Şehir içi çatışmaların başladığı daha ilk günlerde babası Kahveci Kamil Efendi sokakta Ermenilerce şehit edilir.
Ali Çavuş kendi evinde yangın çıkartarak Eytamhane’nin de yanmasını sağlar. Alev alan Eytamhane’de barınamayan Ermeni askerleri dışarı çıkmak zorunda kalır. Ali Çavuş evlerinin duvarına açtığı mazgal deliğinden Ermenilere ateş açar. Eğitimli bir asker olan Ali Çavuş attığını vurarak babasının intikamını da alır.
Maraş’ın kurtuluşunun ardından Antep savunması için yollara düşer. Dülük Baba mevkiinde düşmanla uzun bir süre mücadele eder. Taraflar arasında antlaşma sağlanması ile Maraş’a döner.
Savaş bitmiştir ama oturacak bir ev yoktur. Babası şehit olmuş, evleri içindekilerle birlikte yanmış, annesi ve kardeşleri orta yerde kalmıştır. Gerçi tüm şehir aynı kaderi yaşamaktadır. Kimsede yiyecek kalmamıştır.
Fırınların açıldığını gören Ali Çavuş fırına ekmek almaya gider ama cebinde parası yoktur. Fırıncı onu tanımış olsa gerektir ki:
-Kalsın Çavuş, kalsın. Sonra ödersin, der ve istediği kadar ekmeği verir.
Ali Çavuş hayatı boyunca bu olayı unutmaz.
29 Mayıs 1978’de vefat eder. Dokuz evladından biri de gençlik yıllarında sırtında sebze taşıyıp bahçecilik yapan işadamı İsmail Kurtul’dur.