Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ölümüne ilişkin eski emniyet amiri Dursun Özmen hakkında ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçuyla açılan davanın 4.’sü Kahramanmaraş Adliyesi’nde görüldü. Duruşmada Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, davaya avukat olarak müdahil oldu.
2009 yılında Kahramanmaraş'ta yaşanan helikopter kazası sonucu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle başlayan davanın 4. duruşması bugün Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmayı BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, ablası Mavuş Ocak, kazada yaşamını yitiren Erhan Üstündağ'ın eşi Meryem Üstündağ, gazeteci İsmail Güneş'in eşi Yasemin Güneş, avukatlar ve birçok kentten gelen partililer katıldı.
YAZICIOĞLU'NUN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ DİNLENDİ
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Özel Kalem Müdürü Okan Köksal'ın tanık olarak dinlenmesiyle başlayan mahkeme 2.5 saat sürdü. Köksal'a mahkeme başkanı tarafından olay günü genel merkezde yaşananları anlatmasını istedi.
Ardından Köksal, olaydan hemen sonra İsmail Güneş ile telefonla görüştüğünü ve helikopterin düştüğünü o görüşmede öğrendiğini söyledi.
Mahkeme heyeti tarafından Okan Köksal'a helikopterin düşmesinden sonra Yazıcıoğlu'nun hayatta olduğu yönündeki bilgiyi Kayseri Valiliği'nden önce basınla paylaşmasıyla da ilgili soruya ise Köksal, paylaşımı yapmadığını söyledi.
Yazıcıoğlu'nun avukatlarından Selami Ekici, tanık Okan Köksal'a Yazıcıoğlu'nun çalışma ofisindeki özel eşyalarının neden toplandığını sordu. Köksal bu soruya ise, eşyaların neden toplandığını bilmediğini belirtip söz konusu eşyaların Erol Dok, Mahir Dağmatlar, Necdet Şendil ve Nurten Ceceli isimli kişiler tarafından alındığını dile getirdi.
Davada Yazıcıoğlu avukatları, sanık Dursun Özmen'in yalan beyanda bulunduğunu ve görevi gereği delillerin karartılacağı göz önünde bulundurularak, davada tutuklu yargılanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti ise sanık Özmen'in tutuklu yargılanma talebini reddederek Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan kimin kimi nereden, ne zaman aradığı ve ne kadar süre konuştuğunu gösteren HTS kayıtlarının istenerek bilirkişilerce incelenmesine Fatih Gökçek'in tanık olarak dinlenmesine karar verip duruşmayı 23 Haziran 2015 tarihine ertelendi.
Duruşmanın tamamlanmasıyla birlikte BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindekiler, yağmur altında açıklama yaptı.
Destici, “Bugün burada bilindiği üzere ana bir soruşturma dosyası ele alındı. Ve bu dosya ayrı bir mahkemede bu savcılıkta yani Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturuluyor. Ama bundan farklı olarak o gün yani, ‘25 Mart’ta Muhsin Yazıcıoğlu kurtuldu, geliyor işte bacağı kırık, kaburgaları kırık şuuru yerinde yaralı bir şekilde hastaneye naklediliyor’ bilgi notunu emniyete ve ardından Kayseri Valiliği'ne gönderen Kahramanmaraş’ın o günkü istihbarat şube müdürüyle ilgili mahkeme devam ediyor. Bugün biz burada bir kere daha şunu gördük ki, hukuk içerisinde hak aramak gerçekten çok zor. Maalesef Türkiye’de yargı sistemimizin problemleri artarak devam ediyor. Tabi bu dava görülürken bizler hukukçularımız ile birlikte davanın takipçisi olurken öbür taraftan da mahkemeden açık ve net olarak şunu talep etmeye devam ediyoruz. Bu soruşturma dosyasının tefrik edilmemesi, ayrılmaması bir bütün olarak ele alınması ve şekilde devam etmesi soruşturulması gerekiyor. Ama bugün geldiğimiz noktada özellikle üst düzey memurlarla ilgili, bürokratlarla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda süren soruşturma henüz nihayete erdirilmiş değil. Ve bizde oluşan kanaat sanki özellikle geçiştiriliyor, yada geciktiriliyor gibi bir intiba mevcut. Mahkeme hakimimiz duruşmayı 23 Haziran olarak belirledi. Biz de bu süreç aydınlatılana kadar bunun takipçisi olacağız” diye konuştu.
“BU DOSYAYI AYDINLATMAK NAMUS BORCUDUR”
Destici’nin açıklamasının ardından söz alan SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Gördük ki dosyada yalan beyanlar vardır. Sahte belgeler vardır. Bunlar bile bizatihi başlı başına Türk Ceza Kanunu'na göre suçtur. Ama bunları da aşan ortada bir takım çok daha vahim olaylar var. Organize bir suçun olduğu kanaatindeyim. Kısacası bu dosyayı aydınlatmak, açıklığa kavuşturmak hiç şüphesiz ki hukuk devleti için bir namus borcudur” dedi.
Basın açıklaması, Muhsin Yazıcıoğlu’nun avukatı Kemal Yavuz’un dava süreci hakkında partililere bilgi vermesiyle sona erdi.