ÖSO bahsinde bugün için sadece CHP’den söz etmiş oluyoruz ama işin içinde HDP ve FETÖ de var.
CHP-HDP-FETÖ üçlemesinin son 5 yılda bu ülkeye verdikleri zarar bahsinin bir ayağında da Özgür Suriye Ordusu’na karşı ortaklaşa yürüttükleri kara kampanya var.
MİT tırlarının durdurulması meselesini de, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesini geciktiren nedenleri de, 2014 Ekim başında patlayan Kobani eylemlerini de bu bağlamdan bağımsız düşünemeyiz.
ÖSO NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Önce, ÖSO nedir, oradan başlayalım.
Suriye’de iç savaş başladıktan sonra halkını katleden Esad rejimine karşı uluslararası bir konsensüs oluşmuş, 100 den fazla ülke Suriye muhalefetini ülkenin meşru temsilcisi olarak ilan etmişti.
Özgür Suriye Ordusu işte bu muhalefetin, yani uluslararası meşruiyeti olan hareketin silahlı ayağını oluşturuyor.
Bu anlamda ÖSO’nun uluslararası hukuka ters düşen, terörizmle bağdaştırılabilecek bir yönü bulunmuyor.
ÖSO TÜRKİYE İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR?
Suriye savaşında rolü olan devlet statüsüne sahip bütün ülkelerin sahada kendilerine müzahir (yakın) grupları oldu.
Rusya, Esat rejimiyle, İran Hizbullah ve Dünya’nın dört bir tarafından topladığı Şii milisleriyle, ABD ise 2013’ten sonra yaptığı tercihle PKK’nın uzantısı YPG ile iş tuttu.
Bu anlamda Türkiye’nin sahadaki müttefiki Özgür Suriye Ordusu oldu.
Ancak, içeride CHP/HDP/FETÖ işbirliğiyle, özellikle 2014’ten sonra başlatılan ÖSO karşıtlığı, artı devlet kurumları içerisinde ÖSO ile işbirliği yapılmasından rahatsız olan çevreler yüzünden şartların bugünkünden çok daha elverişli olduğu dönemde gerekli hamleler yapılamadı.
Oysa bugün için bile, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ÖSO ile birlikte hareket etmesi, Zeytin Dalı Harekatının meşruiyetini güçlendiren bir nitelik taşımaktadır.
Neden?
Çünkü, Suriye topraklarının çocuklarından oluşan Özgür Suriye Ordusu’nun bu harekatın bir parçası olması, Türkiye’nin Suriye’de işgalci bir güç gibi sunulmasını engelleyen faktörler arasında yer almakta.
CHP’nin bugünde sürdürdüğü ÖSO karşıtlığı, HDP’nin PKK’ya alan açılması için bu yapıyı terör örgütüymüş gibi sunmaya çalışması, FETÖ’nün her duruma göre renk değiştiren propaganda makinesi, Suriye’ye müdahale konusunda Türkiye’ye vakit kaybettirmekten başka bir işe yaramamıştır.
NEDEN ÖSO KARŞITLIĞI?
Meseleyi biraz daha açalım.
CHP, savaşın başından beri Beşar Esat’ın yanında yer aldığı için, böyle bir tutum izledi, izlemeye devam ediyor.
HDP, PKK’nın Suriye’de güçlenmesi için bu meseleyi bir propaganda aracı olarak kullandı.
FETÖ ise her türlü bel altı vuruşa elverişli bir konu olduğu için.
MİT tırlarının durdurulduğu tarih olan 2014 Ocak ayında bugün isimlerini ezbere bildiğimiz bütün şehirler ÖSO’nun kontrolü altındaydı.
El Bab, Cerablus, Menbiç, Çobanbey/El Rai…
Bütün bu şehirler ÖSO’nün elindeyken Türkiye’nin güney sınırlarında bir güvenlik sorunu yaşanmamıştı.
Ancak CHP/HDP/FETÖ üçlemesi, Washington Post, Wall Street Journal, New York Times gibi ABD basınında eş zamanlı olarak çıkanlar yayınları da peşlerine alarak Türkiye’yi yönetenleri, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere ÖSO ilişkisi nedeniyle Lahey’de yargılanmakla tehdit ettiler.
6,7 Ekim Kobani olaylarını hatırlayalım,
Selahattin Demirtaş’ın kışkırtmasıyla 52 kişinin öldüğü o şiddet olayları sırasında, bu olayları Kürtlerin meşru tepkisi gibi sunan bir hava estirilmedi mi?
İşte o zaman estirilen bu havanın bir ayağında ÖSO’ya karşı yürütülen kara propaganda vardı.
Kılıçdaroğlu bugün de aynı yerde duruyor.
Dün gazetecilerle yaptığı kahvaltı da, ÖSO’nun Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Afrin harekatına katılmasından duyduğu rahatsızlığı anlattı:
"Ordumuzun kahramanlığını ÖSO'ya mı devretmeye çalışıyorlar. TSK'nın başarısını bir başkasına ipotek edemezsiniz. Şimdi de ÖSO'ya mı meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor." dedi.
Türkiye’nin 2015 yazından itibaren karşı karşıya olduğu terör belasının arkasında işte bu söylemin de katkısı bulunuyor.
HDP ve FETÖ’nün burnu sürtüldüğü için, o dönemdeki kara propagandistlerinin pek sesi çıkmıyor bugün.
Onların yükünü de CHP ve Kılıçdaroğlu üstlenmiş görünüyor.
Sonuç olarak, Suriye’nin geleceği, Türkiye’nin geleceği için önemli bir koz olmayı sürdüren ÖSO’ya karşı yürütülen bu kirli kampanyaya teslim olmamak, güçlü şekilde karşı çıkmak büyük önem taşıyor.
KAYNAK: HABER7