Said askerliğini jandarma olarak yapar. Şehrin Fransızlar tarafından işgal edildiğinin ertesi günü olan 31 Ekim 1919 Perşembe günü Uzunoluk’da Kel Hacı’nın kahvesinde oturmakta iken kadın çığlığı ile dışarı çıkar. Fransız işgal kuvvetlerine mensup Ermeni askerlerinden bir gurup hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık etmektedir. Hallerinden sarhoş oldukları da anlaşılır. Kadınların çarşaflarını çekiştirerek “burası artık Fransız ülkesi oldu. Fransa da çarşafla gezilmez” derken kadınlar da çığlık atarak “yok mu bir insaf ehli” diye yardım çağırır.
Said ve arkadaşları Ermenilere nasihat etmek ve olay büyümeden kadınları kurtarmak isterlerse de açılan ateş ile yaralanırlar. Ermenilerin açtığı ateşte yaralananlar arasında Said’in yanı sıra Gaffar Kabuloğlu Osman ile Darül Muallimin öğrencisi Taha da vardır.
Olayı dükkanından gören Sütçü İmam Olay yerine gelerek Said ve arkadaşlarını yaralayan Ermeni askerlerin üzerine silahını boşaltarak Maraş milli mücadelesinin de ilk kıvılcımını ateşlemiş olur.
Yapılan tedavi sonucu Osman ile Taha iyileşir. Said ise kurtarılamayarak birkaç gün sonra vefat eder.