Yeşil binalar, dünyada enerjinin yaklaşık üçte birinin kullanmaktadır. Yeşil bina uygulamaları ile enerji tasarrufu, doğayı koruma ve konforlu bir yaşam ortamı sağlamaktadır” dedi.
Yeşil binalara olan talebi artırmak için yeni teşviklerin uygulanması gerektiğini ifade eden Nevzat Pakdil, “Yeşil binalara yönelmek inşaat firmalarına ve bu binalardan mesken alan insanlara neler kazandırır? Öncelikle kentsel yaşam alanlarına değer katması açısından yeşil binalar meskenlerin değerini artırmakta, yapım aşamasında doğal çevre tahribatını en aza indirmektedir. Bizler bu dünyayı atalarımızdan miras aldık ama çocuklarımızın geleceği için çok fazla hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Bunun için binaları yaparken temiz teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesine ortam sağlaması, hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirmeye alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“TEMİZ BİR ÇEVRE İÇİN ÖNCELİKLE KİRLETMEMEK GEREKİYOR”
Yeşil çatı uygulaması ile yağmur sularının arındırılmasının, yağmur sularının kullanımı ile kanalizasyon sisteminin yükünü azaltılmasının çevre açısından çok önemli gelişmelerin başında geldiğini sözlerine ekleyen Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Yine Yeşil binaların en önemli özelliklerinden biri de enerji üretimidir. Güneş enerjisinden yaralanma, doğal ışıktan yaralanma, yeşil katmanların güneş ışınlarını yansıtmaması ile sera etkisini oluşturan yansımaları azaltması ile önemli enerji girdileri sağlanmakta ayrıca enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Yeşil binalar yüzde 10 enerjisini kendisi üretirken, diğer özellikleri ile yüzde 30 enerji tasarrufu da sağlamaktadır. Böylece bir yeşil bina diğer binalara göre enerji verimliliği açısından yüzde 40 oranında avantajlar sağlamaktadır” diye konuştu. Pakdil açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Yeşil katmanları ile oksijen üretmesi ise sağlığımız açısından elzem gelişmelerin başında gelmektedir. İzolasyon sistemleri ile ısıtma soğutma maliyetlerinin ve karbondioksit salınımının azaltılması da sağlanmaktadır. Ülkemizin enerji ihtiyacının yüzde 70'ini ithal ediyoruz. En fazla enerji tüketimini ise yüzde 39 oranı ile sanayi sektöründe gerçekleşmektedir. Bu noktada ülke ekonomimizin en büyük aktörleri olan KOBİ'lerin de yeşil dönüşüm içerisinde yer alması Türkiye'nin çevre dostu iktisadi gelişimi için son derece önemli olacaktır. KOBİ’ler üretirken enerjiyi en verimli şekilde kullanmaları gerekiyor. Ortaya çıkan atıkların da bir şekilde değerlendirilmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Unutulmamalıdır ki, son yıllarda KOBİ’lerin kendi ürettikleri enerjiye devletin ciddi destekleri bulunmaktadır.
Bunun için de, KOBİ'lerimizin yatırım yapacakları projelerin; enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji başlığı altında minimum yüzde 15 enerji tasarrufu sağlayan her tür makine ekipman yenileme yatırımının; yenilenebilir enerji başlığı altında, güneş, jeotermal, biyogaz/biyokütle ve 500 kW kurulu gücün altındaki rüzgâr enerjisi projeleri olmaları kriterlerini karşılamalıdır.”
Yeşil binaların tükettikleri enerjinin yüzde 10’nu üretme gibi bir durumu olduğunu sözlerine ekleyen Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Bize emanet olan doğayı korumak, bizim için birer sorumluluktur. Hızla artan dünya nüfusunun hızla tükettiği enerji kaynakları bir gün mutlaka bitecektir. Gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak, yenilenebilir enerji kaynakları üretmek bizim sorumluluk alanlarımızdır. Bunun için yeşil binalara olan talebin artırılması için teşvikler uygulamalıyız. Böylece enerji ihtiyacımızı büyük bir bölümü sağlanmış olacaktır” diyerek açıklamalarını tamamladı.