Adıyaman Kahramanmaraş Elektrik Dağıtım A.Ş. (AKEDAŞ)’tan önce uzun seneler bankacılık sektöründe görev yaptım. 1981 yılında bir kamu bankasında göreve başladım. Her kademesinde çalıştıktan sonra yaklaşık 12 yıl müdürlük görevini yaparak 2009 Ekim ayında oradan emekli oldum. Aynı tarihte AKEDAŞ’ta göreve başladım. 2011 yılında AKEDAŞ özelleşti ve ben de o tarihte genel müdür yardımcısı olarak göreve başladım. 2013 yılında kanunun öngördüğü bir ayrışma söz konusu oldu. Şebeke ve teknik işler ayrı bir şirkette, ticaret işleri ayrı bir şirkette yapılma zorunluluğu oluştu. O ayrışmadan sonra perakende tarafının genel müdürlük görevini üstlendim. Şu anda da o görevi devam ettiriyorum. Evliyim ve iki tane çocuğum var. Kahramanmaraş benim için çok özel bir yerdedir. Ben Gaziantep İslâhiyeliyim. Fakat Kahramanmaraş’ta göreve başladım ve Kahramanmaraş’ı çok sevdim. Burada çok iyi bir sinerji yakaladım. Eşim Kahramanmaraşlı, ama ben eşimden daha çok Kahramanmaraşlıyım. Kahramanmaraş’ı çok sahipleniyorum. Çünkü çok seviyorum. Sosyal yönden gelişmişlik bana göre göreceli bir kavramdır. Burada çok rahat sokakta gezebiliyorum ve istediğim yere gidebiliyorum. Akşam geç vakitlere kadar çalışıyorum ve dışarıya yalnız çıkıyorum. Hiçbir problemle de karşılaşmıyorum. Diğer şehirlerden biz bence daha yukarılardayız. Ben bu zamana kadar aldığım başarıları ve projeleri Kahramanmaraş sayesinde yaptığımı düşünüyorum.
Kadınlar çalışmalı mı?
Bana göre kadınlar iş hayatının içerisinde olmalıdır. Kadınların, annelik içgüdüsü kaynaklı sorumluluk sahibi olduklarını, iş yerlerinde de görmek mümkün. Kadınlar biraz daha detaycıdır. Çünkü biz kadınlar aynı anda birden fazla şeyi düşünebiliyoruz. Hiç çalışmayan bir kadın bile evine ve eşine ne yapacağını planlar. Kadınlarda sorumluluk duygusunun biraz daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bunun için kadınların iş hayatında olması gerekir. Biz kadınlar kariyer de yapıyoruz, çocuk da yapıyoruz. Bizim kadınlarımız ne kadar toplumun içerisinde var olurlarsa, geleceğin çocuklarını yetiştirecek anne olarak çocuklarına bir şey katar. Kadın kesinlikle iş hayatında var olmalıdır.
Sivil toplum kuruluşlarında( STK) kadınlara yer verilmeli mi?
Kadın ve erkeğin her platformda yan yana var olması gerektiğini düşünüyorum. Katıldığım toplantılarda 2 veya üç kadın oluyor. Bu sayıyı çoğaltmamız gerek diye düşünüyorum. Tek bayanlı olarak birçok toplantı oluyor. Kadınların her alanda olduğu gibi sivil toplum kuruluşlarında da varlığını hissettirmeleri gerekir.
Kadın Girişimciler Kurulu üyesisiniz. Kurul neler yapmalı? Kuruldan neler bekliyorsunuz?
Kadın Girişimciler Kurulu gibi kurullar, ortak hareket edilen platformlardır. Kadınların girişimci olabilmesi için, kadınlara daha çok verilmesi açısından güzel bir platformdur. Geniş çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Girişimci olabilmeleri için manevi destek verilmelidir. Daha farklı neler yapılabilir gibi konular üzerinde durulmalıdır. Girişimcilere sektörel yönde destek verilmelidir. Buna da topluluk oluşan yerler desteklemelidir. Her şey ekonomi ile eşdeğer oluyor. İyi bir ekonomi çok şey demektir. Bütün her şeyimiz ekonomiden geçiyor. Kadınları girişimciliğe yönlendirirsek hem kendi ekonomisine hem de ülke ekonomisine büyük katkıda bulunurlar. Burada bize düşen görev öncülük yapmaktır.
Nazlı Ceylan Balduk Hanım’ın Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ceylan Hanım; genç, girişimci, heyecanlı ve dinamik bir yapısı olan bir kişidir. Kadın Girişimciler Kurulu başkanının Ceylan Hanım olması, bir avantajdır diye düşünüyorum. Ceylan Hanım çok çalışkan olmasının yanına akıllı bir kadındır. Kadın Girişimciler Kurulu’nun şehir dışında duyulmasında, soyadının Balduk olmasının etkisi büyüktü. Ceylan Hanım’ın bu kurulun başında olmasını son derece destekliyorum. Dinamik bir yapıyla çalışkanlığını sürdürüyor.