Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise takvâlı olanlar (Allah’ın emrine uygun yaşayanlar/aykırı davranmaktan sakınanlar) için elbet daha iyidir. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? (En’am /32)
SON PEYGAMBER (SAV)
(Ey Resûlüm!) De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.”
(3/ Al-i İmran Suresi: 31)
SÜNNETİN İHYASI– AHDE VEFA
Ahde Vefa; Söze Sadakat…
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:
“Bana kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin, ben de size cennetin güvencesini vereyim: Konuştuğunuz zaman doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, size (bir şey) emanet edildiğinde ona riayet edin, iffetinizi koruyun, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) sakının ve ellerinizi (haramdan) çekin.” buyurmuştur.
Hadis-i şerifte de belirtildiği üzere, verilen sözü tutmak bir İslam ahlakıdır. Kime ve neden verildiğinden ziyade, bizzat sözün kendisi esastır, değerlidir ve önemlidir. Dolayısıyla sadece hukuki antlaşmalar ya da resmi sözleşmeler değil; büyük küçük, kadın erkek toplumun her ferdini ilgilendiren günlük hayata dair vaatler de bağlayıcıdır. Bu nedenle kişi, kendi çocuklarına verdiği sözü bile küçük görüp, basite alıp savuşturmamalıdır. Zira Hz. Peygamber, tek bir vücut gibi gördüğü müminlerden her birinin, verdiği söze riayet etmek için gayret göstermesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Tirmizi, Birr, 58 İbn Hanbel, III, 134 Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadislerle İslam Külliyat
KÖLESİYİZ, RAZI OLSUN ALEMLERİN EFENDİSİ BİZDEN
HADİS-İ ŞERİFLERLE HAFTANIN DUASI
Allahım! İlminle gaybleri bilirsin. Gücünle tüm yarattıklarına hakimsin. Yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat, ölüm benim için hayırlı ise beni vefat ettir. (Ahmed bin Hanbel
HİKMETLİ SÖZLER
O, (Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet nasip etmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir. (Bu âyet ve öğütleri) olgun akıl sahiplerinden başkası düşünemez. Bakara/269
AHMED ZİYAÜDDİN GÜMÜŞHANEVİ (KS) BUYURDULAR Kİ:
“Günahlardan kurtuluşun en sür'atli yolu, muhabbetullah ve cemalullah'a aşk ve şevk ile bağlanmalıdır. Bu ise çok ibadet etmek, istiğfar etmek, ölümü ve cehennem ateşini çok düşünmek, gecelerini ibadetle ihyâ etmek, mahlukâta şefkat göstermek, hüsn-i zan beslemek, şehvet, kin ve kötü fikirlere karşı sabretmekle elde edilir.
*****************
“Sağa-sola bakmak nasıl kalbin gücünü parçalayıp zayıflatıyorsa, gözleri kapamak da, aksine kuvvet ve ferahlık verir. Kim ki gözünü haramdan sakınır, nefsini şehvetten korur, bâtınını murâkabe ile ma'mûr hale getirir ve helal rızıkla beslenirse, ferasetinde yanılmaz. Fakat feraset, bedende nefsin hâkimiyeti ile değil, Cenâb-ı Hakk'ın nuru ile bakabilme hassasını kazanmakla elde edilen bir haslettir.
GÜLLERİN EFENDİSİ GÜNLERİN EFENDİSİ HAKKINDA ŞÖYLE BUYURDULAR
Ebu`l-Ca`d ed`Dumri (Ra) dan rivayetle Resulullah (sav) buyurdular ki:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim önemsemeyerek üç cumayı terk edecek olursa, Allah onun kalbini mühürler." (Buharî Hadis No: 2860)