3. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri kapsamında düzenlenen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Mehmet Narlı, “Kahramanmaraş, bizim için evvelden beri düşüncenin ve edebiyatın evi. Özellikle son zamanlarda şiir ve edebiyat çıtasını çok yükseklere çıkardı. Uluslararası Kahramanmaraş Şiir ve Edebiyat Günleri de artık markalaşmaya başladı” dedi.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri kapsamında yazar - okur buluşmaları, konferans, şiir dinletileri ve konserler kültür sanat dostlarıyla buluşmaya devam ediyor. Etkinliklerin ikinci gününde de birbirinden değerli isimler edebiyatseverlerle bir araya geldi. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Cumhuriyet Edebiyatının Yüz Yılı’ konulu oturumda Prof. Dr. Secaattin Tural ve Prof. Dr. M. Fatih Andı, dinleyecilere seslendi. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Mehmet Narlı’nın yaptığı etkinliğe edebiyatseverler yoğun ilgi gösterdi. 3’üncü Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri tanıtım videosunun gösterimiyle başlayan etkinlikte usta kalemler, Cumhuriyet edebiyatına ışık tuttu. Katılımcılar, etkinlikten duyduğu memnuniyeti belirterek Büyükşehir Belediyesi’ne ve katılımcılara teşekkür etti.
EDEBİYATIN EVİ: KAHRAMANMARAŞ
Prof. Dr. Mehmet Narlı, Kahramanmaraş’ın şiir ve edebiyatta öncü rol oynadığını belirterek, “Kahramanmaraş, bizim için evvelden beri düşüncenin ve edebiyatın evi. Kahramanmaraşlı şair, yazar ve fikir insanlarının Türk edebiyatına çok büyük katkıları oldu. Kahramanmaraş özellikle son zamanlarda şiir ve edebiyat çıtasını çok yükseklere çıkardı. Uluslararası Kahramanmaraş Şiir ve Edebiyat Günleri de artık markalaşmaya başladı. Büyükşehir Belediyesi’ne ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
EDEBİYATTA İNKILAP
Etkinlikte konuşan Prof. Dr. M. Fatih Andı, “Cumhuriyet dönemi edebiyatı elbette başladığı gibi bugüne gelmedi. Çünkü başladığı günün şartları ile bugünün şartları bir değil. Kendi içinde de zaman zaman çeşitli dalgalanmalar yaşadı. Cumhuriyet edebiyatı, asırlardır süregelen Türk edebiyatının kısmi olarak değişikliklere uğramış halidir. Bazı alanlarda keskin, bazı alanlarda daha yumuşak değişimlere uğrasa da neticede Türk edebiyatının devamıdır. Cumhuriyet edebiyatına gelene kadarki dönemde de gelenekle mesafeli bir duruş vardı ancak Cumhuriyet edebiyatı, gelenekten ziyade sıfırdan bir edebiyat oluşturmayı amaçladı. Buna da edebiyatta inkılap yapma denildi” diye konuştu.