Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, “Maraş'ın, Afşin'in, Çağlayancerit'in, Elbistan'ın, Göksun'un sorunu aynı, derdi ortak. Bunlar da; işsizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığıdır. Evin kirası ve faturaladır, kaynamayan tencerelerdir. Süte her geçen gün zam üstüne zam geliyor; dondurmacılarımız kâr edemiyor, Kahramanmaraş son yıllarda göç veriyor, her geçen gün işsiz sayısı artıyor. Milletin derdi seçim değil; geçimdir” dedi.
ZOR, “GEÇİM İTTİFAKI OLUŞTURDUK”
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, Kahramanmaraş'ta düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Düzenlenen Kahvaltı programına, İl Başkanı Av. Ahmet Zor’un yanı sıra parti teşkilatı katıldı. Saadet Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Av. Ahmet Zor, programın açılış konuşmasına, şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı dileyerek başladı. Başkan Zor, “Geçen hafta Kahramanmaraş İl Başkanı olarak katıldığım il başkanları toplantısında Genel Başkanımız bir ittifak açıklaması gerçekleştirdi. Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, bir seçim ittifakı değil. Geçim ittifakı oluşturduğumuzu kamuoyuna duyurdu. Bu anlamda, çalışmalarımızı bu yönde gerçekleştireceğiz. Ülkemizin, ekonomik olarak vatandaşlarımızın da içinde bulunduğu ortamda, bir seçime ihtiyaçları yok. Bir geçime ihtiyaçları var. Bizde bu anlamda bir geçim ittifakı oluşturduk” dedi.
“HERKES ENDİŞELİ VE MUTSUZ”
Saadet Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Av. Ahmet Zor’un konuşmasının ardından, Parti Sözcüsü Birol Aydın da Türkiye ve Kahramanmaraş gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin uzun zamandır her yeni güne boğucu ve yorucu bir gündemle uyandığını kaydeden Aydın, ardı ardına krizlerin yaşandığını söyledi. Aydın, ekonomik krizin bilinen bir gerçek olduğunu, bunun yanı sıra; eğitim, adalet, siyasi üslup krizlerinin de yaşandığını vurguladı. Parti Sözcüsü Aydın konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsanımız, uzunca bir süredir kasıtlı bir şekilde yersiz, gereksiz ve hiç kimseye faydası olmayan konularla meşgul edilmekte ve yaşadığımız derin problemler bu şekilde örtülmeye çalışılmaktadır. Bırakın son birkaç yılı, şu son birkaç günde yaşadıklarımız dahi büyük bir anormalliğe işaret etmektedir. İnsanımız, normalliği özledi; ülkemizin hızlı bir şekilde "normalleşmeye" ihtiyacı var. İnsanlarının yarın sabah neye uyanacağını bilemediği, birkaç saat sonrasını bile öngöremez hale geldiği bir ülke durumuna geldik. Herkes endişeli, herkes kaygılı, herkes mutsuz; herkes adeta diken üstünde yaşıyor.
İKTİDAR BAŞARISIZLIĞINA BAHANE ARIYOR
İktidar ve ortakları, seçim hesapları uğruna ülkemizi bilerek ve isteyerek derin bir bunalıma sürüklemekte, milletimizin gerçek gündem başlıkları konuşulmasın diye, ardı ardına suni gündem başlıkları üretmektedir. Uzunca bir süredir ülkeyi yönetmek yerine, toplumu ve algıları yönetmeye mesai harcıyorlar. Yine aynı şekilde, "ülkemizi nasıl ayağa kaldırırızın" cevaplarını aramak yerine; yüzde 50+1'i nasıl buluruz, muhalefet cephesini nasıl dağıtırızın matematiği üzerine çalışıyorlar. Ülkemizin her geçen gün artan bütçe açığını kapatmaya kafa yoracaklarına, her geçen gün demokrasi açığını daha da artıran adımları atmakla meşguller. Kahramanmaraş'ın sorunlarını nasıl çözeriz, Trabzon caddesinde, bu şehrin sokaklarında işsiz gezen gençlerimize nasıl iş imkanı sağlarız diye düşünmek yerine; Maraş'tan nasıl bir tane fazla milletvekili çıkarır, bir-iki tane fazla belediye nasıl kazanırız sorusuna odaklanmış vaziyetteler.. Ekonomide, adalette, eğitimde, tarımda, dış politikada, hangi alanı ele alırsak alalım, iktidar sınıfta kalıyor ve girdikleri her bütünleme sınavında notları daha da düşüyor. Notu kırık her öğenci gibi, iktidar da başarısızlığına bahane aramakta, bulamazsa da üretmeye çalışmaktadır.
ALLAH'TAN KORKUN, MİLLETTEN UTANIN!
Yanlış yapıyorsunuz, daha da kötüsü bu yanlışlıkları bilerek, isteyerek, hatta inadına yapıyorsunuz. Allah'tan korkun, milletten utanın. Generalmiş, amiralmiş, yok 103, yok 104'müş; siz yersiz bir şekilde bunlarla meşgul olurken; millet hangi sıkıntılarla cedelleşiyor? Yapılan son araştırmaya göre; milletin çarşı-pazarda karşılaştığı son bir yıllık gıda enflasyonu yüzde 40'ı bulmuştur. 2020 yılında elektiriği kesilen abone sayısı 3,7 milyonu bulmuş! İşsizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, ardı ardına gelen zamlar, ciddiyetsiz 'aç-kapa' pandemi yönetiminin sonucu olarak mağdur olan esnafımız ve çalışanları. Türkiye'nin her geçen gün artan dış borcu ve bütçesinden faize ayırdığı devasa paralar. Yolsuzluklar ve bunun neden olduğu derin yoksulluk. İşte siz, emekli amiraller üzerinden bir bardak suda fırtınalar koparırken; enflasyon oranları açıklandı. Bu yılın sadece ilk 3 ayında emeklilerimizin, memurlarımızın maaşları enflasyon karşısında eridi, tükendi.
"DERT BİR DEĞİL, ELVAN ELVAN.."
Güzel bir türkümüzde geçen ifadesiyle; "dert bir değil, elvan elvan.." Dert çok ama hepimizin derdi ortak. 7'den 77'ye, gencimizden yaşlılarımıza, dükkan sahibi olanın da, o dükkan da asgari ücretle çalışanımızın da, Doğu'nun da Batı'nın da, A Partisi'ne gönül verenin de, B Partisi'ne destek olanın da, 2018'de Cumhur İttifakı'na oy verenlerin de, Millet İttifakı'nı seçenlerin de ortak tek derdi var; ekonomi, ekonomi, ekonomi. Maraş'ın, Afşin'in, Çağlayancerit'in, Elbistan'ın,Göksun'un sorunu aynı, derdi ortak. Bunlar da; işsizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığıdır. Evin kirası ve faturaladır, kaynamayan tencerelerdir. Süte her geçen gün zam üstüne zam geliyor; dondurmacılarımız kâr edemiyor, Kahramanmaraş son yıllarda göç veriyor, her geçen gün işsiz sayısı artıyor. İktidar, eskiden ortaya bir konu atar, o konu 1 ay kamuoyunu meşgul ederdi, sonra bu süre 1 haftaya düştü. Şimdilerde ise ancak ve ancak 1-2 gün kamuoyunu meşgul edebiliyorlar; çünkü millet aç, millet yoksul, millet işsiz, millet perişan. Milletin ve milyonlarca emeklimizin derdi emekli amiraller değil, evine götüreceği ekmektir. Millet, yeni anayasa değil, yıllardır alamadığı yeni bir ayakkabıyı alabilmeyi istiyor. Milletin derdi seçim değil; geçimdir!
"GEÇİM İTTİFAKI"
Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu'nun Cumartesi günü açıkladığı "Geçim İttifakı" kampanyamız kamuoyunda geniş bir yankı buldu ve takdirle karşılandı. Saadet Partisi olarak her zaman ifade ettiğimiz gibi, milletin derdi bizim derdimizdir. Suni gündem konularına takılıp kalmadan, milletin yaşadığı sıkıntılara ve bunlara çözüm üretmeye odaklanmayı kendimize şiar edindik. Milletin frekansıyla, Saadet Partisi'nin frekansı aynıdır. Bu nedenle; tam kadro sahadayız. Birileri "seçim, seçim" diye ortalığı tozu dumana katmaya çalışsa da; biz bunca gürültünün arasında insanımızın "geçinemiyoruz" feryatlarına tercüman olacak, her fırsatta gündeme getireceğiz. Birileri "kutuplaşma" diyecek; biz "kucaklaşma" diyeceğiz! Birileri ısrarla "hesaplaşma" dedikçe; biz "helalleşme" diyeceğiz. Onlar seçim diyecek; biz geçim diyeceğiz. Onlar oy hesapları yapacak; biz çarşı-pazarda can yakan hesabı gündeme taşıyacağız.
UMUDUN ADRESİYİZ
Birileri iktidarlarının sonu gelmesin diye ittifak denklemleri üzerinden kamuoyunu meşgul ettikçe; biz ayın sonu getiremeyen milyonlarca insanımızla birlikte "geçim ittifakı" çatısı altında buluşacağız. İnsanımızı nefes dahi alamaz hale getirenlerin, sudan bahanelerle kendilerine nefes alma imkanı tanımak için oluşturdukları suni gündem konularına takılıp kalmayacağız. Ankara'da masa başından siyasi mühendislik çalışmaları yapanlar, medya gücüyle algıları yönetenler, ittifak ve seçim hesapları güdenler ne yaparlarsa yapsınlar, biz tüm gücümüzle çalışacak ve vatandaşımızla aramıza örülmeye çalışılan duvarları yıkacağız, bu konuda çok kararlıyız. İl il, ilçe ilçe geziyor, vatandaşımızla buluşuyor, derdini dinliyor, hep beraber çözüm yollarını gösteriyoruz. Sokak sokak, cadde cadde, dükkan dükkan dolaşıyor, gerçek gündemlerimizi konuşuyoruz. Saadet Partisi olarak hızımızı daha da artıracak, tüm mensuplarımızla birlikte çalışma tempomuzu her geçen gün katlanarak artırıyoruz. İnsanımız bir umut ve çıkış kapısı aramaktadır; bunun çok iyi farkındayız. Ve Saadet Partisi olarak söylemlerimiz ve politiklarımızla insanımızın bu arayışına denk düşecek çalışmalar ortaya koyuyor ve umudun adresi oluyoruz.”