, bu durumla beraber yapılan her işin doğruluğuna, yanlışlığına bakılmadan her iki tarafında kendi ideolojileri doğrultusunda hareket etmesi ülkenin güç kaybına sebep oluyor. Temennimiz ülkenin menfaatleri adına tüm kesimlerin bir arada ortak kararla hareket etmesidir.
Son olarak Metin Feyzioğlu’nun son zamanlarda halk arasında biraz yoğun görünmesi, siyasi kesimlerle olan diyaloğu, Suriye konusunda yaptığı açıklamalara bakıldığında, acaba siyasetin içinde yer alacak mı sorusu akıllara geliyordu. Konuyla ilgili yaptığımız röportajı biraz kapsamlı tutup planlarında siyaset olup olmadığını sordum. Siyaseti bir kenara bırakıp ülke menfaatleri konusunda çalışmaktan haz aldığı gibi Gayet samimi ve net cevaplar aldım. Ama Dünyada ve ülkede gelişen ve değişen siyasi arenada yarınlar ne getirir bilinmez. Sayın Metin Feyzioğlu’na göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum.