Binlerce yıldır Kudüs şehri üç semavi din için de bir toplanma yeri olmuş, kutsal mabetlerine de ev sahipliği yapmış insanlık ve tarihi açısından önemli bir şehir olmuştur. Yıllardır Kudüs ve civarında yaşayan Filistinli müslümanlar İsrail'in yayılmacı ve tehditkar politikaları ile adeta köşeye sıkıştırılmış, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'da ibadet yapılamaz ezan okunmaz hale getirilmiştir. İsrail'in bu yayılmacı ve korsanca tavrı dünya ölçeğinde kınamadan öte karşılık bulmamıştır. İsrail de bu yayılmacı tavrını ilerletmiş, gün geçtikçe kendinden olmayanları yok sayıp hatta yok etme aşamasına kadar getirmiştir.
A.B.D.'nin şımarık çocuğu artık ele avuca sığmaz bir konuma gelmiştir. Kudüs 1980 yılında İsrail tarafından başkent ilan edilmiş, ancak hiç bir devlet bu statüyü tanımamıştır. Tüm dünyada bu konuda oluşan ortak düşünce Kudüs'ün semavi dinler için aynı oranda kutsiyet arz ettiği ve hiç bir dinin tekelinde olmaması yönündedir.
A.B.D..'nin Kudüs'ü başkent olarak tanıması, İsrailin yıllardır uyguladığı sistematik yayılmacı politikasını güçlendirmek yönünde bir adım olmuş, bu haliyle Müslümanları ve Müslümanlığı tehdit boyutundan artık neredeyse dinler arası savaş boyutuna dahi getirecek gelişmelere gebe bırakmıştır.
Son yıllarda ülkemizi de içine alan kadim coğrafyada gerilim hızla artmakta, çoğu ülkede ya iç savaş yaşanmakta ya da ülkeler arasında savaş boyutuna varabilecek boyutta gerilim artmaktadır. Yaşanan bu durum da en nihayetinde terörist gruplar için bulunmaz bir ortam hazırlamakta, terör ve terör örgütleri kendilerine yeni alanlar oluşturmakta gün geçmiyor ki buna bağlı olarakta yeni bir terör örgütü peydahlanmaktadır.
A.B.D.'nin yaptığı bu tanıma zaten gerilimin hat safhaya ulaştığı bu coğrafyaya barışı getirmeyeceği çok açıktır. Aksine terör ve teröristler için arayıpta bulamayacakları bir zemin oluşmasına neden olacaktır.
Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de Türk Milleti olarak dini, milliyeti ve düşüncesi ne olursa olsun mazlumun yanında olan tavrımızı sürdürmeye devam etmeliyiz. Kudüs’te yaşayan Filistinli kardeşlerimizi yetim ve Mescid-i Aksa yı öksüz bırakmamakta kararlıyız.
Bu itibarla TEÇ-SEN- Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası olarak Kudüs'un Tüm İnsanlığın Başkenti olarak kalması için, siyonist İsrail'in insafına bırakılmaması için tepkimizi göstermeye devam edeceğiz.
08/12/2017 tarihinde cuma namazı sonrası Kudüs için yapılacak eylemlere ve protestolara aktif olarak katılacağız.
Kamuoyuna ve Tüm Teşkilatlarımıza duyurulur.