Türkiye Uluslararası bir ekonomik saldırı altında ve zor bir süreçten geçiyoruz. Bu durum hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu saldırıyı üzüntü ve kaygıyla karşılıyoruz. Türkiye zor bir coğrafyada yalnız bir ülke. Her ne kadar 21. Yüzyıla barış yılı diyorsak, NATO ile birlikteyiz diyorsak, ABD ile beraberiz, İslam ülkeleri destekçimiz diyorsak ta, bütün bunlar Türkiye’nin yalnız bir ülke olduğunu değiştirmez. Bizim bütün bu olanlara hazırlıklı olmamız gerekiyordu. Bizim aksiyonel politikalarımız olmalı. Yani yol haritamızı çok daha önceden belirlemeli ve o yolda devam etmeliyiz. Dışarıdan gelecek yardımlara asla bel bağlamamalı ve aksiyonel tavır göstermeli. Düşman dün Çanakkale’deydi, Dumlupınar’daydı. Hiçbir zaman rahat durmadılar ve durmayacaklar da. Bu konuda tedbirli olmamız gerekiyor.
Ülkelerin siyasi istikrarı ve ekonomi istikrarı birlikte hareket ediyor. Bugün bizdeki durumu değerlendirdiğimizde hükümetin hamlelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz milli düşünüyoruz, bu anlamda vatanımızı, milletimizi ve devletimizi sonuna kadar koruyoruz. Türkiye’de yaşayan 80 milyon insan devletine bağlıysa, bu süreçte herkesin devletine sahip çıkması gerekiyor. Fiyatların değişmesini kaygı ile izliyorum. Buna bakarak milli düşündüğünü sanan insanların testten geçmesi gerekiyor. Yağma hareketi gibi tüm tüketim ürünlerine zam yapılmasını doğru bulmuyorum. Son yıllardaki siyasetimizin ekonomik atılımları biraz daha milli çizgiye yakın buluyoruz. Bunlar da dış baskılardan sonra bu direnci oluşturdu. Bir ekonomi uzmanı değilim ama göründüğü kadarıyla milli ekonomi noktasında bir direnç oluşturuldu. Yabancı sermayeye karşı milli sermayemiz korunuyor. Siyasi istikrar ekonomik istikrarı beraberinde getirir. Bu durumun geçmesi temennisinde bulunuyoruz. Bu saldırılara sürekli hazır olmak lazım. Ekonomi anlamında çok güçlü olsak bile tedbirli olmak gerekir. Bu coğrafyada uyanık ve dirençli olursanız yaşarsınız.
15 Temmuz sürecinden sonra ülkedeki özel eğitim kurumlarında yeni bir yapılanmaya girildi. Dövizdeki kur dalgalanmalarından sektör nasıl etkilendi?
Ücretlerimizin ilanı mayıs ayında yayımlandı. Ülkemizde fiyatları değiştirmek için insanlar fırsat kolluyordu. Bizim öyle bir sorunumuz olmadı. Mayıs ayında hukuken fiyatlar belli oldu. Hukuken zorunlu olsa bile fiyatlar ile oynamanın doğru olmadığını buluyorum. Bu ülkenin insanı ücretleri artırmak, karına kar katmak için fırsat kollamamalı. Bu millet değerlerine bağlı, vatanını milletini seven insanlar olmalı. Fırsat kollamamalı. Maalesef iğneden ipliğe her şeye artış yapıldı. İlgili ilgisiz her alanda fiyatlar artırıldı. Eğitim kurumlarında da girdiler arttı. Maliyetlerimiz ne kadar da artsa, veliyi ve öğrenciyi korumak adına çalışmalarımızı yerinde yapıyoruz. Şu anda piyasa ciddi anlamda alabildiğine artırıldı. Bu günlerde en önemli mesaj ülkeye şehre ve coğrafyamıza birlik içerisinde sahip olması gerekiyor. İktidar ile muhalefetin bu noktada birlikte adım atmamasını gerçekten kınıyorum. Şu anda bir çeşit ekonomide istikrar savaşı söz konusu ise, ülkedeki tüm güçlerin sırt sırta verme mecburiyeti vardır.
Kahramanmaraş’ta sektörün içerisinde yılların bilgi birikimine sahipsiniz. Kahramanmaraş’ta özel eğitimin kalitesi de her geçen gün artıyor. Özel eğitim kurumlarının başarı çıtası da biraz daha yüksek. Final Eğitim kurumları olarak bundan sonraki süreçte neler planlıyorsunuz?
Mezunlara yönelik kurslar da bu yıl kaydırılacak. Biz de verimliliğimizi artırıp kaliteyi daha yükseklere taşıma çabası içerisindeyiz. Bünyemizdeki çocuklara hem akademi açısından hem de davranış açısından en iyi eğitimi verme çabası içerisindeyiz. Fen lisesi ya da Anadolu lisesi olduğumuz zaman kalite standartlarımızı daha da yükseğe taşımaya çalışacağız.