Mısır’daki iklim değişikliği programına katılan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı, Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Kevser Cırık, iklim değişikliği konusunda açıklamalarda bulundu.
Mısır’ın Şarm Eş-Şeyh kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) zirvesine katılan KSÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kevser Cırık, iklim değişikliği açısından en önemli yeri tutan kuraklık, israf, su kıtlığı çerçevesinde Kahramanmaraş’ın su zenginliği ve alınması gereken tedbirleri değerlendirdi.
Şuanda dünyanın sanayi devrimi öncesine göre 1.19 santigrat derece daha sıcak olduğunu ifade eden Cırık, Türkiye genelinde su şebekelerinde su kaçaklarının yüzde 50 civarında olduğunu söyledi. Önümüzde bir iklim değişikliği sorunsalının olduğunu, iklim değişikliğinin sadece meteorolojik bir problem olmadığını, aslında hidrolojik dengeyi ve besin dengesini önemli derecede bozan, etkileyen bir kavram olduğunu söyledi. Tüm Türkiye olarak, iklim değişikliğinin en önemli boyutu olan su kıtlığına karşı susuz tarımı, su kaçaklarının önlenmesini, tekstil endüstrisinin suları tekrar kazanarak kullanılmasını ve kentsel atıksuların arıtma tesislerinde deşarj edilerek tarımda kullanılması gerektiğini ifade etti.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı, Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Kevser Cırık, şunları kaydetti: “İlimiz doğal su kaynakları açısından oldukça zengin. Bünyesinde 8 baraj ve 24 akarsu var. Ve bu doğal su kaynaklarımız şehrin hemen hemen tüm ihtiyacını karşılamaktadır. Özellikle içme su ihtiyacımız, tarımsal su ihtiyacımız yüksek oranda karşılanmaktadır. Aynı zamanda termal su kaynaklarımız da sağlık turizmine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Tabi bu güzel fotoğraf demek olmuyor ki, her şey böyle güzel gidecek. Önümüzde iklim değişikliği gibi bir sorunsalımız var. İklim değişikliği sadece meteorolojik bir problem olarak gözükse de aslında hidrolojik dengeyi ve besin dengesini önemli derecede bozan, etkileyen bir kavram. Şuan dünyamız 1.19 santigrat derece daha sıcak, sanayi devrimi öncesine göre. Ve bu sıcaklık gittikçe artıyor. Ve önümüzde gerçekten bizi bekleyen çok büyük riskler var. Bunlar neler, su kıtlığı kuraklık, yangınlar ve birçok sayamadığım felaketten söz ediyorum. Bunlardan en önemlisi tabi ki su kıtlığı. Türkiye gerçekten bir su zengini ülke değil. Önümüzde bizi su anlamında bekleyen çok ciddi riskler var. Ve şunu biliyoruz ki Milletler Arası Birleşmiş Milletler iklim değişikliği raporunda Türkiye’nin Akdeniz havzasında yer aldığı ve iklim değişikliği açısından Akdeniz havzasının en kırılgan bölge olduğu belirleniyor. Bu noktada şunu diyebiliriz: Türkiye risk altında. Hal böyle olunca sadece Kahramanmaraş için değil Türkiye’nin bütün illeri için aynı riskten bahsedebiliriz. Benim açımdan öncelikli olarak değerlendirmek istediğim nokta su kıtlığı. Kahramanmaraş değil tüm illerimizde gözlemlediğimiz aslında çok önemli bir problem var. İçme suyu şebekelerimizde suların büyük bir kısmı kayboluyor. Bu kayıp kaçaklar Türkiye genelinde yüzde 50 civarında. Şehirlerarası değerlendirdiğimiz zaman bazı şehirlerimizde yüzde 40, bazı şehirlerimizde ise yüzde 70 oranında yüksek bir rakam karşımıza çıkıyor. Tabi bunların biran önce önlenmesi, su tasarrufu ve su kayıplarının getirdiği risklerin minimize etmek açısından oldukça önemli. İkincisi Kahramanmaraş doğal su kaynakları bakımından her ne kadar zengin olsa da bir sanayi şehri. İçerisindeki barındırdığı daha doğrusu su tüketimine en fazla neden olan sektörleri barındırıyor. Özellikle tekstil endüstrisi.Tabi biz bu endüstrilere şöyle bir öneride bulunuyoruz. Mümkün olduğunuz kadar sularınızı geri kazanın, tekrar kullanın. Bu noktada sektörlere bir uyarı yapıyoruz.”